SOYSUZLAŞMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

SOYSUZLAŞMAK harflerini içeren 6 harfli 40 kelime bulunuyor. 6 harfli SOYSUZLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

SOYSUZ15, YOMSUZ15, YOKSUZ14, YOLSUZ14, YOZLUK13, KOLSUZ12, MUKOZA12, OLUŞMA12, SOLMAZ12, SOYMUK12, YAZMAK12, YAŞMAK12, MAŞUKA11, OYULMA11, OKŞAMA11, OLAMAZ11, SOSYAL11, SOYSAL11, SOYMAK11, UZAMAK11, ULAŞMA11, YOKSUL11, OYLAMA10, SOLUMA10, SOSLUK10, SUSMAK10, SUSAMA10, SAYMAK10, YOLMAK10, YASMAK10, KUMSAL9, SOLMAK9, SULAMA9, SAYKAL9, KALOMA8, LUSAKA8, MASLAK8, OKLAMA8, SALMAK8, ULAMAK8

KALOMA (Kelime Kökeni: İtalyanca caloma)

[isim]

[denizcilik]

  • Demir atmış bir geminin zincirinin su içindeki bölümü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kaloma etmek (veya vermek)

MASLAK (Kelime Kökeni: Arapça maṣlāḳ)

[isim]

[eskimiş]

  • Sürekli su akan boru

    İlerideki maslaktan su doldurmaya giden simsiyah bir zenci kızının yakasından asıldı. - Osman Cemal Kaygılı

  • Boruları aşırı basınçtan korumak amacıyla su yolu üzerinde yapılan içi su dolu hazne
  • Büyük yalak

OKLAMA

[isim]

  • Oklamak işi
  • Hedef noktaları dairesel olarak belirlenmiş nişan tahtasına küçük okların atılmasıyla oynanan bir oyun türü

SALMAK

[-e]

[-i]

  • Bağımlılığına, tutukluluğuna veya baskı altındaki durumuna son vererek serbest kılmak, bırakmak, koyuvermek

    Derhâl kapının zincirini salıvererek kanadı arkasına kadar açtı. - Ercüment Ekrem Talu

  • Yollamak, göndermek

    Bununla beraber peşine adam salmak gerekir. - Aka Gündüz

  • Koymak, katmak

    Halk ruhunun benliğinizde yeniden uyanıp hararetini gönlünüze saldığını duyarsınız. - Refik Halit Karay

  • Sürmek

    Bunun içindir ki dal budak saldı, yemiş vermeye başladı. - Ruşen Eşref Ünaydın

  • Uğratmak

    Başını derde salmak.

  • Vergi yüklemek

    Ona elli bin lira salmışlar.

  • Üzerine yürütmek

    Tazıyı tavşana salmak.

[-e]

  • Saldırmak

    Aç kurt, yılana da salar, taşa da, dedi. - Memduh Şevket Esendal

  • Sarkıtmak

    Soğutmak için kuyuya su kabı saldı.

[denizcilik]

  • Gemi demir üzerinde dört yana dönmek

[-i]

[mecaz]

  • Bakmamak, ilgilenmemek, özen göstermemek

Birleşik Kelimeler: salıvermek, salıverilmek

ULAMAK

[-e]

[-i]

  • Eklemek, katmak, ilave etmek

KUMSAL

[isim]

  • Kumu olan yer

    Yolun neresi kayalık, neresi kumsal hep ezbere bilirdi. - Halikarnas Balıkçısı

  • Denize, göle vb. yerlere girilebilen genellikle kumluk alan, deniz hamamı, kumbaşı, plaj

    Deminden beri sözü edilen bu kumsal neydi? - Azra Erhat

[sıfat]

  • Kumlu

    Kumsal toprak.

