SÜREKÇİ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

SÜREKÇİ harflerini içeren 4 harfli 21 kelime bulunuyor. 4 harfli SÜREKÇİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

SÜRÇ10, ÜÇER9, ÇİSE8, SKEÇ8, SEÇİ8, ÇEKİ7, ÇERİ7, İÇRE7, KEÇİ7, SÜRE7, KÜRE6, ESKİ5, ESİR5, ESİK5, EKSİ5, RİSK5, REİS5, SİRK5, SERİ5, SEKİ5, ERİK4

ERİK

[isim]

[bitki bilimi]

  • Gülgillerden, beyaz çiçekli bir ağaç (Prunus domestica)
  • Bu ağacın kabuğu ince, çeşitli renklerde, mayhoş veya tatlı, eti sulu, tek ve sert çekirdekli yemişi

Birleşik Kelimeler: erik hoşafı, erik kompostosu, erik marmeladı, erik pestili, erik rakısı, erik reçeli, kuru erik, sarıerik, bardacık eriği, bardak eriği, can eriği, çakal eriği, dağ eriği, gövem eriği, Japon eriği, Malta eriği, mürdüm eriği, türbe eriği, üryani eriği, yaban eriği

ESKİ

[sıfat]

  • Çoktan beri var olan, üzerinden çok zaman geçmiş bulunan, yeni karşıtı

    Ey benim eski duygularım, eski düşüncelerim. Neden böyle uzaksınız benden? - Nurullah Ataç

  • Önceki, sabık

    Bu durumun eski sevgilinin onurunu kırması doğal. - Ayla Kutlu

  • Geçerli olmayan
  • Herhangi bir meslekte uzun süreden beri çalışmış olan
  • Mesleğinde uzmanlaşmış, deneyimi olan

    Eski öğretmen.

[isim]

  • Çok kullanmaktan yıpranmış, harap olmuş şey

    Ben babamın eskilerinden uydurma şeylerle giyiniyordum. - Halit Ziya Uşaklıgil

[isim]

[alay yollu]

  • Herhangi bir görevden düştüğü veya durumunu yitirdiği için bir kimsenin eski saygınlığının kalmadığı durumlarda kullanılan bir söz

    Mebus eskisi. Müdür eskisi.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eski ağza yeni taam
  • eski çamlar bardak oldu
  • eski defterleri kapatmak
  • eski defterleri yoklamak (veya karıştırmak)
  • eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez
  • eski düşman dost olmaz
  • eski hamam eski tas
  • eski hayratı da berbat etmek
  • eski kimliğine bürünmek
  • eski köye yeni âdet getirmek
  • eski kulağı kesiklerden olmak
  • eskisi kadar (veya gibi)
  • eskisini aratmamak
  • eskisi olmayanın yenisi (veya acarı) olmaz
  • eskiye rağbet (veya itibar) olsaydı bitpazarına nur yağardı

Birleşik Kelimeler: Eski Çağ, Eski Dünya, eski eserler, eski göz ağrısı, eski kafalı, eski kurt, eski püskü, eski toprak, eski tüfek, eski yazı, başeski

ESİR (Kelime Kökeni: Arapça esīr)

[isim]

  • Tutsak

    Meyhaneden çıktığında sarhoş kafayla bir esir gemisine binmiş, güvertede sızıp kalmıştı. - İhsan Oktay Anar

  • Köle

[mecaz]

  • Bir düşünceye veya bir kimseye körü körüne bağlı olan kimse

    Onun güzelliğinin esiri oldular.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esir almak
  • esir düşmek
  • esir etmek
  • esir olmak
  • esir yatmak

Birleşik Kelimeler: esir almaca, esir kampı, esir pazarı

[isim]

[fizik]

  • Atomlar arasındaki boşluğu ve bütün evreni doldurduğu varsayılan, ağırlığı olmayan, ısı ve ışığı ileten töz
  • Hava

ESİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Çukur yer

EKSİ

[isim]

[matematik]

  • Çıkarma işleminde - işaretinin adı, nakıs

[sıfat]

[matematik]

  • Sıfırdan küçük, önünde eksi işareti bulunan (sayı), menfi, nakıs, negatif, artı karşıtı

[mecaz]

  • Eksiklik

    Alışkanlıklarımız artılarıyla eksileriyle nelerdir, aktarılmıyor çocuklarımıza. - Nezihe Meriç

Birleşik Kelimeler: eksi sayı, eksi uç

RİSK (Kelime Kökeni: Fransızca risque)

[isim]

