SÖZLÜK ile Oluşan Kelimeler (SÖZLÜK Kelime Türetme)
SÖZLÜK harflerinden oluşan 21 kelime bulunuyor. SÖZLÜK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Sözlük kelimesinin anlamı nedir? Sözlük ile başlayan kelimeler. Sözlük ile biten kelimeler. İçinde sözlük olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
6 Harfli Kelimeler
SÖZLÜK18
5 Harfli Kelimeler
ÖKSÜZ17, SÖZLÜ17, ÖZLÜK16
4 Harfli Kelimeler
ÖZLÜ15, ÖKÜZ15, ÖLÜK12, KLÜZ9, LÜKS7
3 Harfli Kelimeler
SÖZ13, KÖZ12, ÖLÜ11, KÖS10, LÖS10, LÖK9, ZÜL8, KÜS6, KÜL5, LÜK5
2 Harfli Kelimeler
ÖZ11, ÜS5
KÜL
-
Yanan şeylerden artakalan toz madde
Ocağın külleri üstünde duran tenceredeki fasulyeyi bitirdiler. - Memduh Şevket Esendal
Ata Sözleri ve Deyimler
- kül bağlamak
- kül etmek
- kül gibi
- kül olmak
- kül ufak olmak
- külünü savurmak
- kül yemek (veya yutmak)
Birleşik Kelimeler: külbastı, kül çöreği, küldöken, külkedisi, kül rengi, kül tablası, külyutmaz, yosun külü
-
Bütün, tüm
Bir asırdan beri şiirimizi bir kül olarak göz önüne getirince bu misal canlanmaz mı? - Yahya Kemal Beyatlı
LÜK (Kelime Kökeni: Farsça luk)
- Boyacılıkta kullanılan Hint zamkı
Birleşik Kelimeler: lük boyası
ÜS (Kelime Kökeni: Arapça uss)
- Bir kuvvete yükseltilmiş bir sayının üzerine yazılan ve kaçıncı kuvvete yükseltildiğini gösteren sayı: 53 anlatımında 3 rakamı üstür, 5 ise tabandır
- Kök, asıl, temel, esas
-
Bazı görevleri yürütebilmek amacıyla kurulan, özel yapıları, donatımları, atölyeleri, onarım yerleri, servis alanları olan, sürekli veya geçici olarak konaklanılan yer
Memleket sağlam bir hareket üssü hâlinde kalmalıdır. - Falih Rıfkı Atay
-
Bir askerî harekâtta birliklerin gereksinim duyduğu her türlü gerecin toplandığı, dağıtıldığı bölge
Mühimmat depolarının ve üslerin arasında, herkesin istifadesine ve zevkine açıktır. - Falih Rıfkı Atay
Birleşik Kelimeler: merkez üs, deniz üssü, hava üssü, uzay üssü
KÜS
-
Dargın
Bu sınıfta küs çocuklar var.
LÜKS (Kelime Kökeni: Fransızca luxe)
-
Giyimde, eşyada, harcamada aşırı gitme, gösteriş, şatafat
Lüksleri, rahatları, eğlenceleri yerindedir. - Necati Cumalı
-
Gösterişli, şatafatlı olan
Bu lüks lokantada öğle yemeği yiyor. - Tarık Buğra
-
Gereksinim dışı olan
Bildiğim kadarıyla o, lüks tüketime girecek harcamalara karşı idi. - Adalet Ağaoğlu
- Aşırı, fazla olan
Ata Sözleri ve Deyimler
- ... lüksü olmamak
Birleşik Kelimeler: lüks baskı, lüks hayat, lüks koltuk, lüks mevki, lüks tarife
- Aydınlatma ölçü birimi
-
Hava basınçlı bir tür petrol lambası, lüks lambası
Lüksün kuvvetli ışığı altında saçları ve yüzü bembeyaz, gözleri kamaşmış. - Reşat Nuri Güntekin
Birleşik Kelimeler: lüks lambası, lüksmetre
ZÜL (Kelime Kökeni: Arapça ẕull)
- Alçalma, düşkünlük
-
Ayıplanacak şey
Böyle bir kitaptan bahsetmek benim için zül, muharriri için de bir şereftir. - Asaf Halet Çelebi
Ata Sözleri ve Deyimler
- zül saymak (veya addetmek)
KLÜZ (Kelime Kökeni: Fransızca cluse)
- Kanyon
LÖK
- Yedi yaşından büyük erkek boz deve
Ata Sözleri ve Deyimler
- lök gibi
- Kireç, zeytinyağı, pamuk ve yumurta akının karıştırılması yoluyla, kırık çanak çömlekleri, künkleri birleştirmekte kullanılan macun
KÖS (Kelime Kökeni: Farsça kūs)
- Savaşlarda, alaylarda at, deve veya araba üzerinde taşınan ve işaret vermek için kullanılan büyük davul
