SÖYLEVCİLİK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

SÖYLEVCİLİK harflerini içeren 5 harfli 33 kelime bulunuyor. 5 harfli SÖYLEVCİLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

EVCİK14, EVCİL14, CİLVE14, YİVLİ13, İSEVİ12, İVESİ12, KİSVE12, SİVİL12, SÖKEL12, SELVİ12, VİSKİ12, EVLİK11, VEKİL11, İYİCE10, SİCİL9, EKİCİ8, ELCİK8, SİYEK8, CELİL8, LEYLİ7, YELLİ7, ESKİL6, KİLİS6, KİLSİ6, SİLLE6, SİLKİ6, SİLİK6, SEKİL6, EKİLİ5, ELLİK5, İLKEL5, KİLLİ5, KELLİ5

EKİLİ

[sıfat]

  • Ekilmiş olan, mezru

    Ekili tarla.

ELLİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Eldiven
  • Ekin biçerken sol elin parmaklarına geçirilen, eldiven biçiminde, tahtadan yapılan bir araç

[denizcilik]

  • Yelken dikenlerin kullandığı, madenî yüksüğü olan meşin eldiven

İLKEL

[sıfat]

  • İlk durumunda kalmış olan, gelişmesinin başında bulunan, iptidai, primitif

    Tiyatro yönetimi ve sahne düzeni her bakımdan ilkel, çağın koşullarına uygun olarak bozuktu. - Metin And

  • Sanatta yalın bir nitelik gösteren, yapmacıksız olan, primitif
  • Basit, karmaşık olmayan

    Gayet ilkel bir dokuma tezgâhında harıl harıl çalışan iki işçi gördüm. - Fikret Otyam

[isim]

  • Özellikle XIV-XV. yüzyıllarda İtalyan ressamlarına, Orta Çağ sonlarında Avrupa ressamlarına verilen ad

[mecaz]

  • Eğitimsiz, kültürsüz, görgüsüz

[felsefe]

  • Zaman bakımından en eski olan, iptidai, primitif

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ilkel kalmak

Birleşik Kelimeler: ilkel memeliler, ilkel toplum

KİLLİ

[sıfat]

  • İçinde kil bulunan

    Killi kütle. Killi şist.

KELLİ

[edat]

[halk ağzında]

  • `Sonra` edatı gibi, çıkma durumundaki sözlerin ardı sıra geldiğinde birbirine bağladığı iki yargıdan birincisini zorlayıcı bir sebep olarak gösteren bir söz

    Sen meram ettikten kelli, tekeden süt çıkarırım, ağam! diyordu. - Halikarnas Balıkçısı

ESKİL

[isim]

  • Aksaray iline bağlı ilçelerden biri

KİLİS

[isim]

  • Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri

KİLSİ

[sıfat]

  • Kili andıran, kile benzeyen, kil gibi

SİLLE (Kelime Kökeni: Farsça sīlī)

[isim]

  • Elin iç yüzüyle vurulan tokat

    Adam keçinin gerisine hafif bir sille indirdi. - Necati Cumalı

Birleşik Kelimeler: sille tokat

SİLKİ

[isim]

  • Uykuda sıçrama

SİLİK

[sıfat]

  • Üstündeki yazı veya çizgiler silinmiş, bozulmuş, aşınmış olan

    Silik para. Silik yazı.

[mecaz]

  • Kendini gösteremeyen, dikkati çekmeyen veya önemli ve belirli olmayan

[zarf]

  • Kendini gösteremeden

    İşte, bu şahsiyetin yanında ötekiler âdeta silik ve sinmiş kalıyordu. - Ruşen Eşref Ünaydın

Birleşik Kelimeler: sapı silik

SEKİL

[isim]

  • At, eşek ve sığırların ayaklarında bileğe veya dize kadar çıkan beyazlık, seki (II)

LEYLİ (Kelime Kökeni: Arapça leylī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Yatılı

    Orada Amerikan mektebine leyli verdi. - Peyami Safa

  • Geceye özgü

    Kadınlar orada güzel, ince, saf, leylidir. - Ahmet Haşim

Birleşik Kelimeler: leyli meccani

YELLİ

[sıfat]

  • Yeli çok olan, rüzgârlı

    Yelli bir tepe.

  • Çok yellenen

[mecaz]

  • İşveli, fıkırdak

EKİCİ

[isim]

  • Herhangi bir tarım ürününü üreten, tarımla uğraşan çiftçi

    Ekicinin ürünü değer fiyatına satın alınacaktır. - Necati Cumalı

[mecaz]

  • Birini uydurma bir sebeple bırakıp giden, atlatan kimse