SÖKTÜRME Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
SÖKTÜRME harflerini içeren 4 harfli 35 kelime bulunuyor. 4 harfli SÖKTÜRME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Söktürme ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Söktürme olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
ÖRÜM13,
TERK (Kelime Kökeni: Arapça terk)
- Bırakma, ayrılma
- Vazgeçme
- Bakmama, ihmal etme
Ata Sözleri ve Deyimler
- terk etmek
KREM (Kelime Kökeni: Fransızca crème)
- Tene yumuşaklık vermek veya güneş, yağmur vb. dış etkilerden korunmak için sürülen koyu kıvamlı madde
-
Bu kıvamda hazırlanmış olan
Krem deterjan.
- Açık saman rengi, krem rengi
-
Bu renkte olan
Vücutlarının yumuşaklığını gösteren açık renk, krem veya beyaz elbiseler içinde... - Abdülhak Şinasi Hisar
Birleşik Kelimeler: nemlendirici krem, patakrem, toparlayıcı krem, göz altı kremi, güneş kremi, saç kremi, tıraş kremi
MERT (Kelime Kökeni: Farsça merd)
-
Yiğit
Merttir, yiğittir, yüreği de bileği de pektir. - Tarık Buğra
- Sözünün eri, güvenilir (kimse), erkek
Birleşik Kelimeler: merdikıpti, civanmert
REST (Kelime Kökeni: Fransızca reste)
- Pokerde, bir oyuncunun önündeki paranın tümü
- Karşı çıkış
Ata Sözleri ve Deyimler
- rest çekmek
- resti görmek
STER (Kelime Kökeni: Fransızca stère)
- Yığın durumundaki yakacak odun için kullanılan, bir metreküpe eşit hacim ölçüsü birimi
SERT (Kelime Kökeni: Farsça serd)
-
Çizilmesi, kırılması, buruşması, kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtı
Sert tahta.
-
Esnekliği az olan, kolayca eğilip bükülmeyen
Tabakanın sert yaylı kapağını tak diye kapatıyor. - Tarık Buğra
-
Kolay dayanılmayan, zor katlanılan, etkili, yumuşak karşıtı
Sert iklim. Sert hava.
-
Güçlü kuvvetli
Kapıyı kapadı, döndü, sert adımlarla ilerledi. - Memduh Şevket Esendal
-
Sarsıcı niteliği olan, çarpıcı, keskin, hafif karşıtı
Sert şarap. Sert tütün.
-
Bağışlaması, hoşgörüsü olmayan
Birçokları beni dik ve sert olduğum için belki sevmiyorlardı. - Memduh Şevket Esendal
- Gönül kırıcı, katı, ters
-
Gönül kırıcı, katı, ters bir biçimde
Ben de ona bile bile sert çıkıştım. - Ahmet Kabaklı
-
Hırçın, öfkeli, hiddetli
Zaten Atatürk'ün ne vakit öfkesine kapılarak herhangi bir kimseye karşı herhangi bir sert harekette bulunduğunu kim hatırlar? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Titizlikle uygulanan, sıkı
Sert bir yönetim.