Ata Sözleri ve Deyimler
- kös dinlemek
Birleşik Kelimeler: kös kös
LÖS (Kelime Kökeni: Almanca Löss)
- En çok vadilerde, yamaçlarda bulunan, kil ve kum karışımı, sarı renkli verimli balçık
ÖLÜ
- Hayatı sona ermiş, artık yaşamıyor olan, meyyit, morto, diri karşıtı
-
Ölmüş insan, mevta, meyyit, müteveffa
Onu denizden çıkarmak istediler ama biri, müstantik ve doktor gelmeyince ölülere dokunulmaz, diyince bu işten vazgeçtiler. - Halikarnas Balıkçısı
-
Hayvan leşi
Tavuk ölüsü.
-
Gücü az, zayıf
Ölü kandil.
-
Çok durgun, hareketsiz
Ölü kentler, boş kaleler, eski saraylar. - Necati Cumalı
-
Etkileme gücü olmayan, canlılığı olmayan
Ölü bir konuşması var.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ölü gibi
- ölü gözü gibi
- ölü gözü kadar
- ölü gözünden yaş ummak
- ölümü gör (veya öp)
- ölüsü bile yetmek
- ölüsü ortada kalmak
- ölüyü güldürmek
Birleşik Kelimeler: ölü açı, ölü açımı, ölü dalga, ölü deniz, ölü dil, ölüdoğa, ölü doğum, ölü doku, ölüevi, ölü fiyatına, ölü helvası, ölü mevsim, ölü nokta, ölü örtü, ölü renk, ölü saat, ölü salı, ölü sessizliği, ölü sevici, ölü sezon, ölü soyucu, ölü top, ölü yatırım, ölü yemeği, ölü yıkama, ölü zaman, ölüsü kandilli, ölüsü kınalı
ÖZ
-
Bir kimsenin benliği, kendi manevi varlığı, iç, nefis, derun, varoluş karşıtı
Özünü bir yerde bırakıp sadece kalıbını gezdirmişti. - Haldun Taner
-
`Kendine, kendi kendini` anlamlarında birleşik kelimeler türeten bir söz
Öz eleştiri, öz yönetim.
-
Bir şeyin en kuvvetli veya kıvamlı bölümü, hülasa, zübde, ekstre
Karaciğer özü. Meyve özü. Mısır özü.
- Çıbanların içinde ölmüş dokudan oluşan irinle birlikte çıkan parça
-
Kendi, zat
Bir od düştü yanar tatlı özüme / Dünya zindan görünüyor gözüme - Karacaoğlan
-
Bir şeyin temel ögesi, künh, zübde
Ortalıktaki krizi sebep gösteriyorlar ama asıl kriz şirketin kendi özünde. - Aka Gündüz
-
Bitkilerin kök, gövde ve dallarının boydan boya ortasında bulunan, hafif, gevrek ve çoğu yumuşak bölüm
Ağacın çürüğü özünden olur / Yiğidin iyisi sözünden olur - Halk türküsü
Ata Sözleri ve Deyimler
- özü sözü bir (olmak)
Birleşik Kelimeler: öz bağışıklık, öz belirtim, özbeöz, öz beslenme, öz denetim, öz devim, öz devinim, özdeyiş, öz dışı, öz dikeni, öz direnç, öz eleştiri, özezer, öz geçmiş, öz güven, öz ısı, öz ışın, öz indükleme, özişler, öz itme, öz kaynak, öz kedi balığıgiller, öz kesit, öz odun, öz öğrenim, öz saygı, özsever, öz su, öz tahta, özveren, özveri, öz yapı, öz yaşam, öz yönetim, kaçık öz, bal özü, budak özü, diş özü, mantar özü, mısır özü, odun özü
-
Kan bağı ile bağlı olan, üvey olmayan
Size öz evladım gibi davranacağım. - Ayşe Kulin
- İçine, arılığını, saflığını bozacak hiçbir şey karışmamış olan, saf, arı(I)
Birleşik Kelimeler: öz kardeş
- Dere, çay
- Sulak, verimli yer
ÖLÜK
- Canlılığı azalmış, hâlsiz
KÖZ
- Küçük kor parçası
SÖZ
- Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelam, laf, kavil
- Bir veya birkaç heceden oluşan ve anlamı olan ses birliği, kelime, sözcük
-
Bir konuyu yazılı veya sözlü olarak açıklamaya yarayan kelime dizisi
Yer yer birçok türküde rastladığımız beylik sözler de vardı içinde. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
-
Kesinlik kazanmayan haber, söylenti
Ortalıkta bir söz dolaşıyor.
