STOPAJ ile Oluşan Kelimeler (STOPAJ Kelime Türetme)

STOPAJ harflerinden oluşan 24 kelime bulunuyor. STOPAJ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Stopaj kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

6 Harfli Kelimeler

STOPAJ21

5 Harfli Kelimeler

POSTA11, POTAS11

4 Harfli Kelimeler

STAJ14, POSA10, POST10, PASO10, SOPA10, SPOT10, STOP10, POTA9

3 Harfli Kelimeler

POS9, POT8, PAS8, SAP8, TOP8, PAT7, TOS5, AST4, TAS4

2 Harfli Kelimeler

AS3, OT3, AT2, TA2

AT

[isim]

  • Atgillerden, binme, yük çekme, taşıma vb. hizmetlerde kullanılan, tek tırnaklı hayvan, beygir, düldül
  • Satrançta, her yönde siyahtan beyaza ve beyazdan siyaha bir hane atlayarak L biçiminde hareket eden taş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ata arpa yiğide pilav
  • ata binen nalını, mıhını arar
  • ata binersen Allah'ı, attan inersen atı unutma
  • ata da soy gerek, ite de
  • at, adımına göre değil adamına göre yürür
  • ata dost gibi bakmalı, düşman gibi binmeli
  • ata et, ite ot vermek
  • ata eyer gerek, eyere er gerek
  • at at oluncaya kadar sahibi mat olur
  • at beslenirken kız istenirken
  • at binenin, kılıç kuşananın
  • at binicisine göre kişner
  • at bulunur meydan bulunmaz, meydan bulunur at bulunmaz
  • at çalındıktan sonra ahırın kapısını kapamak
  • at gibi
  • atı alan Üsküdar'ı geçti
  • atı atasıyla, katırı anasıyla
  • atım tepmez, itim kapmaz deme
  • atına bakan ardına bakmaz
  • atın bahtsızı arabaya düşer
  • atın dorusu, yiğidin delisi
  • atını sağlam kazığa bağlamak
  • atın ölümü arpadan olsun
  • atın ürkeği, yiğidin korkağı
  • atın varken yol tanı, ağan varken el tanı
  • at ile avrat yiğidin bahtına
  • at izi it izine karışmak
  • at koşturacak kadar
  • at koşturmak
  • atla arpayı dövüştürmek (veya dalaştırmak)
  • atla deve değil
  • atlarını itlerini nallamak
  • atlar nallanırken kurbağalar ayak uzatmaz
  • atlar tepişir, arada eşekler ezilir
  • at nalı kadar
  • at olur, meydan olmaz (veya bulunmaz), meydan olur (veya bulunur), at olmaz (veya bulunmaz)
  • at oynatmak
  • at ölür, itlere bayram olur
  • at ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır
  • at pazarında eşek osurtmuyoruz!
  • atta, avratta uğur vardır
  • attan düşene yorgan döşek, eşekten düşene kazma kürek
  • attan inip eşeğe binmek
  • at var, meydan yok
  • at yedi günde, it yediği günde
  • at yiğidin yoldaşıdır

Birleşik Kelimeler: at arabası, at bakıcısı, atbalığı, atbaşı, at cambazı, at donu, at gözlüğü, at gözlüklü, at hırsızı, at kestanesi, atkuyruğu, at meydanı, at sineği, banko at, çıplak at, binek atı, denizatı, Flaman atı, koşu atı, koşum atı, yarış atı

[kimya]

  • Astatin elementinin simgesi

TA (Kelime Kökeni: Farsça tā)

[zarf]

  • Dek, değin, kadar, beri vb. edatlarla birlikte kullanılarak bir fiilin, bir hareketin, bir yerin, bir şeyin başladığı veya sona erdiği noktayı, zaman ve uzaklık bakımından abartmalı bir biçimde anlatan bir söz

    Ta karşıda büyükannenin evine kadar götürdüler. - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ta kendisi
  • ta ki

[kimya]

  • Tantal elementinin simgesi

AS

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kakım

[isim]

  • İskambil, domino vb. oyunlarda bir işaretini taşıyan kâğıt veya taş, birli, bey

[sıfat]

  • Bir işte başta gelen (kimse veya şey)

    As oyuncu.

