STREPTOKOK Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

STREPTOKOK harflerini içeren 4 harfli 30 kelime bulunuyor. 4 harfli STREPTOKOK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

POST10, PESO10, SPOT10, STOP10, SPOR10, KESP9, PRES9, PEST9, REPO9, STEP9, KREP8, PERT8, EROS6, KORO6, KROS6, SOTE6, SKOR6, STOK6, STOR6, TOST6, TOTO6, KORT5, REST5, STER5, SERT5, TEST5, TROK5, TERS5, TORK5, TERK4

TERK (Kelime Kökeni: Arapça terk)

[isim]

  • Bırakma, ayrılma
  • Vazgeçme
  • Bakmama, ihmal etme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • terk etmek

KORT (Kelime Kökeni: İngilizce court)

[isim]

[spor]

  • Tenis oynanan alan, tenis sahası, tenis kortu

    Otelin tenis kortunu geçtik. - Hüseyin Cahit Yalçın

Birleşik Kelimeler: tenis kortu

REST (Kelime Kökeni: Fransızca reste)

[isim]

  • Pokerde, bir oyuncunun önündeki paranın tümü

[mecaz]

  • Karşı çıkış

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rest çekmek
  • resti görmek

STER (Kelime Kökeni: Fransızca stère)

[isim]

  • Yığın durumundaki yakacak odun için kullanılan, bir metreküpe eşit hacim ölçüsü birimi

SERT (Kelime Kökeni: Farsça serd)

[sıfat]

  • Çizilmesi, kırılması, buruşması, kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtı

    Sert tahta.

  • Esnekliği az olan, kolayca eğilip bükülmeyen

    Tabakanın sert yaylı kapağını tak diye kapatıyor. - Tarık Buğra

  • Kolay dayanılmayan, zor katlanılan, etkili, yumuşak karşıtı

    Sert iklim. Sert hava.

  • Güçlü kuvvetli

    Kapıyı kapadı, döndü, sert adımlarla ilerledi. - Memduh Şevket Esendal

  • Sarsıcı niteliği olan, çarpıcı, keskin, hafif karşıtı

    Sert şarap. Sert tütün.

  • Bağışlaması, hoşgörüsü olmayan

    Birçokları beni dik ve sert olduğum için belki sevmiyorlardı. - Memduh Şevket Esendal

  • Gönül kırıcı, katı, ters

[zarf]

  • Gönül kırıcı, katı, ters bir biçimde

    Ben de ona bile bile sert çıkıştım. - Ahmet Kabaklı

[mecaz]

  • Hırçın, öfkeli, hiddetli

    Zaten Atatürk'ün ne vakit öfkesine kapılarak herhangi bir kimseye karşı herhangi bir sert harekette bulunduğunu kim hatırlar? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[mecaz]

  • Titizlikle uygulanan, sıkı

    Sert bir yönetim.

[dil bilgisi]

  • Ciğerlerden gelen havanın ağız boşluğundaki tam kapalı veya yarı kapalı engellere çarpmasıyla oluşan (ünsüz), titreşimsiz, süreksiz, ötümsüz, tonsuz, sedasız

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sert çıkmak

Birleşik Kelimeler: sert buğday, sert damak, sert doku, sert su, sert tabaka, sert ünsüz, sert zar, tatlı sert

TEST (Kelime Kökeni: İngilizce test)

[isim]

  • Bir kimsenin, bir topluluğun doğal veya sonradan kazanılmış yeteneklerini, bilgi ve becerilerini ölçmeye ve anlamaya yarayan sınama

[eğitim bilimi]

  • Doğru cevabın seçenekler arasından bulunmasına dayanan bir sınav türü

    O gün üniversite test sınavında kazanamadığını öğrenmiştir. - Haldun Taner

[biyoloji]

[fizik]

  • Biyolojik bir işlevi veya değişmez bir niteliği incelenen bireyin tepkisini, örnek olarak alınan normal bireyinkiyle karşılaştırarak ölçmeye ve değerlendirmeye yarayan yoklama

[tıp]

  • Bir hastalığın varlığını ve niteliğini anlamak için yapılan laboratuvar araştırması

Ata Sözleri ve Deyimler

  • test etmek

Birleşik Kelimeler: gebelik testi, kalibrasyon testi, kurbağa testi, tüberkülin testi, zekâ testi

TROK (Kelime Kökeni: Fransızca troc)

[isim]

  • Değişim

    Bu trok muamelesinde, kendi malı için daima üste para isterdi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

TERS

[sıfat]

  • Gerekli olan duruma karşıt, zıt

[isim]

  • Bir şeyin içe gelen yanı, arkası

    Elinin tersiyle küçük bir tokat vurmuştu. - Çetin Altan

[isim]

  • Kesici bir aletin kesmeyen yanı

    Kollarına bıçağın tersiyle birkaç tane vurmuşlar. - Memduh Şevket Esendal

[mecaz]

  • Uygun olmayan, elverişsiz, münasebetsiz

    Ters sözlerinle, fazilet iddialarınla beni hırpalama. - Hüseyin Cahit Yalçın

[mecaz]

  • Gönül ve cesaret kırıcı, huysuz, sert

    Ters adamın işi de ters gider. - Memduh Şevket Esendal

[isim]

[mecaz]

  • Bir şeyin aksi, karşıtı

    Anlattığının tersi anlaşılınca utandı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ters anlamak
  • ters düşmek
  • ters gitmek
  • tersi dönmek
  • tersinden okumak
  • tersine çevirmek
  • tersine dönmek
  • tersine gitmek
  • ters tarafından kalkmak

Birleşik Kelimeler: ters açı, ters baskı, tersbeşik, ters düz, ters evirme, ters pers, ters ters, ters yüz, şeytantersi

[isim]

  • Hayvan pisliği

TORK (Kelime Kökeni: İngilizce torque)

[isim]

  • Motorlu araçlarda üretilen gücün tekerleklerden yere aktarılmasını sağlayan dönme kuvveti

EROS (Kelime Kökeni: Fransızca érôs)

[isim]

[ruh bilimi]

  • Ruhsal çözümleme açısından cinsel eğilimler ve bundan doğan isteklerin tümü

[isim]

  • Yunan mitolojisinde aşk tanrısının adı

KORO (Kelime Kökeni: İtalyanca coro)

[isim]

[müzik]

  • Tek veya çok sesli olarak yazılmış bir müzik eserini seslendirmek için bir araya gelen topluluk

    Her halkevinde müzik öğretmenlerinin kurduğu korolar vardı. - Necati Cumalı

Birleşik Kelimeler: koro hâlinde

KROS (Kelime Kökeni: İngilizce cross)

[isim]

[spor]

  • Kırlarda ve ormanlarda, hendeklerden, yükseltilerden, çukurlardan ve akarsulardan geçerek yaya yapılan koşu

SOTE (Kelime Kökeni: Fransızca sauté)

[isim]

  • Küçük küçük doğranmış et, ciğer, böbrek vb. şeyler yağda hafifçe kavrulduktan sonra su, domates, biber vb. katılarak yapılan yemek

Birleşik Kelimeler: ciğer sotesi, et sotesi

SKOR (Kelime Kökeni: İngilizce score)

[isim]

[spor]

  • Sonuç
  • Sayı

STOK (Kelime Kökeni: Fransızca stock)

[isim]

  • Yığılım

[ticaret]

[ekonomi]

  • Yığımlık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • stok etmek