SUBJEKTİF Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

SUBJEKTİF harflerini içeren 4 harfli 21 kelime bulunuyor. 4 harfli SUBJEKTİF kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Subjektif ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Subjektif olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

BUJİ16, JEST14, SUFİ12, KUFİ11, SKİF11, UFKİ11, BUSE8, BUKE7, BESİ7, BEİS7, BETİ6, ESKİ5, ESİK5, EKSİ5, KİST5, SİTE5, SEKİ5, ETİK4, ETKİ4, EKTİ4, TİKE4

ETİK (Kelime Kökeni: Fransızca éthique)

[isim]

  • Töre bilimi
  • Çeşitli meslek kolları arasında tarafların uyması veya kaçınması gereken davranışlar bütünü
  • Etik bilimi

[sıfat]

  • Ahlaki, ahlakla ilgili

Birleşik Kelimeler: etik bilimi

ETKİ

[isim]

  • Bir kimse veya nesnenin başka bir kişi veya şey üzerindeki gücü, tesir

    Yaşadıklarını yazmanın böylesine bir etki yapabileceğinden hiç haberim yoktu. - Ayla Kutlu

  • Bir etken veya bir sebebin sonucu, yardım

    Tokadın etkisi kötü oldu.

[mecaz]

  • Bir kimse üzerinde bırakılan izlenim

    Sustu, istediği etkiyi tam olarak yapmak için olmalıydı bu. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • etki bırakmak
  • etki etmek
  • etkisini göstermek

Birleşik Kelimeler: bozucu etki, kılcal etki, yan etki

EKTİ

[sıfat]

  • Her yiyeceği canı çeken
  • Asalak
  • Cimri

[isim]

  • Anası ve babası olmayan veya atılmış, bırakılmış çocuk

[halk ağzında]

  • Arsız, yüzsüz, görgüsüz

[halk ağzında]

  • Anası ölüp başka bir koyuna alıştırılan veya elle beslenen (kuzu)

    Ayol ihtiyarsan ne diye kızın arkasından ekti kuzu gibi dolaşıyorsun? - Memduh Şevket Esendal

Birleşik Kelimeler: ekti püktü

TİKE

[isim]

[halk ağzında]

  • Et, ekmek, peynir vb.nde parça, lokma, dilim

Birleşik Kelimeler: tike kebabı

ESKİ

[sıfat]

  • Çoktan beri var olan, üzerinden çok zaman geçmiş bulunan, yeni karşıtı

    Ey benim eski duygularım, eski düşüncelerim. Neden böyle uzaksınız benden? - Nurullah Ataç

  • Önceki, sabık

    Bu durumun eski sevgilinin onurunu kırması doğal. - Ayla Kutlu

  • Geçerli olmayan
  • Herhangi bir meslekte uzun süreden beri çalışmış olan
  • Mesleğinde uzmanlaşmış, deneyimi olan

    Eski öğretmen.

[isim]

  • Çok kullanmaktan yıpranmış, harap olmuş şey

    Ben babamın eskilerinden uydurma şeylerle giyiniyordum. - Halit Ziya Uşaklıgil

[isim]

[alay yollu]

  • Herhangi bir görevden düştüğü veya durumunu yitirdiği için bir kimsenin eski saygınlığının kalmadığı durumlarda kullanılan bir söz

    Mebus eskisi. Müdür eskisi.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eski ağza yeni taam
  • eski çamlar bardak oldu
  • eski defterleri kapatmak
  • eski defterleri yoklamak (veya karıştırmak)
  • eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez
  • eski düşman dost olmaz
  • eski hamam eski tas
  • eski hayratı da berbat etmek
  • eski kimliğine bürünmek
  • eski köye yeni âdet getirmek
  • eski kulağı kesiklerden olmak
  • eskisi kadar (veya gibi)
  • eskisini aratmamak
  • eskisi olmayanın yenisi (veya acarı) olmaz
  • eskiye rağbet (veya itibar) olsaydı bitpazarına nur yağardı

