SULTANHİSAR Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

SULTANHİSAR harflerini içeren 4 harfli 78 kelime bulunuyor. 4 harfli SULTANHİSAR kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

SULH10, HUNİ9, HURİ9, HARS9, HASA9, RUHİ9, SAHA9, SAHİ9, SAHN9, ULAH9, AHAR8, AHİR8, AHİT8, HATA8, HAİL8, HAİN8, HALA8, HALİ8, HALT8, HANİ8, HARA8, HART8, İNHA8, İLAH8, NARH8, RAHT8, TARH8, SURA6, SUNİ6, SUNA6, SUAL6, USTA6, ARSA5, ASAL5, ASAR5, ASİL5, ASİT5, ASLA5, ASLİ5, ASRİ5, ANUT5, İSAL5, LUTİ5, LUTR5, NİSA5, RAST5, SAAT5, SANA5, STAR5, STİL5, SALA5, SALT5, SARİ5, SARA5, SAİR5, TRAS5, TURA5, TAUN5, TASA5, URAN5, URLA5, ULAN5, ANAL4, ALAN4, İRAT4, İNAT4, İNAL4, İLAN4, LİRA4, LAİN4, LATA4, NAAT4, NAİL4, NARA4, RİNA4, RİNT4, RANT4, TALİ4

ANAL (Kelime Kökeni: Fransızca anal)

[sıfat]

[tıp]

  • Anüsle ilgili

[zarf]

  • Anüs yoluyla

ALAN

[isim]

  • Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha
  • Orman içinde düz ve ağaçsız yer, düzlük, kayran
  • Yüz ölçümü
  • Eski Roma'da açık hava gösterisi yapılan geniş yer

[mecaz]

  • Bir çalışma çevresi

    Sanat kapalı bir alan değildir; sanat eseri herkes için, bütün toplum için yaratılır. - Nurullah Ataç

[fizik]

  • İçinde birtakım kuvvet çizgilerinin yayılmış bulunduğu varsayılan uzay parçası

    Yer çekimi alanı. Mıknatıs alanı. Elektrik alanı.

[sinema]

[televizyon]

  • Bir alıcı merceğinin net bir görüntü sağlayabildiği derinlik ve genişliğin bütünü

[spor]

  • Yarışmaların, karşılaşmaların ve oyunların yapıldığı yer, saha

Birleşik Kelimeler: alan araştırması, alan denetimi, alan hızı, alan korkusu, alan koruması, alan savunması, alan talan, alan topu, açık alan, art alan, gideren alan, kamusal alan, kırsal alan, kör alan, manyetik alan, mücavir alan, sulak alan, üretici alan, üretici olmayan alan, yarı alan, yeşil alan, ceza alanı, eğitim alanı, havaalanı, ilgi alanı, iş alanı, kapsama alanı, oyun alanı, penaltı alanı, piknik alanı, rekreasyon alanı, savaş alanı, sit alanı, yargı alanı, yayın alanı, yerleşim alanı

İRAT (Kelime Kökeni: Arapça īrād)

[isim]

  • Gelir

    Şenlik pansiyonerleri de ekseriyetle iratları düzgün kimseler değildir. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Gelir getiren mülk

    Zavallının iratlarında oturan kiracılarla uğraşarak kırmadığı koz, çevirmediği dolap kalmıyordu. - Ömer Seyfettin

[eskimiş]

  • Söyleme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • irat etmek

Birleşik Kelimeler: iradımesel

İNAT (Kelime Kökeni: Arapça ʿinād)

[isim]

  • Bir konuda direnme, ayak direme, diretme, direnim

    Okumak, eczacı olmak bu sayılı inatlarından biri ve ilkidir. - Tarık Buğra

  • Birine karşı çıkma, karşı düşünce ileri sürme

    İddia kızışmış, âdeta inat hâlini almıştı. - Ömer Seyfettin

[sıfat]

[halk ağzında]

  • İnatçı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • inadım inat olmak
  • inadı tutmak
  • inat etmek

Birleşik Kelimeler: eşek inadı, gâvur inadı, katır inadı, keçi inadı

İNAL

[isim]

  • Kendisine inanılan kimse

İLAN (Kelime Kökeni: Arapça iʿlān)

[isim]

  • Duyuru

    Afişte, ilanda yazılı vakit gelmemiş de olsa perde açılacak demekti. - Tarık Buğra

  • Açıkça bildirme, açıkça duyurma

    Cumhuriyetin ilanı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ilan etmek
  • ilan vermek

Birleşik Kelimeler: ilanıaşk, ilan panosu, ilan tahtası, duvar ilanı, el ilanı

LİRA (Kelime Kökeni: İtalyanca lira)

[isim]

  • Yüz kuruş değerinde Türk para birimi, teklik

    Bu pazarlığın yapıldığı zamanda liranın kıymeti vardı. - Refik Halit Karay

  • Bazı ülkelerin para birimi

    Mısır lirası. Suriye lirası.

[eskimiş]

  • Yedi gram ağırlığında altın sikke, liralık, sarı lira

Birleşik Kelimeler: ata lira, sarı lira

LAİN (Kelime Kökeni: Arapça laʿīn)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Lanetlenmiş, melun

Birleşik Kelimeler: şeytanılain

LATA (Kelime Kökeni: İtalyanca latta)

[isim]

  • Dar ve kalınca tahta

[isim]

[eskimiş]

  • Osmanlılarda ilmiyenin giydiği bir üstlük türü

    Latasının kollarını geçirerek kapıya doğru yürüdü. - Peyami Safa

NAAT (Kelime Kökeni: Arapça naʿt)

[isim]

[eskimiş]

  • Bir şeyin niteliklerini övme

[edebiyat]

  • Hz. Muhammed'in niteliklerini övmek, ondan şefaat dilemek amacıyla yazılan kaside

NAİL (Kelime Kökeni: Arapça nāʾil)

[sıfat]

  • Erişmiş, ele geçirmiş, başarmış, kazanmış, ulaşmış

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nail olmak

NARA (Kelime Kökeni: Arapça naʿre)

[isim]

  • Haykırma, bağırma

    Akıncıların naralarıyla savaş alanı çınladı.

  • Sarhoş veya külhanbeyi bağırması

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nara atmak (veya basmak)

RİNA

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Tırpana

RİNT (Kelime Kökeni: Farsça rind)

[isim]

[eskimiş]

  • Gönül eri

    Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde. - Yahya Kemal Beyatlı

  • Sarhoş, ayyaş kimse

RANT (Kelime Kökeni: Fransızca rente)

[isim]

[ekonomi]

  • Getirim

    Fırlayan arsa rantları, oy ticareti hissesi olarak paylaşıldı. - Aydın Boysan