STANDARTLAŞMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

STANDARTLAŞMAK harflerini içeren 8 harfli 60 kelime bulunuyor. 8 harfli STANDARTLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ANLAMDAŞ14, ADLAŞMAK14, AKŞAMDAN14, DARLAŞMA14, DALAŞMAK14, KASLAŞMA13, SARMAŞAN13, SATAŞMAK13, ANLAŞMAK12, ANTLAŞMA12, SATAŞKAN12, ŞAKLATMA12, ŞARTLAMA12, ŞARLAMAK12, TAŞLAMAK12, TAŞLATMA12, TAŞLANMA12, ADLANMAK11, ADAKLAMA11, ALDATMAK11, ALDANMAK11, DALANMAK11, DARALMAK11, DARALTMA11, STANDART11, ŞARLATAN11, ALAKADAR10, KARAASMA10, KASALAMA10, MAKASTAR10, RASTLAMA10, SAKLATMA10, SAKLANMA10, TASLAMAK10, ARKALAMA9, ARALATMA9, ARALANMA9, ARALAMAK9, ARAKLAMA9, ARLANMAK9, ANLATMAK9, ATLATMAK9, ATLANMAK9, AKTARTMA9, AKMANTAR9, KANTARMA9, KARALAMA9, KALAMATA9, KALASTRA9, KARLANMA9, KARTALMA9, KATLANMA9, KATLATMA9, SALTANAT9, SANATKAR9, TANLAMAK9, TARANMAK9, TARATMAK9, TATLANMA9, TARLATAN8

TARLATAN (Kelime Kökeni: Fransızca tarlatane)

[isim]

  • Kabarık görüntü vermek için değişik malzemelerle yapılan bir tür iç giysisi

ARKALAMA

[isim]

  • Arkalamak işi, müzaheret

ARALATMA

[isim]

  • Aralatmak işi

ARALANMA

[isim]

  • Aralanmak işi

ARALAMAK

[-i]

  • İki şey arasında açıklık oluşturmak, az açmak

    Kapısını hafifçe araladı. - Falih Rıfkı Atay

  • Aralıklı duruma getirmek, seyrekleştirmek

    Şu sandalyeleri biraz aralayınız.

[halk ağzında]

  • Bitkilerin fazla dal ve çubuklarını kesmek, seyrekleştirmek

ARAKLAMA

[isim]

  • Araklamak işi, çalma, aşırma

ARLANMAK

[nesnesiz]

  • Utanmak

    Ramazan günü alenen meyveli gazoz içmeye arlanmıyor musun? - Haldun Taner

ANLATMAK

[-e]

[-i]

  • Bilgi vermek, izah etmek

    Gece sabaha kadar düşündüğü şeyleri babasına da anlatmak isterdi. - Peyami Safa

  • Bir konu üzerinde açıklama yapmak, açıklamada bulunmak

[nesnesiz]

  • Nakletmek

    Sonra bir hikâye anlattı. - Abdülhak Şinasi Hisar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anlata anlata bitirememek

ATLATMAK

[-i]

  • Atlama işini yaptırmak
  • Basında başka ilgililerden önce bir haberin yayımlanmasını sağlamak

[mecaz]

  • Kötü bir durumu geçiştirmek, savmak

    Bana sorarsanız işin en güç tarafını atlattık. - Tarık Buğra

[mecaz]

  • Görüşmek, konuşmaktan kaçmak

[mecaz]

  • Savsaklamak

[mecaz]

  • Aldatmak

    Onları da ara sıra atlatanlar bulunur. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

ATLANMAK

[nesnesiz]

  • Ata binmek

    Az sonra ulaklar oba beylerine haber ulaştırmak için atlanmışlardı. - Nezihe Araz

  • At edinmek

[nesnesiz]

  • Atlama işi yapılmak

    Burası atlanacak yer değil! Bu yazıda birkaç satır atlanmış.

AKTARTMA

[isim]

  • Aktartmak işi

AKMANTAR

[isim]

[bitki bilimi]

  • Tadı güzel ve besleyici bir tür mantar, keçi mantarı (Agaricus campestris)

KANTARMA

[isim]

  • Azılı atları zapt etmek için dillerini bastıracak biçimde yapılmış demir araç

    Gururu okşanılan bir erkek ise ağzına kantarma geçirilmiş bir küheylan kadar âcizdir, elinizde esirdir. - Hüseyin Cahit Yalçın

KARALAMA

[isim]

  • Karalamak işi
  • El alıştırmak için çok tekrarlanarak yazılan yazı
  • Üstünde düzeltmeler yapılan, temize çekilmemiş yazı taslağı, müsvedde

    İlk şiirim olan bir türkü güftesini, Üsküp türkülerinde gördüğüm vezinle karalamaya başladım. - Yahya Kemal Beyatlı

[mecaz]

  • Leke sürme, kötülük yükleme

Birleşik Kelimeler: karalama beyti, karalama defteri

KALAMATA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Bir tür etli ve büyük zeytin

Birleşik Kelimeler: kalamata zeytini