SÜZDÜRMEK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

SÜZDÜRMEK harflerini içeren 5 harfli 24 kelime bulunuyor. 5 harfli SÜZDÜRMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DÜRZÜ14, DÜZME13, DÜZEM13, MEDÜZ13, SÜZÜK13, DÜRÜM12, MÜDÜR12, SÜZME12, MEZÜR11, SÜMÜK11, SÜZEK11, SÜRÜM11, ÜZMEK11, ZÜMRE11, DÜRME10, KÜRSÜ10, ÜRÜME10, KÜSME9, KÜMES9, SÜMER9, SÜMEK9, SÜRME9, SÜREK8, ÜRKME8

SÜREK

[isim]

  • Süren, devam eden zaman

[sıfat]

  • Hızlı süren, hızlı giden

[halk ağzında]

  • Satmak için pazara götürülen hayvan sürüsü

Birleşik Kelimeler: sürek avı

ÜRKME

[isim]

  • Ürkmek işi, tevahhuş

KÜSME

[isim]

  • Küsmek işi

KÜMES (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Tavuk, hindi vb. evcil hayvanların barınmasına yarayan kapalı yer

    Ne kümeste tavuk bırakırmış ne ahırda hayvan ne de ağılda koyun. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[mecaz]

  • Ufak ev

    Bu murdar kümeste nasıl oturuyorsun bilmem? - Ahmet Midhat

Birleşik Kelimeler: kümes hayvanları, tavuk kümesi

SÜMER

[isim]

  • Mezopotamya'da yaşamış bir ulus ve bu ulustan olan kimse

SÜMEK

[isim]

[halk ağzında]

  • Eğirilmek için temizlenmiş, taranmış yumak biçiminde yün

SÜRME

[isim]

  • Sürmek işi
  • Kapı kanadını içeriden kapama, dolap kapağını yerinde tutma vb. işlere yarayan ve yuvası içinde ileri geri sürülebilen sistem, sürgü

    Kapıyı kapadı. Üstünde anahtar ve sürme yoktu. - Peyami Safa

  • Masa ve dolapta küçük çekmece

[sıfat]

  • Sürülerek kullanılan

    Sürme kapak. Sürme kapı.

Birleşik Kelimeler: sürme iskele, iç sürme, kökten sürme, top sürme

[isim]

  • Kirpik diplerine sürülen siyah boya, sürme, is

    Genç güzel aşçı kadının kirpiklerinde sürme, parmaklarında kına yoktu. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sürme çekmek
  • sürmeyi gözden çekmek

[isim]

  • Sürme mantarıgillerin yol açtığı ve tanelerin içini kurum karası bir tozla dolduran ekin hastalığı, rastık

Birleşik Kelimeler: sürme mantarları, buğday sürmesi

DÜRME

[isim]

  • Dürmek işi
  • Gözleme (II)

[halk ağzında]

  • Lahana

KÜRSÜ (Kelime Kökeni: Arapça kursī)

[isim]

  • Kalabalığa karşı konuşma yapanların önünde bulunan yüksekçe yer

    İki gün süren tartışmalardan sonra Mustafa Kemal kürsüye geldi. - Falih Rıfkı Atay

  • Ana bilim dalı

    Türk Dili Kürsüsü. Yakın Çağ Tarihi Kürsüsü.

[halk ağzında]

  • Sandalye

[eskimiş]

  • Bir fakültede araştırma ve öğretim birimi, bölüm

Birleşik Kelimeler: kürsü başkanı, kürsü hocası, kürsü şeyhi, baca kürsüsü

ÜRÜME

[isim]

  • Ürümek işi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ürümesini bilmeyen köpek sürüye kurt getirir

MEZÜR (Kelime Kökeni: Fransızca mesure)

[isim]

  • Mezura
  • Ölçü

    Kunduraları galiba ayağını sıktığı için mezürü bozuyor, aktrisi kızdırıyordu. - Reşat Nuri Güntekin

SÜMÜK

[isim]

  • Sümük doku hücrelerinin ve üzerinde bulunan bezlerin, doku yüzünde nemli, akıcı, kaygan bir tabaka oluşturan salgısı

Birleşik Kelimeler: sümük doku

SÜZEK

[isim]

[halk ağzında]

  • Süzgeç

[sinema]

  • Işığın önüne konulan, ince kumaş veya tülden yarı saydam yayındırıcı

SÜRÜM

[isim]

[ticaret]

  • Bir ticaret malının satılır olması, revaç

    Bu malın sürümü yoktur.

[ekonomi]

  • Bir paranın geçer olması, tedavül

    Bu para sürümden kaldırıldı.

[ekonomi]

  • Devletçe para, senet ve tahvil çıkarma, piyasaya sürme, emisyon
  • Bir konuyla ilgili değişik metinlerden her biri, versiyon

[bilişim]

  • Değişik biçim, versiyon

Birleşik Kelimeler: sürüm sürüm

ÜZMEK

[-i]

  • Üzüntü vermek

    Onu biraz üzerim ama zekâsına da bayılırım. - Sait Faik Abasıyanık

  • Bir şeyi gerip çekerek gevşetmek, sürterek aşındırmak

    Odunlar eşeğin sırtını üzüyordu. - Halikarnas Balıkçısı