SOLMAK

[nesnesiz]

  • Rengini yitirmek, rengi uçmak

    Sen, yüzü beyaz güller gibi solan / Adın ve senin? - Turan Oflazoğlu

  • Tazeliğini, diriliğini veya parlaklığını yitirmek

    Kuşlar ağlıyor, çiçekler soluyor, yapraklar dökülüyor, ufuklar kararıyordu. - Ömer Seyfettin

SULAMA

[isim]

  • Sulamak işi
  • Arklar veya savaklar yardımı ile su akıtarak herhangi bir toprak bölgesini kuraklıktan kurtarma

SAYKAL (Kelime Kökeni: Arapça ṣayḳal)

[isim]

[eskimiş]

  • Maden, ayna vb. nesneleri parlatmak için kullanılan cila
  • Cilalamakta kullanılan araç
  • Bu cilayı yapan kimse

OYLAMA

[isim]

  • Oy kullanma işi

    Bir oylamada hakkım olan bir oyu bile bile esirgemiş, kırmıştı beni. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • oylamaya geçmek
  • oylamaya koymak

Birleşik Kelimeler: güven oylaması, halk oylaması

SOLUMA

[isim]

  • Solumak işi

    Bu kaotik şehrin en fazla, zaman tanımayan solumasını seviyordu. - Nermin Bezmen

SOSLUK

[isim]

  • Sos konulmak için kullanılan kap

SUSMAK

[nesnesiz]

  • Konuşmasını kesmek

    Son mısraları acele okuyarak susmuştu. - Halit Fahri Ozansoy

  • Konuşmaktan kaçınmak

    Onlar da bu hazırlop klişeleri kullanmak fırsatını buluncaya kadar susacaklardır. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

  • Ses veya gürültüyü kesmek, ses ve gürültü yapmamak

[mecaz]

  • Etkisini göstermemek, tepki göstermemek

    Adaletin sustuğu yerde haksızlık başlar.

Birleşik Kelimeler: sus payı, suspus

SUSAMA

[isim]

  • Susamak işi

SAYMAK

[-i]

  • Bir şeyin kaç tane olduğunu anlamak için bunları birer birer elden veya gözden geçirmek, sayısını bulmak

    Nara sormuşlar: -Tanelerin kaç tane? Yiyenler saysın bana ne- demiş. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

  • Sayıları arka arkaya söylemek

    Birden ona kadar saymak.

  • Herhangi bir sıraya koymak, herhangi bir sırada yer aldığını kabul etmek

    Artık kışı geçti sayabiliriz.

  • Herhangi bir şey, yerine koymak veya herhangi bir şey gözüyle bakmak, addetmek

    Her çiçekten bal eyledik / Arıya saydılar bizi - Pir Sultan Abdal

  • Varsaymak, tutmak, farz etmek

    Elimi uzatsam benim olacak bir vazoya sırt çevirip başkasına kaptırınca onu benden çalınmış saymak neden? - Haldun Taner

  • Arka arkaya söylemek, sıralamak

    Birinin iyiliklerini saymak.

  • Ödemek, peşin vermek

    İki bin lira saydı, bana bir küpe aldı. - Memduh Şevket Esendal

[mecaz]

  • Geçer tutmak

    Bunu saymam, sizi bir gün erkenden beklerim.

[mecaz]

  • Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı dolayısıyla bir kimseye değer vermek, hürmet etmek

    Anam babamı nasıl saydı ise ben de kocamı öyle sayacaktım. - Memduh Şevket Esendal

[mecaz]

  • Önemsemek

[mecaz]

  • Gibi görmek, kabul etmek

    Arzularını yapmayı belli büyük bir külfet saydığınız bu küçük kalpler, saadetin kapısından girmeden felaketin ortasına yuvarlanıyorlar. - Aka Gündüz

[mecaz]

  • Hesaba katmak, dikkate almak

    Bundan önce verdiğimi saymıyor musun?

Ata Sözleri ve Deyimler

  • say beni, sayayım seni
  • sayıp dökmek
  • saymakla bitmemek (veya tükenmemek)

Birleşik Kelimeler: adımsayar, bilgisayar, dizüstü bilgisayar, varsaymak