SÜRÜKLENMEK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler
SÜRÜKLENMEK harflerini içeren 6 harfli 26 kelime bulunuyor. 6 harfli SÜRÜKLENMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
SÜRÜME12,
KERKES (Kelime Kökeni: Arapça kerkes)
- Akbaba
KERMEN
- Kale
KERMES (Kelime Kökeni: Fransızca kermesse)
- Bir derneğe, bir çalışmaya yardım sağlamak amacıyla genellikle açık havada satış yapılarak gelir sağlanan toplantı
- Küçük şehirlerde bayram veya panayır günlerinde yapılan eğlenceli toplantı
KESMEK
-
Bıçak, makas vb. bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak
İpi kesmek.
-
Dibinden ayırmak
Ağaçları kesmek. Dalları kesmek.
-
Düzgün parçalara ayırmak
Eti kesmek. Patatesi kesmek.
-
Kesici bir araçla yaralamak
Nasıl sol elimle sağ elimi kesip biçeceğim? - Reşat Nuri Güntekin
-
Ucunu almak
Saç kesmek. Tırnak kesmek.
-
Hayvanın başını gövdesinden ayırmak, boğazlamak
Koyun kesmek. Tavuk kesmek.
-
Son vermek, gidermek
Bu ilaç baş ağrısını keser.
-
Ara vermek
Bu üç zavallı bizden rahatsız oldular ve derslerini keserek çekildiler. - Memduh Şevket Esendal
-
Bir şeyden yoksun bırakmak, vermemek
Yardımı kestiler. Ücreti ödemeyince telefonu kestiler.
-
Akımı durdurmak
Şimdi belediye ile anlaşamayan müteşebbis cereyanı kesmiş. - Sait Faik Abasıyanık
-
Belirtmek, kararlaştırmak
Gününü daha kesmedik.
-
Verilecek şeyin bir bölümünü alıkoyup vermemek
Ücretinden beş lira kesmişler.
- Para basmak
-
Azaltmak, güçleştirmek
Rüzgâr geminin yolunu kesiyor.
- İskambil kâğıtlarında destenin üzerinden bir bölümünü kaldırıp öte yana koymak
-
Geçişi önlemek
Yolu kesmek.
-
Susmak
Kes artık yeter!
- Hasta organı ameliyatla almak
-
Bölmek, ayırmak
Bulvarı kesen küçük sokaklardan biri.
- Yazıyı, filmi kısaltmak
- Uydurmak, yalan söylemek
-
Rüzgâr, soğuk vb. çok etkili olmak
Rüzgâr yüzümü kesiyor.
-
Birini yermek, kötülemek
Hiç değil beni kesmeden edemez o. - Orhan Kemal
- Karşı cinsten birisini sürekli olarak süzmek, dikkatli bir biçimde bakmak
- Vahşice öldürmek
- Oyuncuyu takım kadrosuna almamak
Ata Sözleri ve Deyimler
- kesip atmak
- kesip biçmek
- kes parmağını çık pazara, merhem buyuran çok olur
- kestiği tırnak olamamak
Birleşik Kelimeler: kesyap, kesyapıştır, ateşkes
MESLEK (Kelime Kökeni: Arapça meslek)
-
Belli bir eğitim ile kazanılan, sistemli bilgi ve becerilere dayalı, insanlara yararlı mal üretmek, hizmet vermek ve karşılığında para kazanmak için yapılan, kuralları belirlenmiş iş
Araya giren yıllar zarfında meslekten kopunca eski arkadaşlarıyla ünsiyeti de kopmuştu. - Osman Aysu
- Uğraş
- Öğreti
- Dizge
-
Çığır, okul, ekol
Edebî meslekler.
Ata Sözleri ve Deyimler
- mesleğinin eri (veya erbabı) olmak
- meslek edinmek
Birleşik Kelimeler: meslek içi eğitim, meslek yaşamı, serbest meslek
MESKEN (Kelime Kökeni: Arapça mesken)
-
Konut(I)
Bu acayip meskeninde yaz kış kalın kepeneğe sarılmış otururdu. - Memduh Şevket Esendal
Ata Sözleri ve Deyimler
- mesken tutmak
RESMEN (Kelime Kökeni: Arapça resmen)
-
Devlet adına, devletçe, resmî olarak
Bu, resmen harp ilan olunmaksızın savaş kapısını açmak demekti. - Necip Fazıl Kısakürek
-
Kanuna, yönteme uygun olarak, yöntemince
Memlekete hareketten önce resmen sefarete müracaat ettim. - Nazım Hikmet
-
Kesinlikle, açıkça, kesin olarak
Resmen çöpün içinde yaşıyoruz. - Elif Şafak
SERMEK
-
Kurutmak için asmak
Kar gibi çamaşırları serip eve döndü. - Oktay Rifat
-
Göstermek amacıyla asmak veya yaymak
Çeyiz sermek.
-
Düz bir yere yaymak
Üzüm sermek. Bulgur sermek.
-
Açarak yaymak veya döşemek
Çerçeveli çerçevesiz bir sürü fotoğraf çıkarıp masanın üzerine serdi. - Aka Gündüz
-
Boylu boyunca yere yatırmak, düşürmek veya hırpalamak
Onun için bir an önce leşlerini köpek leşi gibi İstanbul'un çamurlu kaldırımlarına sermek zamanı gelmişti. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
- Boşlamak, savsaklamak
Birleşik Kelimeler: sere serpe
SEKMEN
- Tabure
- Basamak
SEKMEK
-
Tek veya iki ayak üzerinde sıçramak
Evden yola, yoldan eve varabilmek için evvelce yerleştirilmiş iri kayalar üzerinde sekmek gerekirdi. - Haldun Taner
- Tek veya iki ayak üzerinde sıçrayarak ilerlemek
-
Atılan bir nesne bir yere dokunduktan sonra sıçrayarak gitmek
Taş seke seke gözden kayboldu.
-
Bir yere, bir cisme çarparak yön değiştirmek
Mermi sekti.
-
Aralık vermek
Hastanın ateşi bir gün bile sekmedi.
Birleşik Kelimeler: kargasekmez
SEKLEM
- Kıldan, yünden dokunmuş çuval
- On batman (un, vb.)
KÜREME
- Küremek işi
ÜNLEME
- Ünlemek işi
ÜREMEK
-
Canlı, doğup çoğalmak
Altı yedi ay içinde küçük sürü üredi. - Ömer Seyfettin
-
Yetişmek
Çubuklu bahçede üreyen kızılcık da hiçbir yerde bulunmaz. - Salâh Birsel
-
Çoğalmak, artmak
Yün kalın olduğu için örgü çabuk ürüyor.
ÜRKMEK
-
Bir şeyden korkup sıçramak, tevahhuş etmek
Gölgesinden ürkmüş bir Arap atı gibi şahlandı. - Ömer Seyfettin
-
Şaşkınlık ve korku duymak
Anası sabaha kadar saçlarını tarıyor, düşünüyor, ürküyordu. - Yaşar Kemal
-
Ağaç meyve vermemek
Şeftaliler bu yıl ürkmüş.
-
Çekinmek
Yaramaz çocuk tutumundan her zaman ürkerdi. - Haldun Taner