SPEKTRUM Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

SPEKTRUM harflerini içeren 4 harfli 23 kelime bulunuyor. 4 harfli SPEKTRUM kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KESP9, PRES9, PERU9, PEST9, STEP9, TURP9, TRUP9, KREP8, PERT8, KURS6, MURT6, MEST6, SURE6, SEMT6, UMRE6, KREM5, KURT5, MERT5, REST5, STER5, SERT5, TERS5, TERK4

TERK (Kelime Kökeni: Arapça terk)

[isim]

  • Bırakma, ayrılma
  • Vazgeçme
  • Bakmama, ihmal etme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • terk etmek

KREM (Kelime Kökeni: Fransızca crème)

[isim]

  • Tene yumuşaklık vermek veya güneş, yağmur vb. dış etkilerden korunmak için sürülen koyu kıvamlı madde

[sıfat]

  • Bu kıvamda hazırlanmış olan

    Krem deterjan.

  • Açık saman rengi, krem rengi

[sıfat]

  • Bu renkte olan

    Vücutlarının yumuşaklığını gösteren açık renk, krem veya beyaz elbiseler içinde... - Abdülhak Şinasi Hisar

Birleşik Kelimeler: nemlendirici krem, patakrem, toparlayıcı krem, göz altı kremi, güneş kremi, saç kremi, tıraş kremi

KURT

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Köpekgillerden, Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika'da yaşayan, postu gri sarı renkli, yırtıcı, etçil memeli hayvan (Canis lupus)

[mecaz]

  • Bir yeri, bir şeyi iyi bilen

[sıfat]

[mecaz]

  • İşini iyi bilen, aldanmaz, kurnaz

    Deminden beri sus pus olmuş, fırsat bekleyen kurt müşterilerin ilk defa sesi duyuluyor. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kurdun adı yaman çıkmış, tilki vardır baş keser
  • kurdun oğlu akıbet kurt olur
  • kurt ağzı bağlamak
  • kurt dumanlı havayı sever
  • kurt gibi
  • kurt kocayınca köpeğin maskarası olur
  • kurt komşusunu yemez
  • kurt köyünü değiştirir, huyunu değiştirmez
  • kurtla görüşürsen köpeği yanından ayırma
  • kurtla koyun, kılıçla oyun olmaz

Birleşik Kelimeler: kurtağzı, kurtboğan, kurt kapanı, kurtkıyan, kurt köpeği, kurt kuş, kurt kuyusu, kurt mantarı, kurt masalı, kurtpençesi, kurt sineği, kurttırnağı, Başkurt, bozkurt, eski kurt, yavrukurt, yeleli kurt, deniz kurdu

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Yumuşak vücutlu, uzun gövdeli, omurgasız, bacaksız, ayaksız veya çok ilkel ayaklı küçük hayvan
  • Bazı böceklere veya bazı böcek kurtçuklarına verilen ad

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kurdunu (veya kurtlarını) dökmek (veya kırmak)

Birleşik Kelimeler: kurtayağı, kurtbağrı, kurt baklası, kurt bilimi, kurtyeniği, kurt yeniği, kancalı kurt, keseli kurt, kıl kurt, kızılkurt, pembekurt, kırbaç kurtları, ağaç kurdu, ağ kurdu, bağırsak kurdu, fındık kurdu, ibrişim kurdu, iplik kurdu, kırbaç kurdu, kitap kurdu, kök kurdu, Medine kurdu, tahta kurdu, tel kurdu, yaprak kurdu, yıldız kurdu, zeytin kurdu

[isim]

[gök bilimi]

  • Güney gök küresinde, Akrep ile Boğa arasında bulunan takımyıldız

MERT (Kelime Kökeni: Farsça merd)

[sıfat]

  • Yiğit

    Merttir, yiğittir, yüreği de bileği de pektir. - Tarık Buğra

  • Sözünün eri, güvenilir (kimse), erkek

Birleşik Kelimeler: merdikıpti, civanmert

REST (Kelime Kökeni: Fransızca reste)

[isim]

  • Pokerde, bir oyuncunun önündeki paranın tümü

[mecaz]

  • Karşı çıkış

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rest çekmek
  • resti görmek

STER (Kelime Kökeni: Fransızca stère)

[isim]

  • Yığın durumundaki yakacak odun için kullanılan, bir metreküpe eşit hacim ölçüsü birimi

SERT (Kelime Kökeni: Farsça serd)

[sıfat]

  • Çizilmesi, kırılması, buruşması, kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtı

    Sert tahta.

  • Esnekliği az olan, kolayca eğilip bükülmeyen

    Tabakanın sert yaylı kapağını tak diye kapatıyor. - Tarık Buğra

  • Kolay dayanılmayan, zor katlanılan, etkili, yumuşak karşıtı

    Sert iklim. Sert hava.

  • Güçlü kuvvetli

    Kapıyı kapadı, döndü, sert adımlarla ilerledi. - Memduh Şevket Esendal

  • Sarsıcı niteliği olan, çarpıcı, keskin, hafif karşıtı

    Sert şarap. Sert tütün.

