SUSKUNLAŞMA Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

SUSKUNLAŞMA harflerini içeren 6 harfli 23 kelime bulunuyor. 6 harfli SUSKUNLAŞMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Suskunlaşma ile başlayan 6 harfli kelimeler. İçinde Suskunlaşma olan 6 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

MAŞUKA11, SUMSUK11, ULAŞMA11, MUSLUK10, SUSMAK10, SUSKUN10, SUSAMA10, SAMSUN10, ASUMAN9, KUMSAL9, NASSAU9, SUNMAK9, SULAMA9, USANMA9, ULUMAK9, AKSUNA8, LUSAKA8, MASLAK8, SANMAK8, SALMAK8, ULAMAK8, UNLAMA8, ULANMA8

AKSUNA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Basınçlanma

MASLAK (Kelime Kökeni: Arapça maṣlāḳ)

[isim]

[eskimiş]

  • Sürekli su akan boru

    İlerideki maslaktan su doldurmaya giden simsiyah bir zenci kızının yakasından asıldı. - Osman Cemal Kaygılı

  • Boruları aşırı basınçtan korumak amacıyla su yolu üzerinde yapılan içi su dolu hazne
  • Büyük yalak

SANMAK

[nesnesiz]

  • Bir şeyin olma veya olmama ihtimalini kabul etmekle birlikte, olabileceğine daha çok inanmak, zannetmek, zanneylemek

    Babam, hiç hoşnut olmadığımı, beni yine sevindiremediğini sandı. - Adalet Ağaoğlu

  • Gibi gelmek, farz etmek

    Bu hareketimi tamamıyla histen gelen bir şey sandı. - Peyami Safa

  • Bir şey veya kimsenin ... olduğunu düşünmek

    Doktor Sevim, hastayı ilk gördüğü an kendinde değil sanmıştı. - Attila İlhan

Birleşik Kelimeler: varsanı

SALMAK

[-e]

[-i]

  • Bağımlılığına, tutukluluğuna veya baskı altındaki durumuna son vererek serbest kılmak, bırakmak, koyuvermek

    Derhâl kapının zincirini salıvererek kanadı arkasına kadar açtı. - Ercüment Ekrem Talu

  • Yollamak, göndermek

    Bununla beraber peşine adam salmak gerekir. - Aka Gündüz

  • Koymak, katmak

    Halk ruhunun benliğinizde yeniden uyanıp hararetini gönlünüze saldığını duyarsınız. - Refik Halit Karay

  • Sürmek

    Bunun içindir ki dal budak saldı, yemiş vermeye başladı. - Ruşen Eşref Ünaydın

  • Uğratmak

    Başını derde salmak.

  • Vergi yüklemek

    Ona elli bin lira salmışlar.

  • Üzerine yürütmek

    Tazıyı tavşana salmak.

[-e]

  • Saldırmak

    Aç kurt, yılana da salar, taşa da, dedi. - Memduh Şevket Esendal

  • Sarkıtmak

    Soğutmak için kuyuya su kabı saldı.

[denizcilik]

  • Gemi demir üzerinde dört yana dönmek

[-i]

[mecaz]

  • Bakmamak, ilgilenmemek, özen göstermemek

Birleşik Kelimeler: salıvermek, salıverilmek

ULAMAK

[-e]

[-i]

  • Eklemek, katmak, ilave etmek

UNLAMA

[isim]

  • Unlamak işi

ULANMA

[isim]

  • Ulanmak işi

ASUMAN (Kelime Kökeni: Farsça āsmān)

[isim]

[eskimiş]

  • Gök

    Düşsün olur mu toprağa göçmüş cihan gibi / Sönsün o mavi gözleri bir asuman gibi - İbrahim Alâeddin Gövsa

KUMSAL

[isim]

  • Kumu olan yer

    Yolun neresi kayalık, neresi kumsal hep ezbere bilirdi. - Halikarnas Balıkçısı

  • Denize, göle vb. yerlere girilebilen genellikle kumluk alan, deniz hamamı, kumbaşı, plaj

    Deminden beri sözü edilen bu kumsal neydi? - Azra Erhat

[sıfat]

  • Kumlu

    Kumsal toprak.

SUNMAK

[-e]

[-i]

  • Bir büyüğe veya nezaket gereğince bir kimseye bir şeyi vermek, arz etmek, yollamak, göndermek, takdim etmek

    Bu küçük hadiseyi devlet adamlarımıza bir müşahede olarak sunuyorum. - Burhan Felek

  • Tanıtmak, bilgi vermek amacıyla çeşitli yöntemler kullanarak bir konuyu dinleyenlere aktarmak
  • Radyoda, televizyonda, bir eğlence yerinde programı takdim etmek

SULAMA

[isim]

  • Sulamak işi
  • Arklar veya savaklar yardımı ile su akıtarak herhangi bir toprak bölgesini kuraklıktan kurtarma

USANMA

[isim]

  • Usanmak durumu

ULUMAK

[nesnesiz]

  • Köpek, kurt, çakal vb. hayvanlar uzun, iniltili, ağlar gibi bir ses çıkarmak

    Geceleyin çakallar etrafta dolaşır, ulurlardı. - Sait Faik Abasıyanık

  • İnsan iniltili ses çıkararak boğuk boğuk ağlamak

    Boğazında acı bir yumru, gözleri kupkuru, yüzükoyun mutfağın taşlarına kapandı, uludu. - Halide Edip Adıvar

MUSLUK (Kelime Kökeni: Arapça maslūk)

[isim]

  • Takıldığı boru veya kabın içindeki akışkanı, istenildiğinde akıtabilecek bir düzende yapılmış açılır kapanır alet

    Ben suratımı buruşturdukça, bir yaz öğlesinde yarı açık kalmış bir musluktan akarak ak mermer bir yalakta şarkı söyleyen serin bir su gibi gülsün o! - Nazım Hikmet

  • El yıkamaya yarayan yer, lavabo

    Beni musluğa götüren namuslu polisler kurtulduğumu görünce sevindiler. - Aka Gündüz

Birleşik Kelimeler: rakorlu musluk, hava musluğu, lavabo musluğu, yangın musluğu

SUSMAK

[nesnesiz]

  • Konuşmasını kesmek

    Son mısraları acele okuyarak susmuştu. - Halit Fahri Ozansoy

  • Konuşmaktan kaçınmak

    Onlar da bu hazırlop klişeleri kullanmak fırsatını buluncaya kadar susacaklardır. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

  • Ses veya gürültüyü kesmek, ses ve gürültü yapmamak

[mecaz]

  • Etkisini göstermemek, tepki göstermemek

    Adaletin sustuğu yerde haksızlık başlar.

Birleşik Kelimeler: sus payı, suspus