Birleşik Kelimeler: assolist, astasım, asteğmen, asyön

[kimya]

  • Arsenik elementinin simgesi

OT

[isim]

[bitki bilimi]

  • Toprak üstündeki bölümleri odunlaşmayıp yumuşak kalan, ilkbaharda bitip bir iki mevsim sonra kuruyan küçük bitkiler

    Etrafımızda uzun otlar, yalçın kayalar vardı. - Aka Gündüz

[sıfat]

  • Bu bitkilerle yapılmış veya bu bitkilerle doldurulmuş

    Ranzalardan birinin üst yatağında bir ot şilte üzerinde, soyunmadan uzanan ve iki eli ensesinin altında düşünen ben. - Necip Fazıl Kısakürek

[eskimiş]

  • Zehir

[eskimiş]

  • İlaç

[argo]

  • Esrar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ot gibi
  • ot gibi yaşamak
  • ot tutunmak
  • otu çek köküne bak
  • ot yoldurmak

Birleşik Kelimeler: otobur, otyiyenler, acı ot, karacaot, sütlü ot, abdestbozan otu, adamotu, ağı otu, ağızotu, altın otu, andız otu, ardıç otu, avcı otu, ayrık otu, bağırsak otu, balık otu, bambul otu, ban otu, basur otu, beşparmak otu, bit otu, boğan otu, boy otu, burun otu, canavar otu, ciğer otu, çalgıcı otu, çayır otu, çiriş otu, çivit otu, çöreotu, çörek otu, dağ dalak otu, dalak otu, danakıran otu, deli otu, dereotu, dilotu, diş otu, dolama otu, dolma otu, domuz ayrık otu, domuz otu, dulaptal otu, dulavrat otu, eğir otu, eğrelti otu, engerek otu, esrar otu, eşek otu, evliya otu, fare otu, fıtık otu, gebre otu, gelin otu, geyik otu, göbek otu, güzelavrat otu, hamam otu, hasır otu, horozcuk otu, İdris otu, imparator otu, kabakulak otu, kanarya otu, kandıra otu, kan otu, kartallı eğrelti otu, kasık otu, kaşık otu, kedi otu, kelebek otu, kene otu, kıl otu, kırlangıç otu, kokulu çayır otu, kovan otu, koyun otu, kuduz otu, kum otu, kurbağa otu, kurşun otu, kuş otu, küstüm otu, limon otu, lohusa otu, marsıvan otu, mayasıl otu, melek otu, mercan otu, meyhaneci otu, misk otu, mübarek otu, nevruz otu, nezle otu, oğul otu, Oltu otu, ökse otu, öksürük otu, ölmez otu, pamuk otu, panzehir otu, pelin otu, pire otu, pisik otu, pisipisi otu, sabun otu, sakar otu, sancı otu, sarımsak otu, sedef otu, selam otu, semizotu, sıçanotu, sıraca otu, siğil otu, sinir otu, solucan otu, sökü otu, süpürge otu, süt otu, şerbetçi otu, şeytan otu, şifa otu, tarak otu, taşkıran otu, tavşancıl otu, turp otu, tükürük otu, türüz otu, tüylü dalak otu, uyuz otu, yakı otu, yapışkan otu, yara otu, yavşan otu, yoğurt otu, yüksük otu, zemberek otu, zembil otu, ciğer otları, sinir otları

AST

[isim]

  • Alt
  • Birinin buyruğu altında olan görevli, madun
  • Birine göre alt aşamada olan kimse, madun

[askerlik]

  • Rütbe veya kıdemce küçük olan asker

Birleşik Kelimeler: astsubay

TAS (Kelime Kökeni: Arapça ṭās)

[isim]

  • Genellikle içine sulu şeyler konulan metal vb.nden yapılmış kap

[sıfat]

  • Bu kabın alacağı miktarda olan

    İki tas pirinç.

  • Başa giyilen metal koruyucu

    Tulumbacılar yangınlarda başlarına kalaylı taslar giyerler. - Salâh Birsel

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tas gibi

Birleşik Kelimeler: tas kebabı, tas tarak, el tası, hamam tası, kafatası, karıntası, sefer tası, su tası, tıraş tası

TOS

[isim]

  • Alın veya boynuzla vuruş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tos vurmak

PAT

[sıfat]

  • Yassı, basık

    Ne de ıslak pat burnundaki mor mor meneviş. - Mehmet Akif Ersoy

Birleşik Kelimeler: pat burun

[isim]

  • Yassı bir şeyle vurulduğunda çıkan ses

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pat diye

Birleşik Kelimeler: pat küt, pat pat, pat sat, çatapat, çatpat

[isim]

[bitki bilimi]

  • Birleşikgillerden, papatyaya benzeyen otsu bir bitki (Leucanthemum)

[isim]

  • Kasımpatı biçiminde olan elmas iğne

POT

[isim]

  • Kötü dikiş sebebiyle kumaşta oluşan büzülme veya kıvrım

    Ceketinin arkasındaki potlar, bugün mutlaka her zamandan çok ensesine binmişti. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Poker vb. iskambil oyunlarında oyuncuların tümünce ortaya sürülen eşit miktardaki para veya fiş

[mecaz]

  • Yanlışlık, hata, gaf

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pot gelmek
  • pot kırmak
  • pot yapmak

Birleşik Kelimeler: pot yeri

PAS

[isim]

  • Su içinde ve nemli havada metallerin, özellikle demirin yüzeyinde oksitlenme sonucunda oluşan madde

    Demirin tozu ve pası dev işçilerin kirpiklerine yağar, gözlerine dolardı. - Lâtife Tekin