  • Bağışlaması, hoşgörüsü olmayan

    Birçokları beni dik ve sert olduğum için belki sevmiyorlardı. - Memduh Şevket Esendal

  • Gönül kırıcı, katı, ters

[zarf]

  • Gönül kırıcı, katı, ters bir biçimde

    Ben de ona bile bile sert çıkıştım. - Ahmet Kabaklı

[mecaz]

  • Hırçın, öfkeli, hiddetli

    Zaten Atatürk'ün ne vakit öfkesine kapılarak herhangi bir kimseye karşı herhangi bir sert harekette bulunduğunu kim hatırlar? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[mecaz]

  • Titizlikle uygulanan, sıkı

    Sert bir yönetim.

[dil bilgisi]

  • Ciğerlerden gelen havanın ağız boşluğundaki tam kapalı veya yarı kapalı engellere çarpmasıyla oluşan (ünsüz), titreşimsiz, süreksiz, ötümsüz, tonsuz, sedasız

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sert çıkmak

Birleşik Kelimeler: sert buğday, sert damak, sert doku, sert su, sert tabaka, sert ünsüz, sert zar, tatlı sert

TERS

[sıfat]

  • Gerekli olan duruma karşıt, zıt

[isim]

  • Bir şeyin içe gelen yanı, arkası

    Elinin tersiyle küçük bir tokat vurmuştu. - Çetin Altan

[isim]

  • Kesici bir aletin kesmeyen yanı

    Kollarına bıçağın tersiyle birkaç tane vurmuşlar. - Memduh Şevket Esendal

[mecaz]

  • Uygun olmayan, elverişsiz, münasebetsiz

    Ters sözlerinle, fazilet iddialarınla beni hırpalama. - Hüseyin Cahit Yalçın

[mecaz]

  • Gönül ve cesaret kırıcı, huysuz, sert

    Ters adamın işi de ters gider. - Memduh Şevket Esendal

[isim]

[mecaz]

  • Bir şeyin aksi, karşıtı

    Anlattığının tersi anlaşılınca utandı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ters anlamak
  • ters düşmek
  • ters gitmek
  • tersi dönmek
  • tersinden okumak
  • tersine çevirmek
  • tersine dönmek
  • tersine gitmek
  • ters tarafından kalkmak

Birleşik Kelimeler: ters açı, ters baskı, tersbeşik, ters düz, ters evirme, ters pers, ters ters, ters yüz, şeytantersi

[isim]

  • Hayvan pisliği

KURS (Kelime Kökeni: Arapça ḳurṣ)

[isim]

  • Ağırşak

[gök bilimi]

  • Bir gök cisminin teker biçimde görülen yüzü, çörek

[isim]

  • Resmî ve özel kuruluşlarca ilgililere belirli bir konuda bilgi, beceri ve davranış kazandırmak amacıyla düzenlenen derslere dayanan ve belli bir süresi olan eğitim etkinliği

    Lisan kursunu filan pek alıp sattığı yokmuş. - Haldun Taner

Birleşik Kelimeler: biçki dikiş kursu, sürücü kursu

MURT (Kelime Kökeni: Farsça mūrd)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Mersin ağacının yazın olgunlaşan, bezelye büyüklüğünde, morumsu siyah, çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılan meyvesi

MEST (Kelime Kökeni: Farsça mest)

[sıfat]

  • Sarhoş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mest etmek
  • mest olmak

Birleşik Kelimeler: sermest

[isim]

  • Üzerine mesh edilebilen, kısa konçlu, hafif ve yumuşak bir ayakkabı türü

SURE (Kelime Kökeni: Arapça sūre)

[isim]

[din bilgisi]

  • Kur'an'ın yüz on dört bölümünden her biri

    İmam Efendi, bir serviye belini dayayıp çömelerek Mülk suresini okumaya başladı. - Memduh Şevket Esendal

SEMT (Kelime Kökeni: Arapça semt)

[isim]

  • Şehirde yerleşim bölgesi, yaka

    Gölgesinde bir semti barındıran gürbüz bir çınarın yıldırımla vurulmasına bile güç dayanılır. - İbrahim Alâeddin Gövsa

  • Yan, taraf, cihet, yön

Ata Sözleri ve Deyimler

  • semtine uğramamak

Birleşik Kelimeler: semtürreis, kenar semt

UMRE (Kelime Kökeni: Arapça ʿumre)

[isim]

  • Hac mevsimi dışında Kâbe'yi ve Mekke'nin öbür kutsal yerlerini ziyaret etme

KREP (Kelime Kökeni: Fransızca crêpe)

[isim]

  • Çok bükümlü iplikle dokunmuş bir tür ince kumaş

    Başına kenarları yeşil oyalı mor bir gaz boyaması krep bağlıyordu. - Osman Cemal Kaygılı

[isim]

  • Yumurta, süt, un ile tavada kızartılarak yapılan, küçük yuvarlak tatlı veya tuzlu yiyecek