SOFUCA ile Oluşan Kelimeler (SOFUCA Kelime Türetme)
SOFUCA harflerinden oluşan 16 kelime bulunuyor. SOFUCA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Sofuca kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
6 Harfli Kelimeler
SOFUCA18
4 Harfli Kelimeler
SOFU13, SOFA12
3 Harfli Kelimeler
FOS11, SOF11, FAS10, SAF10, SAC7, UCA7
2 Harfli Kelimeler
OF9, UF9, AF8, FA8, SU4, US4, AS3
AS
- Kakım
- İskambil, domino vb. oyunlarda bir işaretini taşıyan kâğıt veya taş, birli, bey
-
Bir işte başta gelen (kimse veya şey)
As oyuncu.
Birleşik Kelimeler: assolist, astasım, asteğmen, asyön
- Arsenik elementinin simgesi
SU
- Hidrojenle oksijenden oluşan, sıvı durumunda bulunan, renksiz, kokusuz, tatsız madde, ab
-
Bu sıvıdan oluşan kitle, deniz, akarsu
Koltuğuna oturdu, Haliç'in bulanık sularına daldı. - Falih Rıfkı Atay
-
Meyve, sebze vb.nin sıkılmasıyla elde edilen sıvı
Portakal suyu. Domates suyu.
-
Bazı kokulu yaprak veya çiçeklerin imbikten çekilmesiyle elde edilen kokulu sıvı
Çiçek suyu. Gül suyu.
-
Yemeğin sıvı bölümü
Belki de iki bardak turşu suyu içecek. - Sait Faik Abasıyanık
-
Kez
Meyveleri iki su yıka.
-
Demir araçları ateşte kızdırdıktan sonra, suya daldırılarak sağlanılan sertlik
Bu bıçağın suyunu iyi vermemişler.
Ata Sözleri ve Deyimler
- su almak
- su basmak
- su çekmek
- sudan çıkmış balığa dönmek
- sudan geçirmek
- suda pişmiş
- su dökmek
- su dökünmek
- su etmek
- su gelmek
- su gibi
- su gibi akmak
- su gibi aziz ol!
- su gibi bilmek (veya okumak)
- su gibi ezberlemek
- su gibi gitmek
- su gibi olmak
- su gibi terlemek
- su görmemiş
- su götürür yeri olmamak
- su içinde
- su içinde kalmak
- su iktiza etmek
- su kaçırmak
- su kapmak
- su katılmamış
- su kesmek
- su koyuvermek
- su küçüğün, söz (veya sofra veya yemek) büyüğün
- sular kararmak
- sular seller gibi
- su sabun görmemek
- su uyur, düşman uyumaz
- su vermek
- suya düşmek
- suya göstermek
- suya götürüp susuz getirmek
- su yapmak
- suya sabuna dokunmamak
- suya salmak
- suyu baştan (veya başından) kesmek
- suyu çıkmak
- suyu getiren de bir, testiyi kıran da
- suyu görünce teyemmüm bozulur
- suyu ısınmak (veya kaynamak)
- suyu kesilmiş değirmene dönmek
- suyu mu çıktı?
- suyuna gitmek
- suyun akıntısına gitmek
- suyuna tirit
- suyun başı
- suyunca gitmek
- suyu nereden geliyor?
- suyunu almak
- suyunu çekmek
- suyunun suyu
- suyu seli kalmamak
- su yürümek
- su yüzü görmemiş
- su yüzüne (veya üstüne) çıkmak
- su yüzüne çıkmak
Birleşik Kelimeler: su akrebi, su altı, su askıları, su aygırı, su baldıranı, su bardağı, subasar, su basıncı, su baskını, su bidonu, su bilgisi, su bilimi, su biti, su bitkileri, su bombası, su borusu, su boyası, su böceği, su bölümü çizgisi, su böreği, su cenderesi, su çıkrığı, suçiçeği, su çulluğu, su damarı, su değirmeni, su deposu, su dolabı, su düzeyi, sugötürmez, su hattı, su ısıtıcısı, suibriği, su kabağı, su kabı, su kamışı, su karanfili, su kayağı, su kaybı, su kaydırağı, su keleri, su kemeri, su kesesi, su kesimi, su keteni, su kızağı, su kireci, su korkusu, su küre, su mantarları, su mercimeği, su mermeri, su muhallebisi, su nanesi, suoku, suölçer, su örümceği, su parkı, superisi, su piresi, su rezenesi, su saati, su samuru, susarımsağı, su sarnıcı, su sayacı, su seviyesi, su sığırı, su sineği, suşeridi, su tabakası, su tankeri, su tası, su taşkını, su tavuğu, su tedavisi, su terazisi, su teresi, su testisi, su topu, su tulumbası, su türbini, su ürünleri, su yatağı, su yelvesi, su yılanı, suyolu, su yolu, su yoncası, su yosunu, su yuvarı, sudan ucuz, acı su, ağır su, akarsu, aksu, atık su, bağlı su, basınçlı