SÖZLENDİRİCİLİK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

SÖZLENDİRİCİLİK harflerini içeren 8 harfli 27 kelime bulunuyor. 8 harfli SÖZLENDİRİCİLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ÖZDENLİK19, ÖNSEZİLİ18, ÖZNELLİK17, ÖNDERLİK16, ÖNSELLİK15, DİREKSİZ14, DELİKSİZ14, DİKENSİZ14, EZİCİLİK14, KREDİSİZ14, ZİNCİRLİ14, DİNCİLİK13, DİLCİLİK13, DENİZLİK13, KENDİRCİ13, ZİNDELİK13, ERSİZLİK12, ENSİZLİK12, NİKELSİZ12, DİRİKSEL11, İNCİRLİK11, REZİLLİK11, SİLİNDİR11, DENLİLİK10, DERİNLİK10, LİDERLİK10, SERİNLİK9

SERİNLİK

[isim]

  • Serin olma durumu
  • Serin hava

    Şafak serinliği içinde onun yükselmesini seyrederken ilk tahminimizde yanılmadığımız meydana çıktı. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

Ata Sözleri ve Deyimler

  • serinlik vermek

DENLİLİK

[isim]

  • Denli olma durumu

DERİNLİK

[isim]

  • Bir şeyin dip tarafının yüzeye, ağza olan uzaklığı

[fizik]

  • Bir cismin en ve boy dışındaki üçüncü boyutu

    Su baskısı derinlikte santimetre başına yüz ton ağırlığında olunca, ona beş santimetre kalınlığında da olsa cam mı dayanır? - Halikarnas Balıkçısı

  • Bulunulan yere göre uzakta olan yer

    Çıplak ayaklarımla kuyunun derinliklerine doğru iniyorum, iniyorum. - Adalet Ağaoğlu

[mecaz]

  • Bir konunun veya durumun özü

    Ben şiir yazmayı, resim yapmayı, derinliklerde söyleşmeyi seven Sadri Alışık'ı da tanıdım. - Selim İleri

[mecaz]

  • En duyarlı nokta

    Ta yüreğinin derinliklerinden gelen ağlama sesi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[mecaz]

  • Karanlık, bilinmeyen dönem

    Tarihin derinliklerine saklanmış olan gerçekler...

[askerlik]

  • Yanaşık veya dağınık düzende bulunan bir birliğin en ileride olan kısmının başından, en geride bulunan kısmının sonuna kadar olan uzaklık

    Beş altı yüz metre derinliği olan bir topçu müfrezesini yanlayıp geçmek epeyce zormuş. - Aka Gündüz

[ticaret]

[ekonomi]

  • Borsada az sayıda hisse senedinin el değiştirmesi

Birleşik Kelimeler: derinlik kayaçları, derinlikölçer, derinlik ölçümü, korozyon derinliği

LİDERLİK

[isim]

  • Liderin görevi
  • Önderlik

    Üstelik kişilikleri, liderlik nitelikleri, güçleri ve güzellikleriyle de orantılı değildir. - Cahit Külebi

DİRİKSEL

[sıfat]

[biyoloji]

  • Diri ile, canlı ile ilgili, canlılar üzerinde olan, diril

Birleşik Kelimeler: diriksel ısı

İNCİRLİK

[isim]

  • İncir yetiştirilen alan, incir bahçesi

    Yine bir gün o kızı geçen yıl gördüğü incirlikte bir daha gördü. - Osman Cemal Kaygılı

  • İncir ağaçları çok olan yer

    Tam öğle vakti incirlikte iğne atsanız düşecek yer kalmamıştı. - Osman Cemal Kaygılı

REZİLLİK

[isim]

  • Rezil olma durumu, rezalet

    Ahlak bozukluğu adına ne kadar rezillik varsa her biri için orada numuneler bulunabilir. - Ahmet Rasim

SİLİNDİR (Kelime Kökeni: Fransızca cylindre)

[isim]

[matematik]

  • Alt ve üst tabanları birbirine eşit dairelerden oluşan bir nesnenin eksenini dikey olarak kesen, birbirine paralel iki yüzeyin sınırladığı cisim, üstüvane

[teknik]

  • Metalleri inceltme, kumaşları parlatma, kâğıt üzerine baskı yapma vb. işler için sanayide kullanılan merdane, silindir makinesi

[teknik]

  • Motorlu taşıtların motorunda pistona güçlü bir itiş sağlamak için gaz karışımının yandığı veya patladığı yer
  • Yol yapımında toprağı sıkıştırarak düzleştirmek için kullanılan genellikle motorlu araç
  • Silindir şapka

    Babam Cumhuriyet Bayramı törenlerine frak ve silindir giyerek katılırdı. - Çetin Altan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • silindir gibi ezmek

Birleşik Kelimeler: silindir kalıplama, silindir makinesi, silindir şapka, silindir yağı, dik silindir, eğik silindir

ERSİZLİK

[isim]

  • Kocasızlık

ENSİZLİK

[isim]

  • Ensiz olma durumu

NİKELSİZ

[sıfat]

  • Birleşiminde nikel bulunmayan
  • Nikelle kaplanmamış

DİNCİLİK

[isim]

  • Dincinin olma durumu

Birleşik Kelimeler: kökten dincilik

DİLCİLİK

[isim]

  • Dilcinin yaptığı iş

DENİZLİK

[isim]

  • Kayıklarda bordayı aşan dalgaların içeriye girmesine engel olan eğik tahta
  • Denize girerken kullanılan kadın mayosu

[mimarlık]

  • Pencerelerin altında, içte ve dışta yapılarak suların duvar içine sızmasını veya duvar yüzeyinde yayılmasını önleyen eğik bölüm

KENDİRCİ

[isim]

  • Kendir yetiştiren kimse