SONAR ile Oluşan Kelimeler (SONAR Kelime Türetme)
SONAR harflerinden oluşan 17 kelime bulunuyor. SONAR kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Sonar kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
5 Harfli Kelimeler
SONRA7,
4 Harfli Kelimeler
ORSA6, ORAN5, ONAR5
3 Harfli Kelimeler
ONS5, SON5, NAS4, ONA4, ORA4, SAN4, NAR3
2 Harfli Kelimeler
AS3, ON3, AR2, AN2, RA2
AR (Kelime Kökeni: Fransızca are)
-
100 m² değerinde yüzey ölçü birimi
Bir ar, kenarı on metre olan bir karenin alanıdır.
-
Utanma, utanç duyma
Kınamazlar güzel sevse yiğidi / Güzel sevmek koç yiğide ar değil - Karacaoğlan
Ata Sözleri ve Deyimler
- ar damarı çatlamış
- ar dünyası değil kâr dünyası
- ar etmek
- arına dokunmak
- ar namus tertemiz
- ar ve hayâ perdesi yırtılmak
- ar yılı değil, kâr yılı
Birleşik Kelimeler: ar belası
- Argon elementinin simgesi
AN (Kelime Kökeni: Arapça ān)
-
Zamanın bölünemeyecek kadar kısa olan parçası, lahza, dakika
Zira göçebelerin hayatı her an yardımlaşmalarını gerektirir. - Cemil Meriç
Ata Sözleri ve Deyimler
- anı anına uymamak
- an meselesi
Birleşik Kelimeler: anbean, bir an, eş anlı
- İki tarla arasındaki sınır
-
Zihin
An bulanıklığı. An yorgunluğu.
RA
- Radyum elementinin simgesi
NAR (Kelime Kökeni: Farsça nār, enār)
- Nargillerden, yaprakları karşılıklı, çiçekleri büyük, koyu kırmızı renkte, küçük bir ağaç (Punica granatum)
- Bu ağacın kırmızımtırak sarı sert bir kabukla örtülü, içinde çok sayıda kırmızımtırak, sulu taneler bulunduran yuvarlak yemişi
Ata Sözleri ve Deyimler
- nar gibi
Birleşik Kelimeler: narçiçeği, nar şerbeti, kudret narı
- Ateş
Ata Sözleri ve Deyimler
- nârına (veya nâra) yanmak
Birleşik Kelimeler: nârıbeyza
AS
- Kakım
- İskambil, domino vb. oyunlarda bir işaretini taşıyan kâğıt veya taş, birli, bey
-
Bir işte başta gelen (kimse veya şey)
As oyuncu.
Birleşik Kelimeler: assolist, astasım, asteğmen, asyön
- Arsenik elementinin simgesi
ON
- Dokuzdan sonra gelen sayının adı
- Bu sayıyı gösteren 10 ve X rakamlarının adı
- Dokuzdan bir artık
Ata Sözleri ve Deyimler
- on defa (veya kere)
- on parmağı boğazında olmak
- on parmağında on hüner (veya marifet) olmak
- on parmağında on kara
Birleşik Kelimeler: onaltılık, on ayaklılar, onbaşı, onbeşli, on binlerce, on binlik, onbiraylık, on birli, ondörtlük, onikiparmak bağırsağı, onikitelli, on milyonluk, on para, onsekiz, beşon, ayın on dördü
NAS (Kelime Kökeni: Arapça naṣṣ)
- Açıklık, açık ve kesin yargı
- Dogma
ONA
-
O zamirinin yönelme durumu eki almış biçimi
Yeğeninin ona çeken tek yanı yoktur. - Tarık Buğra
Ata Sözleri ve Deyimler
- ona göre hava hoş
Birleşik Kelimeler: ona buna, sözüm ona
ORA
-
O yer
Bizimkiler ora senin, bura benim derken bir ulu dağın başına geldiler. - Yaşar Kemal
Ata Sözleri ve Deyimler
- oralarda olmamak
Birleşik Kelimeler: oradan oraya
SAN
- Bir kimsenin işi, mesleği veya toplum içindeki durumu ile ilgili olarak kullanılan ad, unvan, titr
- Ün
- Herhangi bir şeyi, neyse o yapan nitelik, kip karşıtı
Birleşik Kelimeler: adı sanı, adıyla sanıyla
ORAN
-
Büyüklük, nicelik, derece bakımından iki şey arasında veya parça ile bütün arasında bulunan bağıntı, nispet, rasyo
Yerli oyunların çeviri oyunlara oranı değişti ve yükseldi. - Metin And
- İki şeyin birbirini tutması, karşılıklı uygunluk, orantı, tenasüp
- Akıl yoluyla gerçeğe yakın olduğuna inanılarak verilen yargı, tahmin
-
İki büyüklük, iki nicelik arasındaki bağıntı
Üçün sekize oranı.
