[isim]

[madencilik]

• Taş kömürünün 500-600 °C'de damıtılmasıyla elde edilen kömür

[isim]

[eğitim bilimi]

• Yarıyıl

  Yakında dönmesi lazım. Sömestir tatili sona eriyor. - Ahmet Ümit

[isim]

• Sömürmek işi

[isim]

• Sömürme işi

[-i]

• Üretim araçları sahipleri, başkalarının emeğine ve onların yarattıkları değerlere el koymak

• Bir ulus veya devlet, diğer bir ulusun veya devletin doğal kaynaklarından, ekonomik değerlerinden çıkar sağlamak

• Yiyecek içeceğin hepsini birden yiyip bitirmek, silip süpürmek

• Dudaklarını yapıştırarak soluğu ile çekip içmek

[mecaz]

• Bir kimseden veya bir şeyden haksız ve sürekli çıkarlar sağlamak

  Batı, beynini sömürdüğü insanlara kendi uyruklarına sağladığı konfordan pay verip gönül alır. - Haldun Taner

[isim]

• Bir devletin kendi ülkesinin sınırları dışında egemenlik kurarak yönettiği ekonomik veya siyasal çıkarlar sağladığı ülke, sömürülen ülke, müstemleke, koloni

[isim]

• Sömürülmek işi

  Köylünün sömürülmesi üzerine başka oyunlar da yazılmıştır. - Metin And

[sıfat]

• Sömürücü

[isim]

• Sömürme işi

[nesnesiz]

• Sömürme işine konu olmak

  Oyunun kurallarını baştan beri bilen biri olarak şimdiye kadar sömürülmemiştim. - Tomris Uyar

[isim]

• Sömürgen olma durumu

[sıfat]

• Sömürüyü gerçekleştiren (kimse), sömürgen, istismarcı

  O sözü edilen sömürücü patronlardan değil benim babam. - Emine Işınsu

[isim]

• Sömürgesi olan, sömürge elde etmek amacında olan kimse veya ülke, müstemlekeci, kolonyalist

  Şöyle olmuşuz, böyle olmuşuz ama hiçbir zaman sömürgeci olmamışız. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

[sıfat]

• Sömürgecilikle ilgili olan

[isim]

• Genellikle bir devletin başka ulusları, devletleri, toplulukları, siyasal ve ekonomik egemenliği altına alarak yayılması veya yayılmayı istemesi, müstemlekecilik, kolonyalizm

[isim]

• Sömürge durumuna gelme, müstemlekeleşme