[sıfat]

• Armudu andıran, armuda benzeyen, armut gibi, armudumsu

[sıfat]

• Limonu andıran, limona benzeyen, limon gibi, limonumsu

[sıfat]

• Betonu andıran, betona benzeyen, beton gibi, betonumsu

[sıfat]

• Kabuğu andıran, kabuğa benzeyen, kabuk gibi, kabuğumsu

  Kabuksu tüyler.

[sıfat]

• Buruğa benzer, buruk gibi

  Bundan kuvvet alarak âdeta bir nevi buruksu saadet içinde yaşamaktayım. - Refik Halit Karay

[isim]

[gök bilimi]

• Uzayda gaz ve toz bulutu, nebülöz

[sıfat]

• Mora çalan, moru andıran

  Kül rengi, morumsu bulut ... kısa sürede ovanın üstünü de kapladı, ortalığı esmerleştirdi. - Tarık Buğra

[sıfat]

• Hamuru andıran, hamura benzeyen, hamur gibi, hamurumsu

  Hamursu bir ekmek.

[sıfat]

• Nohudu andıran, nohuda benzeyen, nohut gibi

[sıfat]

• Tuzsu

[sıfat]

• Kavunu andıran, kavuna benzeyen, kavun gibi, kavunumsu

  Uzun boylu, biraz kavunsu kafalı, ufak burunlu, konuşkan bir adammış. - Memduh Şevket Esendal

[sıfat]

• Tavuğu andıran, tavuğa benzeyen, tavuk gibi

[sıfat]

• Rengi bozu andıran, boza benzeyen

[sıfat]

• Çocuk gibi, çocukça olan, çocuğa benzeyen

  Annesinin tesiri altında kalır, biraz çocuksu gözleriyle yangından korkar, her türlü korkusunu gizlemek dilermiş. - Abdülhak Şinasi Hisar

[zarf]

• Çocuğa benzer bir biçimde

  Filvaki bu genç kız, fikirlerini biraz daha çocuksu anlatıyor. - Refik Halit Karay

[isim]

• Rize iline bağlı ilçelerden biri