-
Bir işi yapacağını kesin olarak vadetme
O, sözünde duran bir adamdır.
-
Müzik parçalarının yazılı metni, güfte
Şarkının sözleri çok anlamlı.
Ata Sözleri ve Deyimler
- söz açmak
- söz almak
- söz altında kalmamak
- söz anlamaz
- söz anlatmak
- söz anlayan beri gelsin
- söz aramızda
- söz atmak
- söz ayağa düşmek
- söz bir, Allah bir
- söz çakmak
- söz çıkarmak
- söz çıkmak
- sözde kalmak
- sözden anlamak
- söz dinlemek (veya tutmak)
- söz düşmemek
- söz düşürmek
- söze atılmak
- söze başlamak
- söze boğmak
- söze dalmak
- söze karışmak
- söze son vermek
- söz etmek
- söze yatmak
- söz geçirmek
- söz gelmek
- söz getirmek
- söz götürmek
- söz götürmez
- söz gümüşse sükût altındır
- söz işitmek
- söz kaldıramamak
- söz kesmek
- söz olmak
- söz sözü açmak
- söz taşımak
- söz tutmak
- sözü (veya sözünü) çevirmek
- sözü açılmak
- sözü ağzına tıkamak
- sözü ağzında bırakmak
- sözü ağzında gevelemek
- sözü ağzında kalmak
- sözü ağzından almak
- sözü bağlamak
- sözü dağıtmak
- sözü dolandırmak
- sözü döndürüp dolaştırmak
- sözü edilmek
- sözü geçmek
- sözü kesmek
- sözü kısa kesmek
- sözüm meclisten dışarı
- sözü mü olur?
- sözüm yabana
- sözün ardı boşa çıkmak
- sözünde durmak
- sözünden çıkmamak
- sözünden dönmek
- sözüne gelmek
- sözüne sadık kalmak
- sözünü (veya sözünüzü) balla kestim (veya kesiyorum)
- sözünü bağlamak
- sözünü bilmek
- sözünü bilmemek
- sözünü esirgememek (veya sakınmamak)
- sözünü etmek
- sözünü geri almak
- sözünü kesmek
- sözünün eri
- sözünü tutmak
- sözünü tutmak
- sözünü yabana atmamak
- sözünü yedirmek
- sözünü yemek
- sözü sohbeti yerinde
- sözü tartmak
- sözü uzatmak
- söz var, iş bitirir; söz var, baş yitirir
- söz vermek
- söz yetiştirmek
- söz yok!
Birleşik Kelimeler: söz başı, söz birliği, söz bölüğü, söz bölükleri, söz cambazı, söz dağarcığı, söz dalaşı, söz dizimi, söz düellosu, söz ebesi, söz ehli, söz gelimi, söz gelişi, söz gösterisi, sözgötürmez, söz hazinesi, söz karışıklığı, söz kesimi, söz konusu, söz meydanı, söz misali, söz rüşveti, söz sahibi, söz sırası, söz temsili, söz ustası, söz varlığı, söz yarışı, söz yazarı, söz yitimi, söz zinciri, sözüm ona, sözün kısası, sözüne sahip, acı söz, ağır söz, ara söz, beylik söz, eğri söz, iğneli söz, katı söz, kuru söz, lastikli söz, ön söz, pis söz, sav söz, son söz, tatlı söz, atasözü, namus sözü, şeref sözü