  • Zarara uğrama tehlikesi, riziko

    Böyle bir riske neden atılsınlar ki? - Ahmet Ümit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • riske girmek (veya risk almak)

Birleşik Kelimeler: risk faktörü, risk yönetimi, kalite riski

REİS (Kelime Kökeni: Arapça reʾīs)

[isim]

  • Başkan
  • Lider

    Haydutların reisiyle anlaşıp üç adamını bir ay süreyle kiraladı. - İhsan Oktay Anar

[denizcilik]

  • Küçük tekne kaptanı

    Üzgün gözlerle düşman reisine baktı. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: reis bey, reis efendi, reisülküttap, semtürreis, aile reisi, belediye reisi, ceza reisi, cumhur reisi, eyyam reisi, liman reisi

SİRK (Kelime Kökeni: Fransızca cirque)

[isim]

  • Eğitilmiş hayvanların ve cambazların gösteri yaptıkları genellikle kapalı yer

    O yalnız hasmıyla değil, bütün sirk halkıyla güreşiyor. - Halide Edip Adıvar

SERİ (Kelime Kökeni: Fransızca série)

[isim]

  • Herhangi bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, dizi

    Bu, seri hâlinde yazılmış bir yazı değildir. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: seri imalat, seri katil, seri üretim

[sıfat]

  • Hızlı

    Nazik ve oynak tavırlar, seri kelimelerle sözüne devam etti. - Reşat Nuri Güntekin

[zarf]

  • Hızlı bir biçimde

    Seri konuşuyor.

SEKİ

[isim]

[halk ağzında]

  • Oturmak için evlerin önüne taş ve çamurdan yapılan set
  • Oturulacak sedir biçiminde taş veya set
  • Toprak üstündeki yükseklik, doğal set, taraça

[coğrafya]

  • Akarsuların iki yakasındaki yamaçlarda, bazı deniz ve göl kıyılarında görülen basamak biçiminde yeryüzü şekli, teras

Birleşik Kelimeler: çökerti sekisi

[isim]

  • Sekil

KÜRE (Kelime Kökeni: Arapça kure)

[isim]

[matematik]

  • Bütün noktaları merkezden aynı uzaklıkta bulunan bir yüzeyle sınırlı cisim
  • Yeryüzü, dünya

    Ben de yıldızlar gibi, küre gibi, ben de yalnız ve herkese uzaktım. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Birleşik Kelimeler: küre kuşağı, ağır küre, ateş küre, düzlem küre, güney küre, hava küre, ışık küre, kuzey küre, su küre, taş küre, yarı küre, yarım küre, yerküre, gök küresi

[isim]

[madencilik]

  • Madenci ocağı, maden fırını

[isim]

  • Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri

ÇEKİ

[isim]

  • Tartı
  • Odun, kireç vb. ağır ve kaba şeyleri tartmakta kullanılan, 225,978 kilogram olan ağırlık ölçü birimi

[mecaz]

  • Üzüntü, sıkıntı

[halk ağzında]

  • Kadınların başlarına bağladıkları örtü

    Başı ağrıdığı zamanlar bağladığı beyaz çekiyi çözüp var gücüyle yeniden düğümledi. - Mustafa İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çeki taşı gibi
  • çekiye gelmek
  • çekiye gelmez

ÇERİ

[isim]

[eskimiş]

  • Asker

Birleşik Kelimeler: çeribaşı, yeniçeri

İÇRE

[zarf]

[eskimiş]

  • İçinde

    Âlem içre muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi - Muhibbi

KEÇİ

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Geviş getiren memelilerden, eti, sütü, derisi ve kılı için yetiştirilen hayvan(Capra hircus)

[sıfat]

[mecaz]

  • İnatçı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • keçide de sakal var
  • keçi geberse de kuyruğunu indirmez
  • keçileri kaçırmak
  • keçi nereye çıkarsa oğlağı da oraya çıkar
  • keçinin uyuzu, çeşmenin gözünden su içer
  • keçiye can kaygısı, kasaba et (veya yağ) kaygısı
  • keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur

Birleşik Kelimeler: keçiboynuzu, keçi inadı, keçi mantarı, keçimemesi, keçi postu, keçisağan, keçi sakal, keçisakalı, keçisedefi, keçi söğüdü, keçitırnağı, keçi yemişi, keçi yolu, inatçı keçi, karakeçi, Ankara keçisi, dağ keçisi, günah keçisi, kıl keçisi, Maltız keçisi, tiftik keçisi, yaban keçisi, zekât keçisi