SÜNDÜRMEK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

SÜNDÜRMEK harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli SÜNDÜRMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DÜRÜM12, MÜDÜR12, DÜNÜR11, DÜNKÜ11, SÜMÜK11, SÜRÜM11, DÜRME10, DÜMEN10, KÜRSÜ10, ÜRÜME10, KÜSME9, KÜMES9, KÜNDE9, RÜKÜN9, SÜMER9, SÜMEN9, SÜMEK9, SÜNME9, SÜRME9, SÜREK8, ÜRKME8

SÜREK

[isim]

  • Süren, devam eden zaman

[sıfat]

  • Hızlı süren, hızlı giden

[halk ağzında]

  • Satmak için pazara götürülen hayvan sürüsü

Birleşik Kelimeler: sürek avı

ÜRKME

[isim]

  • Ürkmek işi, tevahhuş

KÜSME

[isim]

  • Küsmek işi

KÜMES (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Tavuk, hindi vb. evcil hayvanların barınmasına yarayan kapalı yer

    Ne kümeste tavuk bırakırmış ne ahırda hayvan ne de ağılda koyun. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[mecaz]

  • Ufak ev

    Bu murdar kümeste nasıl oturuyorsun bilmem? - Ahmet Midhat

Birleşik Kelimeler: kümes hayvanları, tavuk kümesi

KÜNDE (Kelime Kökeni: Farsça kunde)

[isim]

[spor]

  • Güreşçinin, hasmını altına alıp bir elini önden, ötekini arkadan geçirerek ellerini kilitlemesi

[mecaz]

  • Düzen, tuzak, oyun, hile

[eskimiş]

  • Suçluların ayağına bağlanan demir halka, köstek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kündeden atmak
  • kündeye almak (veya getirmek)
  • kündeye gelmek
  • kündeye getirilmek

Birleşik Kelimeler: bel kündesi, oturak kündesi

RÜKÜN (Kelime Kökeni: Arapça rukn)

[isim]

[eskimiş]

  • Bir şeyin en güçlü ve sağlam yönü
  • Bir kurulun, bir topluluğun en önemli üyelerinden her biri

SÜMER

[isim]

  • Mezopotamya'da yaşamış bir ulus ve bu ulustan olan kimse

SÜMEN (Kelime Kökeni: Fransızca sous-main)

[isim]

  • Üzerinde yazı yazmaya, arasında evrak saklamaya yarayan deri kaplı altlık

    ... yazıhanenin sümeni üzerinde, ona gerekli kâğıtları imzalatırken... - Attila İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sümen altı etmek

SÜMEK

[isim]

[halk ağzında]

  • Eğirilmek için temizlenmiş, taranmış yumak biçiminde yün

SÜNME

[isim]

  • Sünmek işi

SÜRME

[isim]

  • Sürmek işi
  • Kapı kanadını içeriden kapama, dolap kapağını yerinde tutma vb. işlere yarayan ve yuvası içinde ileri geri sürülebilen sistem, sürgü

    Kapıyı kapadı. Üstünde anahtar ve sürme yoktu. - Peyami Safa

  • Masa ve dolapta küçük çekmece

[sıfat]

  • Sürülerek kullanılan

    Sürme kapak. Sürme kapı.

Birleşik Kelimeler: sürme iskele, iç sürme, kökten sürme, top sürme

[isim]

  • Kirpik diplerine sürülen siyah boya, sürme, is

    Genç güzel aşçı kadının kirpiklerinde sürme, parmaklarında kına yoktu. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sürme çekmek
  • sürmeyi gözden çekmek

[isim]

  • Sürme mantarıgillerin yol açtığı ve tanelerin içini kurum karası bir tozla dolduran ekin hastalığı, rastık

Birleşik Kelimeler: sürme mantarları, buğday sürmesi

DÜRME

[isim]

  • Dürmek işi
  • Gözleme (II)

[halk ağzında]

  • Lahana

DÜMEN (Kelime Kökeni: İtalyanca timon)

[isim]

  • Hava ve deniz taşıtlarında, taşıta istenilen yönü vermeye ve belirli bir doğrultuda götürmeye yarayan hareketli parça

[mecaz]

  • Yönetim, idare

[argo]

  • Dalavere, hile

    Hani öldürseler yaşayamazdı bensiz? Yalan mıydı? Dümen miydi? - Orhan Kemal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dümen çevirmek
  • dümeni elinde tutmak
  • dümeni kırmak
  • dümenine bakmak
  • dümenini bozmak
  • dümenini elinde tutmak
  • dümen kırmak
  • dümen kullanmak
  • dümen tutmak
  • dümen yapmak

Birleşik Kelimeler: dümen bedeni, dümen boğazı, dümenevi, dümen neferi, dümen suyu, dümen yelpazesi, dümeni eğri, serdümen, baş dümeni

KÜRSÜ (Kelime Kökeni: Arapça kursī)

[isim]

  • Kalabalığa karşı konuşma yapanların önünde bulunan yüksekçe yer

    İki gün süren tartışmalardan sonra Mustafa Kemal kürsüye geldi. - Falih Rıfkı Atay

  • Ana bilim dalı

    Türk Dili Kürsüsü. Yakın Çağ Tarihi Kürsüsü.

[halk ağzında]

  • Sandalye

[eskimiş]

  • Bir fakültede araştırma ve öğretim birimi, bölüm

Birleşik Kelimeler: kürsü başkanı, kürsü hocası, kürsü şeyhi, baca kürsüsü

ÜRÜME

[isim]

  • Ürümek işi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ürümesini bilmeyen köpek sürüye kurt getirir