Birleşik Kelimeler: oran dışı, benzeşim oranı, doğum oranı, faiz oranı, ölüm oranı, vergi oranı
ONAR
-
On sayısının üleştirme sayı sıfatı
Oraya çıkınca hamallara onar kuruştan hesap göreceksin. - Memduh Şevket Esendal
- Her birine on, her defasında onu bir arada olan
ONS (Kelime Kökeni: Fransızca once)
- Genellikle gümüş, altın ve platin gibi kıymetli metallerin veya elmas, yakut gibi değerli taşların kütlelerinin ölçülmesi için kullanılan, Fransa'da 30,59 gr, İngiltere'de 28,349 gr ağırlığında bir ağırlık ölçüsü birimi
SON
-
Şimdiki zamana en yakın zamandan beri olan veya bu zamanda yapılmış, olmuş olan, ilk karşıtı
Gündüzün son ışıklarıyla beraber sanki odadan eşya da çekiliyordu. - Peyami Safa
-
En arkada bulunan
Son vagon.
-
Artık ondan ötesi veya başkası olmayan
Son atlıkarıncayı Kadırga meydanında birkaç yıl evvel görmüştüm. - Hasan Âli Yücel
- Uç, sınır
-
Olanca
Son kuvvetiyle: Ya Ali! diye bağırdı. - Memduh Şevket Esendal
-
Bir şeyin en arkadan gelen bölümü, bitimi, nihayet, akıbet
Kışın sonu. Bu yolun sonu.
- Ölüm
- Döl eşi
Ata Sözleri ve Deyimler
- sona ermek
- sona kalan dona kalır
- son bulmak
- son kozunu (veya kartını) oynamak
- son noktayı koymak
- son pişmanlık fayda vermez (veya etmez)
- sonu gelmek
- sonu gelmemek
- sonunu almak
- sonunu getirememek
- son vermek
Birleşik Kelimeler: son adam, sonbahar, son birim, son çeyrek, son dakika, son derece, son deyiş, son ek, son görev, son gürlüğü, son hızla, son kânun, son kerte, son nefes, sonnot, son ses, son söz, son teşrin, son turfanda, son ütücü, son vazife, son yolculuk, çeyrek son, yarı son, baştan sona, hafta sonu, harman sonu, satır sonu, süre sonu, vade sonu, önünde sonunda
ORSA (Kelime Kökeni: İtalyanca orza)
- Yelkenleri rüzgârın estiği yöne çevirmekte kullanılan, her iki taraftan yelkenin ortasına bağlanan ip
- Geminin rüzgâr alan yanı, rüzgârüstü, boca veya rüzgâraltı karşıtı
- Geminin, rüzgârın geldiği yöne döndürülmesi
-
(o'rsa) Geminin, rüzgârın geldiği yöne döndürülmesi için söylenen söz
Orsa, diye bağırmasıyla dümeni basması bir oldu. - Halikarnas Balıkçısı
Birleşik Kelimeler: orsa alabanda, orsa boca