[isim]

[halk ağzında]

• Küskünlük

[isim]

• Kalabalığa karşı konuşma yapanların önünde bulunan yüksekçe yer

  İki gün süren tartışmalardan sonra Mustafa Kemal kürsüye geldi. - Falih Rıfkı Atay

• Ana bilim dalı

  Türk Dili Kürsüsü. Yakın Çağ Tarihi Kürsüsü.

[halk ağzında]

• Sandalye

[eskimiş]

• Bir fakültede araştırma ve öğretim birimi, bölüm

[isim]

• Dinî törenlerde veya çevrenin güzel kokmasını sağlamak amacıyla yakılan kokulu madde, buhur

  Yeşil elma kokulu bir tütsüyü yakıp salonun tam ortasına yerleştirdi. - Elif Şafak

[argo]

• İçki

Ata Sözleri ve Deyimler

• tütsü yapmak

[sıfat]

• Sütü andıran, süte benzeyen, süt gibi, sütümsü

[isim]

[bitki bilimi]

• Ciğer otlarında ve yosunlarda kökü andıran, bitkinin tutunmasına yarayan bölüm

[sıfat]

• Kükürdü andıran, kükürde benzeyen, kükürt gibi, kükürdümsü

[sıfat]

• Sümük özelliğinde olan, sümüğe benzer, sümük gibi, sümüğümsü

[isim]

[eskimiş]

• Genişleme, yayılma

Ata Sözleri ve Deyimler

• tevessü etmek

[sıfat]

• Üzümü andıran, üzüme benzeyen, üzüm gibi

[sıfat]

• Büyüğü andıran, büyüğe benzeyen, büyük gibi

  Haspanın gülümseyişi bile büyüksü. - Haldun Taner

[sıfat]

• Zümrüdü andıran, zümrüde benzeyen, zümrüt gibi

[sıfat]

• Kömürü andıran, kömüre benzeyen, kömür gibi, kömürümsü

[sıfat]

• Kükürtsü

[sıfat]

• Gümüşü andıran, gümüşe benzeyen, gümüş gibi, gümüşümsü

[isim]

• Serin havalarda öbür giysilerin üzerine giyilen, paltodan ince üstlük

  Sırtında kumaştan kül rengi bir pardösü, ayaklarında da alçak topuklu kahverengi ayakkabılarla çıktı. - Çetin Altan