SÜNGÜLEŞME Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

SÜNGÜLEŞME harflerini içeren 4 harfli 26 kelime bulunuyor. 4 harfli SÜNGÜLEŞME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Süngüleşme ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Süngüleşme olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

GÜNÜ12, GÜME11, MÜGE11, ÜLÜŞ11, ÜŞME10, ŞEMS9, ÜLEŞ9, EŞME8, GENE8, GELE8, MEŞE8, ÜNLÜ8, MENÜ7, NEŞE7, SÜNE7, ESME6, SEME6, ÜLEN6, ESEN5, ENSE5, EMEN5, EMEL5, ELEM5, LENS5, SELE5, SENE5

ESEN

[sıfat]

  • Ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı, sıhhatli, salim

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esen kalmak

Birleşik Kelimeler: sağ esen

ENSE

[isim]

[anatomi]

  • Boynun arkası

    Kendine geldiğinde ensesinde müthiş bir ağrı vardı. - Ayşe Kulin

  • Art, arka

    Saydığın üç iskelenin ensesindeki İsmail Ağa'nın dükkânı, en emin emanetçi idi. - Sermet Muhtar Alus

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ense kulak yerinde olmak
  • ensesinde boza pişirmek
  • ensesine binmek
  • ensesine yapışmak
  • ense yapmak
  • enseyi karartmak

Birleşik Kelimeler: ense çukuru, ense kökü, ensesi kalın, elense

EMEN

[isim]

[halk ağzında]

  • Bağ çubuğu, ağaç veya sebze dikmek için açılan çukur

EMEL (Kelime Kökeni: Arapça emel)

[isim]

  • Gerçekleştirilmesi zamana bağlı istek

    Bu emele vasıl olmak için bütün gayretimi sarf edeceğim, elimden geleni yapacağım. - Etem İzzet Benice

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emel beslemek
  • emeline alet etmek

ELEM (Kelime Kökeni: Arapça elem)

[isim]

  • Acı, üzüntü, dert, keder

    Bu derdi huy edinenler elem çekmez. - Necip Fazıl Kısakürek

LENS (Kelime Kökeni: İngilizce lens)

[isim]

  • Gözün saydam tabakasının üzerine doğrudan uygulanan, görmeyi düzeltici mercek, kontak lens

[fizik]

  • Mercek

Birleşik Kelimeler: kontak lens

SELE (Kelime Kökeni: Arapça selle)

[isim]

  • Yayvan, genişçe sepet

    İş önlükleri bağlandı, sele denilen hasır sepetlerle tarlaya dalındı. - Orhan Kemal

Birleşik Kelimeler: sele zeytini

[isim]

[spor]

  • Bisikletin oturulacak yeri

[isim]

  • Sere

SENE (Kelime Kökeni: Arapça sene)

[isim]

  • Yıl

    Önde zeytin ağaçları, arkasında yâr / Sene 1946 / Mevsim sonbahar - Bedri Rahmi Eyuboğlu

Birleşik Kelimeler: seneidevriye, seneikebise, sittinsene, yeni sene

ESME

[isim]

  • Esmek işi

    Meltemin esmeye başladığı güneyden yavaş yavaş rüzgârsız ölü dalgalar sallana sallana gelmeye koyuldu. - Halikarnas Balıkçısı

SEME (Kelime Kökeni: Farsça seme)

[sıfat]

  • Sersem, ahmak, alık

Birleşik Kelimeler: seme tavuk, uyku semesi

ÜLEN

[isim]

[halk ağzında]

  • Ulan

    Ülen, haddini bilmez bastıbacak, emir vermek sana mı kaldı? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

MENÜ (Kelime Kökeni: Fransızca menu)

[isim]

  • Yemek listesi
  • Sofraya çıkarılacak yemeklerin hepsi

[bilişim]

  • Komut veya seçenek listesi

Birleşik Kelimeler: ana menü, fiks menü

NEŞE (Kelime Kökeni: Arapça neşʾe)

[isim]

  • Mutlu olmaktan doğan ve dışa vurulan sevinç, şetaret

    Zaferin bütün neşesi bu ihtiyarda idi. - Falih Rıfkı Atay

  • Hafif sarhoşluk, çakırkeyif olma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • neşesi kaçmak
  • neşesini bulmak

SÜNE

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Yarım kanatlılardan, yumurtalarını ekin yapraklarına bırakan, esmer renkli, zararlı bir böcek (Eurigaster integriceps)

EŞME

[isim]

  • Eşmek işi

[halk ağzında]

  • Kaynak, pınar

[isim]

  • Uşak iline bağlı ilçelerden biri