SÜZDÜRMEK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
SÜZDÜRMEK harflerini içeren 5 harfli 24 kelime bulunuyor. 5 harfli SÜZDÜRMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
DÜRZÜ14,
SÜREK
- Süren, devam eden zaman
- Hızlı süren, hızlı giden
- Satmak için pazara götürülen hayvan sürüsü
Birleşik Kelimeler: sürek avı
ÜRKME
- Ürkmek işi, tevahhuş
KÜSME
- Küsmek işi
KÜMES (Kelime Kökeni: Rumca)
-
Tavuk, hindi vb. evcil hayvanların barınmasına yarayan kapalı yer
Ne kümeste tavuk bırakırmış ne ahırda hayvan ne de ağılda koyun. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
-
Ufak ev
Bu murdar kümeste nasıl oturuyorsun bilmem? - Ahmet Midhat
Birleşik Kelimeler: kümes hayvanları, tavuk kümesi
SÜMER
- Mezopotamya'da yaşamış bir ulus ve bu ulustan olan kimse
SÜMEK
- Eğirilmek için temizlenmiş, taranmış yumak biçiminde yün
SÜRME
- Sürmek işi
-
Kapı kanadını içeriden kapama, dolap kapağını yerinde tutma vb. işlere yarayan ve yuvası içinde ileri geri sürülebilen sistem, sürgü
Kapıyı kapadı. Üstünde anahtar ve sürme yoktu. - Peyami Safa
- Masa ve dolapta küçük çekmece
-
Sürülerek kullanılan
Sürme kapak. Sürme kapı.
Birleşik Kelimeler: sürme iskele, iç sürme, kökten sürme, top sürme
-
Kirpik diplerine sürülen siyah boya, sürme, is
Genç güzel aşçı kadının kirpiklerinde sürme, parmaklarında kına yoktu. - Aka Gündüz
Ata Sözleri ve Deyimler
- sürme çekmek
- sürmeyi gözden çekmek
- Sürme mantarıgillerin yol açtığı ve tanelerin içini kurum karası bir tozla dolduran ekin hastalığı, rastık
Birleşik Kelimeler: sürme mantarları, buğday sürmesi
DÜRME
- Dürmek işi
- Gözleme (II)
- Lahana
KÜRSÜ (Kelime Kökeni: Arapça kursī)
-
Kalabalığa karşı konuşma yapanların önünde bulunan yüksekçe yer
İki gün süren tartışmalardan sonra Mustafa Kemal kürsüye geldi. - Falih Rıfkı Atay
-
Ana bilim dalı
Türk Dili Kürsüsü. Yakın Çağ Tarihi Kürsüsü.
- Sandalye
- Bir fakültede araştırma ve öğretim birimi, bölüm
Birleşik Kelimeler: kürsü başkanı, kürsü hocası, kürsü şeyhi, baca kürsüsü
ÜRÜME
- Ürümek işi
Ata Sözleri ve Deyimler
- ürümesini bilmeyen köpek sürüye kurt getirir
MEZÜR (Kelime Kökeni: Fransızca mesure)
- Mezura
-
Ölçü
Kunduraları galiba ayağını sıktığı için mezürü bozuyor, aktrisi kızdırıyordu. - Reşat Nuri Güntekin
SÜMÜK
- Sümük doku hücrelerinin ve üzerinde bulunan bezlerin, doku yüzünde nemli, akıcı, kaygan bir tabaka oluşturan salgısı
Birleşik Kelimeler: sümük doku
SÜZEK
- Süzgeç
- Işığın önüne konulan, ince kumaş veya tülden yarı saydam yayındırıcı
SÜRÜM
-
Bir ticaret malının satılır olması, revaç
Bu malın sürümü yoktur.
-
Bir paranın geçer olması, tedavül
Bu para sürümden kaldırıldı.
- Devletçe para, senet ve tahvil çıkarma, piyasaya sürme, emisyon
- Bir konuyla ilgili değişik metinlerden her biri, versiyon
- Değişik biçim, versiyon
Birleşik Kelimeler: sürüm sürüm
ÜZMEK
-
Üzüntü vermek
Onu biraz üzerim ama zekâsına da bayılırım. - Sait Faik Abasıyanık
-
Bir şeyi gerip çekerek gevşetmek, sürterek aşındırmak
Odunlar eşeğin sırtını üzüyordu. - Halikarnas Balıkçısı