[sıfat]

• Kartı olan

[isim]

• Temizlik, saffet, sililik

• Günahsızlık

  Aynı anda, gözlerini ovuşturduğunu, sonra bir çocuk arılığıyla gülümsediğini gördü. - Tahsin Yücel

[isim]

• Kovanların konulduğu yer, kovanlık

[sıfat]

• Atkısı olan

[isim]

• Irak halkından veya bu halkın soyundan olan kimse

[sıfat]

• Irki

[sıfat]

• Kır(II) ile ilgili

[isim]

• Az insanın barındığı, genellikle kır durumunda olan yer

[sıfat]

[din bilgisi]

• Güçlü bir dinî saygı uyandıran veya uyandırması gereken, kutsi, mukaddes

• Tapınılacak veya yolunda can verilecek derecede sevilen, kutsi, mukaddes, lahut

  Aşkın kutsal tarafına inanmamı sarhoşluk belirtisi diye yorumladım. - Halide Edip Adıvar

• Bozulmaması, dokunulmaması, karşı çıkılmaması gereken, üstüne titrenilen

  Demokraside, insanın en doğal, en kutsal hakları bir pazarlık konusu olur. - Necati Cumalı

[felsefe]

• Tanrı'ya adanmış olan, tanrısal olan

[sıfat]

[askerlik]

• Kurasını çekmiş, askere gitmeyi bekleyen (asker)

  Seferberlik başladığı zaman dertli analar nafakasını yok pahasına tefecilere satıyor, kuralı çocuklarına yol parası yetiştiriyorlardı. - Ruşen Eşref Ünaydın

[isim]

• Kars ilinden olan kimse

[sıfat]

• Herhangi bir nitelik veya nicelikte karısı olan

[isim]

• Kadınların kaşlarını veya saçlarını boyamak için sürdükleri siyah boya

  Rastıkla, yanağındaki beni boyamayı da unutmadı. - Sermet Muhtar Alus

• Sürme (II)

Ata Sözleri ve Deyimler

• rastık çekmek

[sıfat]

[fizik]

• Sarkaçla ilgili, hareketi sarkaç hareketine benzeyen

[isim]

[mineraloji]

• Mağaraların tavanında aşağıya doğru oluşan, genellikle koni biçiminde kalker birikintisi, damla taş, stalaktit

[sıfat]

[felsefe]

• Mutlak

[toplum bilimi]

• Bağımsız, göreli olmayan ve kendi başına tam sayılan (bir olgunun niteliği)

[sıfat]

• Kapanmış, herhangi bir şeyin geçmesine imkân vermeyen, tıkanmış