- Ciğerlerden gelen havanın ağız boşluğundaki tam kapalı veya yarı kapalı engellere çarpmasıyla oluşan (ünsüz), titreşimsiz, süreksiz, ötümsüz, tonsuz, sedasız
Ata Sözleri ve Deyimler
- sert çıkmak
Birleşik Kelimeler: sert buğday, sert damak, sert doku, sert su, sert tabaka, sert ünsüz, sert zar, tatlı sert
TERS
- Gerekli olan duruma karşıt, zıt
-
Bir şeyin içe gelen yanı, arkası
Elinin tersiyle küçük bir tokat vurmuştu. - Çetin Altan
-
Kesici bir aletin kesmeyen yanı
Kollarına bıçağın tersiyle birkaç tane vurmuşlar. - Memduh Şevket Esendal
-
Uygun olmayan, elverişsiz, münasebetsiz
Ters sözlerinle, fazilet iddialarınla beni hırpalama. - Hüseyin Cahit Yalçın
-
Gönül ve cesaret kırıcı, huysuz, sert
Ters adamın işi de ters gider. - Memduh Şevket Esendal
-
Bir şeyin aksi, karşıtı
Anlattığının tersi anlaşılınca utandı.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ters anlamak
- ters düşmek
- ters gitmek
- tersi dönmek
- tersinden okumak
- tersine çevirmek
- tersine dönmek
- tersine gitmek
- ters tarafından kalkmak
Birleşik Kelimeler: ters açı, ters baskı, tersbeşik, ters düz, ters evirme, ters pers, ters ters, ters yüz, şeytantersi
- Hayvan pisliği
KÜRE (Kelime Kökeni: Arapça kure)
- Bütün noktaları merkezden aynı uzaklıkta bulunan bir yüzeyle sınırlı cisim
-
Yeryüzü, dünya
Ben de yıldızlar gibi, küre gibi, ben de yalnız ve herkese uzaktım. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Birleşik Kelimeler: küre kuşağı, ağır küre, ateş küre, düzlem küre, güney küre, hava küre, ışık küre, kuzey küre, su küre, taş küre, yarı küre, yarım küre, yerküre, gök küresi
- Madenci ocağı, maden fırını
- Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri
KÜRT
- Ön Asya'da yaşayan bir topluluk ve bu topluluktan olan kimse
MEST (Kelime Kökeni: Farsça mest)
- Sarhoş
Ata Sözleri ve Deyimler
- mest etmek
- mest olmak
Birleşik Kelimeler: sermest
- Üzerine mesh edilebilen, kısa konçlu, hafif ve yumuşak bir ayakkabı türü
SEMT (Kelime Kökeni: Arapça semt)
-
Şehirde yerleşim bölgesi, yaka
Gölgesinde bir semti barındıran gürbüz bir çınarın yıldırımla vurulmasına bile güç dayanılır. - İbrahim Alâeddin Gövsa
- Yan, taraf, cihet, yön
Ata Sözleri ve Deyimler
- semtine uğramamak
Birleşik Kelimeler: semtürreis, kenar semt
TÜRK
-
Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan halk ve bu halktan olan kimse
Ne mutlu Türk'üm diyene! - Atatürk
-
Dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan, Türkçenin değişik lehçelerini konuşan soy ve bu soydan olan kimse
Ben bir Türk'üm, dinim, cinsim uludur. - Mehmet Emin Yurdakul
Birleşik Kelimeler: Türk aksağı, Türk biberi, Türk Cumhuriyetleri, Türk eli, Türk kahvesi, Türkkâri, türkkıyması, türkkupası, Türk meşesi, Göktürk, Göktürk harfleri, yeni Türk harfleri, Ahıska Türkleri, Mesket Türkleri, Azerbaycan Türkü
TÜRE
- Adalet
TRÜK (Kelime Kökeni: Fransızca truc)
-
Sinema veya tiyatroda teknik ustalıkla yapılan gösteri
Eleştirmenlerce sırf bir orijinalite trüğü olarak değerlendiriliyordu. - Haldun Taner
KÜME
-
Birbirine benzer veya aynı cinsten olan şeylerin oluşturduğu bütün, takım, öbek, grup
Tarla kuşları Mustafa'nın sabanı altından yeni kurtulmuş olan kaba çığır üzerine kümeyle konarak buldukları tohumlara gaga çalmakta idiler. - Nabizade Nâzım
- Tümsek biçimindeki yığın
- Tomar
- Bir sınıfta öğrencilerin, belli bir eğitim ve öğretim amacıyla bir süre için oluşturdukları takım veya öbek
- Durum ve nitelikleri göz önünde bulundurularak belli sayıdaki takımdan oluşturulan alt grup
- Koşularda, kendiliğinden oluşan yarışçı gruplarının her biri
Ata Sözleri ve Deyimler
- kümeden düşmek
- kümeye çıkmak
Birleşik Kelimeler: küme bulut, küme çalışması, bir küme, boş küme, çift küme, denk küme, toplumsal küme, üst küme, ayrık kümeler, öncüller kümesi, yıldız kümesi