Birleşik Kelimeler: Eski Çağ, Eski Dünya, eski eserler, eski göz ağrısı, eski kafalı, eski kurt, eski püskü, eski toprak, eski tüfek, eski yazı, başeski

ESİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Çukur yer

EKSİ

[isim]

[matematik]

  • Çıkarma işleminde - işaretinin adı, nakıs

[sıfat]

[matematik]

  • Sıfırdan küçük, önünde eksi işareti bulunan (sayı), menfi, nakıs, negatif, artı karşıtı

[mecaz]

  • Eksiklik

    Alışkanlıklarımız artılarıyla eksileriyle nelerdir, aktarılmıyor çocuklarımıza. - Nezihe Meriç

Birleşik Kelimeler: eksi sayı, eksi uç

KİST (Kelime Kökeni: Fransızca kyste)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Sporlu bitkilerde, özellikle mantarlarda, su yosunlarında görülen, bir veya birkaç hücreden oluşmuş organ

[tıp]

  • İçi koloit, yağ vb. sıvı veya yarı sıvı bir madde ile dolu 20 mm'den küçük patolojik torba, kitle

[hayvan bilimi]

  • Tek hücrelilerin veya çok hücreli küçük hayvanların uygun olmayan şartlarda veya çoğalma sırasında çevrelerine saldıkları kendilerini korumaya yarayan dayanıklı kapsül

SİTE (Kelime Kökeni: Fransızca cité)

[isim]

  • Genellikle belli meslek adamları için yapılmış veya belli amaçlarla kurulmuş konutlar topluluğu, iş merkezi

[eskimiş]

  • Şehir
  • Kentlerde, belirli bir merkezden yönetilen, genellikle güvenliği sağlanmış toplu yerleşim merkezi

[tarih]

  • İlk Çağda kendi yasalarıyla yönetilen bir veya birkaç kentten oluşan devlet

[bilişim]

  • Kişi veya kuruluşların genel ağda oluşturduğu değişik konulardaki bilgilendirici veya eğlendirici sayfalar

Birleşik Kelimeler: kültür sitesi, sanayi sitesi

SEKİ

[isim]

[halk ağzında]

  • Oturmak için evlerin önüne taş ve çamurdan yapılan set
  • Oturulacak sedir biçiminde taş veya set
  • Toprak üstündeki yükseklik, doğal set, taraça

[coğrafya]

  • Akarsuların iki yakasındaki yamaçlarda, bazı deniz ve göl kıyılarında görülen basamak biçiminde yeryüzü şekli, teras

Birleşik Kelimeler: çökerti sekisi

[isim]

  • Sekil

BETİ

[isim]

  • Resim ve heykel sanatlarında varlıkların biçimi

BUKE (Kelime Kökeni: Fransızca bouquet)

[isim]

  • Koku, rayiha

    Berrak değildir ama kokuludur, bukesi enfestir. - Refik Halit Karay

BESİ

[isim]

  • Yaşatmak ve geliştirmek için gereken besinleri yedirip içirme işi
  • Bir şeyi istenilen durumda tutmak veya oturtmak için kullanılan takoz vb. şeyler

Ata Sözleri ve Deyimler

  • besiye çekmek

Birleşik Kelimeler: besi doku, besihane, besi hayvanı, besi örü, besi suyu, besi yeri, aşırı besi, ham besi suyu, ongun besi suyu

BEİS (Kelime Kökeni: Arapça beʾs)

[isim]

[eskimiş]

  • Engel, uymazlık
  • Kötülük, zarar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • beis görmemek
  • beis yok

BUSE (Kelime Kökeni: Farsça būse)

[isim]

[eskimiş]

  • Öpücük

    Bir buseye can verdiğin zamanlarda benim gibi / Sevdiğine sahip olan bahtiyarı düşündün mü? - Enis Behiç Koryürek