SÖVÜŞTÜRMEK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

SÖVÜŞTÜRMEK harflerini içeren 6 harfli 23 kelime bulunuyor. 6 harfli SÖVÜŞTÜRMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

SÖVMEK20, ÖTÜŞME18, SÖMÜRÜ18, VEKTÖR18, RÜŞVET17, ÖTÜRÜK16, ÖTÜRME15, SÜRTÜŞ14, ÜŞÜMEK14, ÜŞÜRME14, ÜŞÜTME14, ÜRÜŞME14, ÖRTMEK13, SEKTÖR13, SÜRÜME12, KÜRÜME11, SÜRTÜK11, ÜSKÜRE11, ÜRÜMEK11, SÜMTER10, SÜRTME10, SÜRMEK10, TÜMSEK10

SÜMTER

[isim]

[bitki bilimi]

  • Kırmızımtırak, küçük taneli sert buğday

SÜRTME

[isim]

  • Sürtmek işi

Birleşik Kelimeler: sürtme ağı

SÜRMEK

[-e]

[-i]

  • Yönetip yürütmek, sevk etmek
  • Devam etmek

    Yenilenmesine karar verilen Meclisin yetkileri, yeni Meclisin seçilmesine kadar sürer. - Anayasa

  • Önüne katıp götürmek

    Koyunları sürmek.

  • Uzatmak, ileri doğru itmek

    Kahveyi ısıtıyor, suyu dolduruyor, cezveyi sürüyor, fincanı boşaltıyor. - Memduh Şevket Esendal

  • Dokundurmak, değdirmek

    Yüzümü saçlarına sürmek için başımı eğdim. - Hüseyin Cahit Yalçın

  • Oturduğu, bulunduğu yerden, ülkeden ceza olarak başka bir yer veya ülkeye göndermek, nefyetmek

    Mütarekede İngilizler onu Malta'ya sürdüler. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Bir maddeyi bir yüzey üzerine ince bir tabaka olarak yaymak, dökmek, serpmek

    Avucuna doldurup kokluyor; ensesine, şakaklarına, boynuna sürüyor. - Refik Halit Karay

[ticaret]

  • Bir malı satışa sunmak, piyasaya çıkarmak

    Satılamayan ne kadar bayat, bozuk mal varsa pansiyonerlere sürerler. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Yasal olmayan yolla piyasaya para çıkarmak

[-i]

  • Herhangi bir durum içinde bulunmak

    Dört duvar arasında bir memur hayatı sürüyordu. - Yusuf Ziya Ortaç

[-i]

  • Pulluk veya sabanla toprağı işlemek

    Öküzünün biri ölünce tarlasını süremedi. - Ömer Seyfettin

[nesnesiz]

  • Olmaya devam etmek

    Baygınlığım ne kadar sürdü bilmiyorum. - Aka Gündüz

[nesnesiz]

  • Zaman geçmek

    Çok sürmez, her şey düzelir.

[nesnesiz]

  • Zaman almak

    Her odanın ziyareti bir saat sürmüştü. - Ahmet Haşim

[bitki bilimi]

  • Bitki, ot yetişip ortaya çıkmak, bitmek, yeşermek

    Bu gölgeli yerlerde otlar bütün bir yaz mevsimi yeniden yeniye sürer, rutubetli toprakta bir bir arkasına yoncalar fışkırır, çayırlar kabarırdı. - Refik Halit Karay

[nesnesiz]

  • Olağandan daha çok, daha sık ve sulu dışkı çıkarmak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sürüp gelmek
  • sürüp gitmek

Birleşik Kelimeler: süreduran, süredurum, süregelmek, sürer durum, kuyruksüren

TÜMSEK

[isim]

  • Küçük tepe, tüm (II), tümbek

    Sazlarla, kamışlarla örtülü bir tümseği atladım. Kıyıdayım. - Orhan Veli Kanık

  • Çıkıntılı yer, kabarıklık, şişkinlik

    Bu uzun hayalden birdenbire önümde bir tümsek beni uyandırdı. - Halide Edip Adıvar

KÜRÜME

[isim]

  • Kürümek işi

SÜRTÜK

[isim]

  • Vaktini çok gezerek geçiren, evinde oturmayan kadın

    Bu sürtüğü oğluma almak da sonunda çıkacağı belli olmayan bir felakettir. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Aynı anda birden fazla kişiyle gönül eğlendiren kadın

[kaba konuşmada]

  • Hayat kadını

ÜSKÜRE

[isim]

[halk ağzında]

  • Topraktan veya madenden yapılmış çorba tası, çukur çanak

ÜRÜMEK

[nesnesiz]

  • Havlamak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ürüyen köpek ısırmaz

SÜRÜME

[isim]

  • Sürümek işi

ÖRTMEK

[-i]

  • Korumak, görünmez duruma getirmek veya gizlemek için üstüne bir şey koymak

    Kadın bebeğini itina ile yatırdı, yüzünü örttü. - Aka Gündüz

  • Kapamak

    Perihan kızdı, gidip piyanonun kapağını örttü. - Peyami Safa

  • Kaplamak

    Sarmaşıklar duvarları örtmüş.

[mecaz]

  • Kötü bir durumu belli etmemek, gizlemek, saklamak

    Birinin suçunu örtmek.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ört ki ölem

Birleşik Kelimeler: örtbas

SEKTÖR (Kelime Kökeni: Fransızca secteur)

[isim]

  • Bölüm, kol, dal, kesim

    Özel sektör.

  • Aynı işi yapan topluluk

[bilişim]

  • Manyetik tamburun, manyetik diskin veya bir disk paketinin üzerindeki, veri ortamının önceden belirlenmiş açılı yer değiştirmesi sırasında manyetik kafaların erişebildiği, bir iz veya bant parçası

Birleşik Kelimeler: sektör kodu, özel sektör, kamu sektörü

SÜRTÜŞ

[isim]

  • Sürtme işi

ÜŞÜMEK

[nesnesiz]

  • Isı yokluğundan, azlığından veya ısı kaybından etkilenmek, soğuğun etkisini duymak

    Üşümüş, donmuş gibi, kaba, nasırlı, pis ellerini karnının üstünde sıkıyordu. - Ömer Seyfettin

ÜŞÜRME

[isim]

  • Üşürmek işi

ÜŞÜTME

[isim]

  • Üşütmek durumu