su, bengi su, iç su, kaba su, karasu, kara su, küllü su, oksijenli su, öz su, pis su, serbest su, sert su, tatlı su, tazyikli su, yumuşak su, havadan sudan, altın suyu, arpa suyu, bel suyu, besi suyu, bulaşık suyu, cam suyu, can suyu, çamaşır suyu, çiçek suyu, çilek suyu, deniz suyu, dirim suyu, domates suyu, dümen suyu, elma suyu, er suyu, et suyu, gül suyu, ham besi suyu, havuç suyu, ıslatma suyu, içme suyu, imamsuyu, katran suyu, kaya suyu, kaynak suyu, kenar suyu, kibrit suyu, kireç suyu, koruk suyu, kuyu suyu, limon suyu, maden suyu, memba suyu, meyve suyu, nane suyu, portakal suyu, saf su, safra suyu, şalgam suyu, tavuk suyu, turşu suyu, üzüm suyu, vişne suyu, yüzsuyu, zemzem suyu, kara suları, yer altı suları
- Sutaş
US
-
Akıl
Usa ve gerçeğe uygun anlatışlara kulak verenin olmadığı görüldü. - Halikarnas Balıkçısı
Ata Sözleri ve Deyimler
- usuna getirmek
Birleşik Kelimeler: us dışı, us pahası, usa vurma
SAC
- Yassı demir çelik ürünü
-
Bu üründen yapılan
İskenderun'da evimize taşındığımız günlerde sac sobamıza elden düşme borular alınmıştı. - Ayla Kutlu
-
Bu nesneden yapılmış, üzerinde yufka yapılan dışbükey pişirme aracı
Esmer, sacda pişirilmiş bir somun ekmeği, eliyle parçalayıp sofradakilerin önüne dağıttı. - Necati Cumalı
Birleşik Kelimeler: sacayağı, sacayak, sac böreği, sac ekmeği, sac kavurması, sac kebabı, çalkantı sacı
UCA
- Kuyruk sokumu kemiği
-
Yüce
Uca dağ başında yatmış uyumuş / Ela gözlerini uyku bürümüş - Halk türküsü
AF (Kelime Kökeni: Arapça ʿafv)
- Bir suçu, bir kusuru veya bir hatayı bağışlama
-
Görevden çıkarılma
Kardeşinin vazifeden affı kararlaşmış.
Ata Sözleri ve Deyimler
- af buyurun!
- af çıkarmak
- af dilemek
- affa uğramak
- affını dilemek (veya istemek)
- affınıza sığınarak
Birleşik Kelimeler: affedilmek, affetmek, affettirmek, affeylemek, affolunmak, genel af, özel af, umumi af
FA (Kelime Kökeni: İtalyanca fa)
- Müzikal ses dizilerinde mi ile sol arasındaki ses
- Bu sesi gösteren nota işareti
Birleşik Kelimeler: fa anahtarı
OF
-
Sıkıntı, bezginlik, usanç, acı, yorgunluk vb. duyguları belirten bir söz
Of, bıktım artık! Of, kolum acıdı! Bu da ne karışık bir rüya imiş diye söyleniyordu. - Abdülhak Şinasi Hisar
Ata Sözleri ve Deyimler
- of bile dememek
- of çekmek
- Trabzon iline bağlı ilçelerden biri
UF (Kelime Kökeni: ünl.)
-
Acı, sızı duyulduğunda veya sıkıntılı bir durumda söylenen bir söz
Uf, parmağım yandı!
Ata Sözleri ve Deyimler
- uf olmak
SAF (Kelime Kökeni: Arapça ṣaff)
-
Dizi, sıra
Bütün garsonlar saf teşkil edip selama dururlardı. - Ercüment Ekrem Talu
- Grup
Ata Sözleri ve Deyimler
- saf bağlamak
- saf değiştirmek
- saflara ayırmak
- saf tutmak
Birleşik Kelimeler: saf dışı
-
Katıksız, arı(I), katışıksız, halis, has
Hiçbir yerde buradakinden daha saf ve berrak sulara tesadüf etmedim. - Hamdullah Suphi Tanrıöver
-
Kurnazlığa aklı ermeyen, kolaylıkla aldatılabilen, bön, safdil
Yenge, açık sözlü, saf bir kadıncağızdır. - Reşat Nuri Güntekin
-
İyi niyetli, art niyetsiz
Senin bu kadar çocukça saf olduğunu bilmezdim. - Peyami Safa
Birleşik Kelimeler: safderun, safdil, safkan, saf su
FOS
- Çürük, temelsiz, boş, kof
Ata Sözleri ve Deyimler
- fos çıkmak
SOF (Kelime Kökeni: Arapça ṣūf)
- Bir çeşit sertçe, ince yünlü kumaş
-
Ham ipekten yapılmış astarlık kumaş
Ankara sofu.
SOFA (Kelime Kökeni: Arapça ṣuffe)
-
Evlerde oda kapılarının açıldığı genişçe yer, hol
Bir sabah kalktım, sofaya muhtar önde bütün köylü yığılmış. - Halide Edip Adıvar
SOFU (Kelime Kökeni: Arapça ṣūfī)
- Dinin buyruk ve yasaklarına bütünüyle uyan (kimse)
Birleşik Kelimeler: kaba sofu
SOFUCA
- Sofuya yaraşır biçimde