SÜRDÜRÜMLENMEK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

SÜRDÜRÜMLENMEK harflerini içeren 6 harfli 33 kelime bulunuyor. 6 harfli SÜRDÜRÜMLENMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DÜRÜLÜ14, MÜRDÜM14, KÜSÜLÜ13, MÜMKÜN12, SÜRÜME12, ÜRÜNLÜ12, ÜRKÜLÜ12, DÜRMEK11, KÜRÜME11, ÜSKÜRE11, ÜRÜMEK11, SÜNMEK10, SÜRMEK10, DELMEK9, DENMEK9, DERLEM9, DERMEK9, ENDEKS9, KÜREME9, MERKÜR9, ÜNLEME9, ÜREMEK9, DERKEN8, DERNEK8, KERMES8, MESLEK8, MESKEN8, MERMER8, RESMEN8, SERMEK8, SEKMEN8, SEKLEM8, KERMEN7

KERMEN

[isim]

[tarih]

  • Kale

DERKEN

[zarf]

  • Dendiği hâlde

    Bitti bitiyor derken hâlâ bitmeyen havaalanı.

  • Tam o sırada

    Derken yağmur iyice bastırmış, gök gürlemeye, şimşekler çakmaya başlamıştı. - İhsan Oktay Anar

  • ... diye düşünürken

    Akşamdan önce varacağız derken ancak gece yarısı varabildik.

  • Hemen sonrasında

    Önce maddi kısıtlamalar yüzünden deneyler durdurulmuş, derken pek çok kişi işten çıkarılmıştı. - Elif Şafak

DERNEK

[isim]

  • Toplantı, düğün

    Tıpkı bir düğün, dernek, eğlence biter gibi tatlı tatlı oldu. - Osman Cemal Kaygılı

  • Belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek için kurulan yasal topluluk, cemiyet

    Edebiyat Derneğinde şiir dünyamızın eski, yeni, birçok şöhretleriyle tanıştım. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Pazar veya panayır kurulan gün, deri (II)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dernek kurmak

Birleşik Kelimeler: dernekevi, düğün dernek, gizli dernek

KERMES (Kelime Kökeni: Fransızca kermesse)

[isim]

  • Bir derneğe, bir çalışmaya yardım sağlamak amacıyla genellikle açık havada satış yapılarak gelir sağlanan toplantı
  • Küçük şehirlerde bayram veya panayır günlerinde yapılan eğlenceli toplantı

MESLEK (Kelime Kökeni: Arapça meslek)

[isim]

  • Belli bir eğitim ile kazanılan, sistemli bilgi ve becerilere dayalı, insanlara yararlı mal üretmek, hizmet vermek ve karşılığında para kazanmak için yapılan, kuralları belirlenmiş iş

    Araya giren yıllar zarfında meslekten kopunca eski arkadaşlarıyla ünsiyeti de kopmuştu. - Osman Aysu

  • Uğraş

[felsefe]

  • Öğreti

[felsefe]

  • Dizge

[eskimiş]

  • Çığır, okul, ekol

    Edebî meslekler.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mesleğinin eri (veya erbabı) olmak
  • meslek edinmek

Birleşik Kelimeler: meslek içi eğitim, meslek yaşamı, serbest meslek

MESKEN (Kelime Kökeni: Arapça mesken)

[isim]

  • Konut(I)

    Bu acayip meskeninde yaz kış kalın kepeneğe sarılmış otururdu. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mesken tutmak

MERMER (Kelime Kökeni: Arapça mermer)

[isim]

[jeoloji]

  • Bileşiminde % 75'ten çok kalsiyum karbonat bulunan, genellikle beyaz, renkli ve damarlısı da olan, cilalanabilen, billurlaşmış kireç taşı

    Fırçayı tutamıyor parmakları nakkaşın / Mermeri oymaz oldu eli heykeltıraşın - Faruk Nafiz Çamlıbel

[sıfat]

  • Bu taştan yapılmış

    Başhemşire, hastanenin mermer salonunda karşıladı doktoru. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mermer gibi

Birleşik Kelimeler: mermer kireci, su mermeri

[isim]

  • Beyaz ve ince bir tür bez

Birleşik Kelimeler: mermerşahi

RESMEN (Kelime Kökeni: Arapça resmen)

[zarf]

  • Devlet adına, devletçe, resmî olarak

    Bu, resmen harp ilan olunmaksızın savaş kapısını açmak demekti. - Necip Fazıl Kısakürek

  • Kanuna, yönteme uygun olarak, yöntemince

    Memlekete hareketten önce resmen sefarete müracaat ettim. - Nazım Hikmet

  • Kesinlikle, açıkça, kesin olarak

    Resmen çöpün içinde yaşıyoruz. - Elif Şafak

SERMEK

[-e]

[-i]

  • Kurutmak için asmak

    Kar gibi çamaşırları serip eve döndü. - Oktay Rifat

  • Göstermek amacıyla asmak veya yaymak

    Çeyiz sermek.

  • Düz bir yere yaymak

    Üzüm sermek. Bulgur sermek.

  • Açarak yaymak veya döşemek

    Çerçeveli çerçevesiz bir sürü fotoğraf çıkarıp masanın üzerine serdi. - Aka Gündüz

  • Boylu boyunca yere yatırmak, düşürmek veya hırpalamak

    Onun için bir an önce leşlerini köpek leşi gibi İstanbul'un çamurlu kaldırımlarına sermek zamanı gelmişti. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[mecaz]

  • Boşlamak, savsaklamak

Birleşik Kelimeler: sere serpe

SEKMEN

[isim]

  • Tabure
  • Basamak

SEKLEM

[isim]

[halk ağzında]

  • Kıldan, yünden dokunmuş çuval

[sıfat]

  • On batman (un, vb.)

DELMEK

[-i]

  • Delik açmak, delik duruma getirmek

    Taşın göze dokunmadığını ve bir parmak aşağıda yanağı deldiğini gördü. - Peyami Safa

[mecaz]

  • İncitmek, kırmak

Birleşik Kelimeler: ciğerdeldi, ağaçdelen, gökdelen, kardelen, kargadelen, zindandelen

DENMEK

[nesnesiz]

  • Ad verilmek

    Kadının köylü kılığına girmiş bir şehir kızı denecek kadar nazlı çehresi, endamı ve duruşu var. - Reşat Nuri Güntekin

  • Söylenmek, sözü edilmek

DERLEM

[isim]

  • Koleksiyon
  • Bir dilin türlü kullanım alanlarından derlenmiş örneklerinin dil bilgisi ve kuramsal dil bilimi araştırmalarında kullanılmak üzere bilgisayar tarafından okunabilecek biçimde bir araya getirilmiş kümesi

DERMEK

[-i]

[halk ağzında]

  • Bir araya getirmek, derlemek, toplamak, devşirmek

    Bir çiçek dermeden sevgi bağından / Huduttan hududa atılmışım ben - Faruk Nafiz Çamlıbel