SÜRMANŞET Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

SÜRMANŞET harflerini içeren 5 harfli 25 kelime bulunuyor. 5 harfli SÜRMANŞET kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

MAŞER9, SÜMER9, SÜMEN9, SÜNME9, SÜRME9, RÜESA8, SÜTRE8, SÜRAT8, ŞERAN8, TÜMEN8, TÜNME8, TRANŞ8, ÜSERA8, ÜMERA8, ÜMRAN8, NATÜR7, SANEM7, SEMAN7, TEMAS7, ENSAR6, METAN6, SATEN6, TRANS6, TERAS6, ANTRE5

ANTRE (Kelime Kökeni: Fransızca entrée)

[isim]

  • Giriş

    Bir müddet sonra her ikisi de büyük antreden çıkıp kaybolurlar. - Ahmet Muhip Dranas

  • Başlangıç yemeği

ENSAR (Kelime Kökeni: Arapça enṣār)

[isim]

[din bilgisi]

  • Hz. Muhammed'e hicret zamanında yardım eden Medineliler

METAN (Kelime Kökeni: Fransızca méthane)

[isim]

[kimya]

  • Çürümekte olan karbonlu maddelerden çıkan, havada sarı bir alevle yanan, renksiz bir gaz, bataklık gazı (CH4)

SATEN (Kelime Kökeni: Fransızca satin)

[isim]

  • Atlas (I)
  • Parlak, pamuklu kumaş

    Kumardan aldığı ilk parayla siyah satenden arkası kemerli iki adet iç yelek yaptırdı. - Lâtife Tekin

[sıfat]

  • Bu kumaştan yapılmış

TRANS (Kelime Kökeni: Fransızca transe)

[isim]

[ruh bilimi]

  • Medyumların ruhla ilişki kurdukları zaman girdikleri özel hipnoz durumu
  • Kendinden geçme, içinde bulunduğu ortamdan başka bir dünyaya veya havaya geçme

    Mükrimin Hoca trans hâline girer, o gazanın kahramanları ile özdeşleşir. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • transa geçmek (veya girmek)

TERAS (Kelime Kökeni: Fransızca terrasse)

[isim]

  • Bir yapının damında çevresi, üstü açık yer, ayazlık, taraça

    Ayrıca denize bakan bir de büyük terası vardı. - Çetin Altan

  • Damın, genellikle çamaşır sermeye yarayan ve üstü çinko ile döşeli bulunan düz bölümü, tahtaboş

[coğrafya]

  • Seki

NATÜR (Kelime Kökeni: Fransızca nature)

[isim]

  • Doğa

SANEM (Kelime Kökeni: Arapça ṣanem)

[isim]

[eskimiş]

  • Put (I)

[mecaz]

  • Çok güzel kadın

SEMAN (Kelime Kökeni: Fransızca cément)

[isim]

[anatomi]

  • Diş köklerini kaplayan sert madde

[fizik]

  • Bir metalle temas durumunda ısıtılan ve yüksek sıcaklıkta ayrışarak taşıdığı elementlerden bir veya birçoğunu o metalin yüzeyine yayan madde

TEMAS (Kelime Kökeni: Arapça temāss)

[isim]

  • Değme (I), dokunma (I), dokunuş (I), değinti
  • Buluşup görüşme, ilişki kurma, münasebet

    Her nevi halkla temas ve kaynaşma hâlinde bulunmalıdır. - Sait Faik Abasıyanık

  • Değinme, sözünü etme, bahsetme

    Bu konuya teması gereksiz görmüştü.

  • Gidip gelme, ulaşım, bağlantı

    İki şehir arasında temas kesildi.

[ruh bilimi]

  • Dokunma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • temasa geçmek
  • temasa gelmek
  • temas etmek
  • temas etmek
  • temas kurmak
  • temasta bulunmak

Birleşik Kelimeler: dirsek teması

RÜESA (Kelime Kökeni: Arapça ruʾesā)

[isim]

[eskimiş]

  • Başkanlar

SÜTRE (Kelime Kökeni: Arapça sutre)

[isim]

  • Perde, örtü
  • Evde veya açık alanda namaz kılarken öne konulan nesne

[askerlik]

  • Düşman gözünden ve ateşinden korunmaya yarar doğal veya yapma siper

SÜRAT (Kelime Kökeni: Arapça surʿat)

[isim]

  • Hızlılık, çabukluk, ivinti

[fizik]

  • Hız

Birleşik Kelimeler: sürat katarı

ŞERAN (Kelime Kökeni: Arapça şerʿan)

[zarf]

[eskimiş]

  • İslam hukuku açısından

TÜMEN

[isim]

[askerlik]

  • Tugayla kolordu arasında yer alan birlik, fırka

    Cehennem içinde boğuşan tümenin kurtuluşu demek olan bu haber onun tunçtan yüzünü değiştirmiyor. - Halide Edip Adıvar

[eskimiş]

[askerlik]

  • On bin erden oluşan asker kuvveti

[eskimiş]

  • Büyük küme, yığın

[sıfat]

[eskimiş]

  • On bin

Birleşik Kelimeler: tümen tümen