  • Bazı asalak mantarların çeşitli bitkilerde oluşturduğu portakal sarısı veya kahverengi lekeler
  • Bu lekelerden ileri gelen bitki hastalığı

[kimya]

  • Demir veya demir alaşımlarının aşınması sonunda ortaya çıkan ve esas itibarıyla demir oksit ve hidroksitten meydana gelen aşınma türü

[tıp]

  • Bar (IV)

    Hastanın dilindeki pas.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pas açmak
  • pas tutmak

Birleşik Kelimeler: pas mantarı, pas rengi, akpas, bodur pas, kir pas, bakır pası, buğday pası, demir pası

[isim]

  • Bazı top oyunlarında oyunculardan birinin topu takım arkadaşına geçirmesi

[ünlem]

  • Bazı iskambil oyunlarında sırası kendisine gelen oyuncunun oyuna o elde katılmayacağını belirten bir söz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pas almak
  • pas atmak (veya vermek)
  • pas geçmek
  • pas vermemek

Birleşik Kelimeler: sektirme pas, tek pas, ara pası, duvar pası

SAP

[isim]

  • Bitkinin dal, yaprak, çiçek vb. bölümlerini taşıyan, ağaçlarda odunlaşarak gövde durumunu alan bölüm
  • Çiçek veya meyveyi dala bağlayan ince bölüm, sak

    Armudun sapı. Gülün dikenli sapı.

  • Bir aracı tutmaya yarayan bölüm

    Bir küçük çekmeceden sapı fil dişi bir revolver çıkarmıştı. - Sait Faik Abasıyanık

  • İplik, tire, ibrişim vb. şeylerde iğneye geçirilen bir dikişlik iplik

    Bir sap tire. İki sap ibrişim.

  • Kabza

[halk ağzında]

  • Demet durumundaki ekinler

    Orakçılar gizliden gizliye bu türküyü mırıldanarak saplara tırpan sallıyorlardı. - Reşat Enis

[argo]

  • Erkek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sap çekmek
  • sap derken saman demek
  • sap döner, keser döner, gün gelir hesap döner
  • sap gibi
  • sapına kadar
  • sapla samanı karıştırmak
  • sap yiyip saman sıçmak

Birleşik Kelimeler: sapı silik, kök sap, yapışıcı sap, sap sapa, çiçek sapı

TOP

[isim]

  • Birçok spor oyununda kullanılan, türlü büyüklükte, genellikle kauçuktan yapılmış yuvarlak nesne

    Havası boşalmış bir futbol topu... - Aka Gündüz

  • Bazı aletlerde bulunan toparlağımsı parça

    Duvar saatinin topu. Kantarın topu.

  • Kumaş, kâğıt gibi şeylerin belli miktardaki bağı

    Bir top basma. İki top ipekli.

  • Kumaş, kâğıt vb. şeylerin düzenli bir yığın durumuna getirilmiş bağı

    Kâğıt topları.

[sıfat]

  • Yuvarlak biçimde olan, toparlak

[zarf]

  • Tamamen, bütünüyle

[argo]

  • Homoseksüel erkek

[askerlik]

  • Gülle veya şarapnel atan büyük, ateşli silah

    Deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor / Barbaros belki donanmayla seferden geliyor - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • top (veya topu) atmak
  • topa çıkmak
  • topa tutmak
  • top etmek
  • top gibi gürlemek
  • top gibi patlamak
  • top sürmek
  • topu atmak
  • topu dikmek
  • topu taca atmak (veya bırakmak)
  • top yapmak
  • top yuvarlaktır

Birleşik Kelimeler: top ağaç, topaltı, top arabası, top atımı, topbaş, top çam, topçeker, tophane, topkadife, top kandil, top mermisi, top patlıcan, top sağır, top sakal, top sürme, top tekniği, top top, top toplayıcı, top tüfek, topyekûn, top zambak, ağır top, altıntop, armut top, duran top, ölü top, tortop, tüytop, uçan top, yakan top, yakar top, yumru top, yüzer top, alan topu, ayak topu, bayram topu, bilardo topu, cila topu, dağ topu, duvar topu, el topu, güneştopu, havan topu, iftar topu, kantar topu, kartopu, kar topu, masa topu, ramazan topu, sahra topu, salkım topu, sepet topu, su topu, topu topu, yangın topu, yumruk topu

POTA (Kelime Kökeni: Farsça būte)

[isim]

  • İçinde maden eritilen kap

[isim]

[spor]

  • Basketbolda düşey bir levhaya monte edilmiş yatay çember ile ağdan meydana gelen düzenek

POS

[sıfat]

  • Gür ve uzun (bıyık)

Birleşik Kelimeler: pos bıyık

POSA

[isim]

  • Suyu alınmış her tür yiyecek maddesinin artığı
  • Tortu, çökelti
  • Ezilmiş pancarın soğuk suda birkaç kez sıkılmasından sonra geriye kalan ve suda erimeyen artık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • posasını çıkarmak