Sıl ile Biten Kelimeler

SIL ile biten 19 kelime bulunuyor. Sonu SIL olan kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Sıl ile başlayan kelimeler. İçinde sıl olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

8 Harfli Kelimeler

VELHASIL20, MUNFASIL18, MUHASSIL17, DUDAKSIL15, DAMAKSIL13, MUTTASIL12

7 Harfli Kelimeler

AĞIZSIL20, AĞAÇSIL19, ELHASIL13, MAYASIL12

6 Harfli Kelimeler

VARSIL14, KASSIL9, ANASIL8

5 Harfli Kelimeler

FASIL13, VASIL13, HASIL11, NASIL7

4 Harfli Kelimeler

ISIL7, ASIL6

ASIL (Kelime Kökeni: Arapça aṣl)

[isim]

  • Bir şeyin kendisi, örnek, kopya karşıtı

    Bir belgenin aslı.

  • Kök, köken, kaynak

    Yazının aslı resimdir.

  • Gerçeklik

    Bu haberin aslı yok.

  • Soy, nesep

    İnsan, dedi, aslını unutmamalıdır. - Sait Faik Abasıyanık

[sıfat]

  • Gerçek, esas

    Ama benim asıl niyetim eski sevgilisinin adını öğrenmek. - Ahmet Ümit

[sıfat]

  • Bir şeyin temelini oluşturan, ana

[sıfat]

  • Aranılan nitelikleri en çok kendinde toplamış olan

    Asıl sanat budur.

[sıfat]

  • Bir görevde sürekli bulunan, yedek karşıtı

    Asıl jüri üyesi toplantıya gelmediğinden yedek üye çağrıldı.

[zarf]

  • (a'sıl) Gerçekten, gerçek olarak

    Bana umut vermeye çalışıyor ama asıl onun teskin edilmeye ihtiyacı var. - Ahmet Ümit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • asıl azmaz, bal kokmaz
  • aslı çıkmak
  • aslına bakarsan

Birleşik Kelimeler: asıl nüsha, asıl sayılar, aslı astarı, aslı faslı, aslı nesli

NASIL (Kelime Kökeni: Türkçe ne + Arapça aṣl)

[zarf]

  • Bir işin ne biçimde, hangi yolla olduğunu belirtmek için kullanılan bir söz

    Nasıl sevebilirse üç gönül bir tek gülü / Sen de güzelliğine kul edersin üç gönlü - Faruk Nafiz Çamlıbel

  • Bir hareketin yapılış biçimine duyulan şaşkınlığı belirten bir söz

    Falih Rıfkı Atay gibi en güzel Türkçeyi yazan bir muhabirin kaleminden bu satırlar nasıl çıktı? - Orhan Seyfi Orhon

  • İşin zorunlu olduğunu belirten bir söz

    Bu yaptıklarından sonra ona nasıl kızmam?

    Okula nasıl gitmez!

  • Ne kadar çok

    Seni nasıl seviyorum.

  • Elbette, kesinlikle

    Bak nasıl sınıfını geçecek!

  • `Ben sana dememiş miydim, gördün mü?` anlamlarında kullanılan bir söz

    Nasıl, kitap kiminmiş?

  • `Ne dediniz?` veya `iyi mi, beğendiniz mi?` anlamlarında kullanılan bir söz

    Nasıl, bir daha söyler misiniz?

[sıfat]

  • Ne gibi, ne türlü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nasıl ki
  • nasıl olmuşsa
  • nasıl olsa
  • nasılsınız

ISIL

[sıfat]

[fizik]

  • Isı ile, sıcaklıkla ilgili, termik

Birleşik Kelimeler: ısıl işlem

ANASIL (Kelime Kökeni: Arapça ʿanaṣl)

[zarf]

[eskimiş]

  • Kökten, asıl olarak, esaslı bir biçimde

    Anasıl asker ve erkek bir kavim olmadıkları için askerliğin şanından hiçbir zaman nasipleri yoktur. - Yahya Kemal Beyatlı

KASSIL

[sıfat]

[biyoloji]

  • Kasla ilgili olan

Birleşik Kelimeler: kassıl duyumlar

HASIL (Kelime Kökeni: Arapça ḥāṣil)

[sıfat]

  • Olan, ortaya çıkan, görünen

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hasıl etmek
  • hasıl olmak

Birleşik Kelimeler: hasılıkelam

MUTTASIL (Kelime Kökeni: Arapça muttaṣil)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Bitişik, yan yana olan

[zarf]

  • Aralık vermeden, aralıksız, durmadan, biteviye

    Yalnız birçok nefer yırtık, fersude eşyayı muttasıl at, eşek, öküz arabalarına yükletiyorlardı. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

MAYASIL (Kelime Kökeni: Arapça māyesīl)

[isim]

[tıp]

  • Tende kızartı, kaşınma, sulanma, kabuk bağlama vb. doku bozukluklarıyla kendini gösteren ve bulaşıcı olmayan bir deri hastalığı, egzama

    Rıza Bey'in ayak parmakları mayasıl olmuştur. - Haldun Taner

  • Basur

Birleşik Kelimeler: mayasıl otu

DAMAKSIL

[sıfat]

[dil bilgisi]

  • Damakla ilgili

ELHASIL (Kelime Kökeni: Arapça elḥāṣil)

[zarf]

  • Kısacası

FASIL (Kelime Kökeni: Arapça faṣl)

[isim]

  • Bölüm, kısım, devre

    Kitabı kapadı, biraz durdu, sonra tekrar açarak o faslı sonuna kadar bir hamlede okudu. - Peyami Safa

  • Dönem, devre

    Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç / Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç - Yahya Kemal Beyatlı

  • Belli bir sürede yapılan iş, karşılaşılan durum veya olay

    Fazla olarak arada bir patronu çekiştirmek, dedikodu yapmak faslı da kapanacak. - Halide Edip Adıvar

[ekonomi]

  • Bütçede ayrı ayrı gösterilen bölümler

[müzik]

  • Peşrev, nakış, şarkı, saz semaisi vb. parçaların belli bir sıraya göre çalınıp söylenmesi

    Radyo ince sazdan sultaniyegâh faslına başlamış. - Attila İlhan

[tiyatro]

  • Orta oyununa başlamadan önce saz takımının çaldığı köçek havası ve curcuna

[eskimiş]

[tiyatro]

  • Osmanlı ve Arap tiyatrosunda oyunun perde bölümü

Birleşik Kelimeler: fasıl heyeti, fasletmek, aslı faslı

VASIL (Kelime Kökeni: Arapça vāṣil)

[sıfat]

  • Ulaşan, varan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • vasıl olmak

VARSIL

[sıfat]

  • Parası, malı çok olan, zengin, yoksul karşıtı

Birleşik Kelimeler: varsıl erki

DUDAKSIL

[sıfat]

[dil bilgisi]

  • Boğumlanma noktası dudaklarda bulunan (ses)

    p dudaksıl sestir.

MUHASSIL (Kelime Kökeni: Arapça muḥaṣṣil)

[isim]

[tarih]

  • Osmanlı Devleti'nde Tanzimattan önceki dönemde vergi tahsildarı