SİYAHLATMAK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

SİYAHLATMAK harflerini içeren 7 harfli 29 kelime bulunuyor. 7 harfli SİYAHLATMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

HAYLAMA14, HAYALAT13, AHLAMAK12, HAMAKAT12, HAKLAMA12, SAYLAMA11, YASTAMA11, YASLAMA11, YASAMAK11, AYLAMAK10, MALATYA10, SİYAKAT10, TAYLAMA10, YALATMA10, YALAMAK10, AKSATMA9, AKLİYAT9, LİYAKAT9, LAMAİST9, MASTİKA9, SAKLAMA9, TASLAMA9, YATALAK9, ATLAMAK8, KALAMİT8, KATLAMA8, KATLİAM8, MALAKİT8, SAATLİK8

ATLAMAK

[-den]

  • Bir engeli sıçrayarak veya fırlayarak aşmak

    Duvardan atlamak. Hendekten atlamak.

[-e]

[-den]

  • Yüksek bir yerden alçak bir yere, ayaküstü gelecek bir biçimde kendini bırakmak

    Çukura atlamak.

[-e]

  • Binmek

    Atlasam bir vapura, şehre insem diyorum. - Sait Faik Abasıyanık

[-i]

  • Basında haberi zamanında verememek veya diğer gazetelerden öğrenmek

[-i]

  • Okuma, yazı yazma, sayı sayma vb. işlerde bazı bölümleri üstünkörü geçmek

[-i]

  • Sınıfı okumadan geçmek

    Birinci sınıfı atladı.

  • İnmek

    Otomobilden atlayıp vapura doğru seğirten bir adama tutup sual sorulur mu? - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]

[-de]

  • Yanılmak, aldanmak

[mecaz]

  • Bir işe sonucunu düşünmeden hemen girişmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • atladı geçti Genç Osman!

Birleşik Kelimeler: atlaya zıplaya

KALAMİT (Kelime Kökeni: Fransızca calamite)

[isim]

[mineraloji]

  • Amfibol cinsinden bir mineral türü
  • İlk Çağ ağaç taşılı

KATLAMA

[isim]

  • Katlamak işi

[halk ağzında]

  • Mayasız hamurdan yapılan, peynirli veya peynirsiz pide, yufka

KATLİAM (Kelime Kökeni: Arapça ḳatl + ʿāmm)

[isim]

[toplum bilimi]

  • Kırım

    İlk katliamdan kaçan Müslümanların malı, mülkü, evi Makedonya muhacirlerine verilmiş. - Yahya Kemal Beyatlı

MALAKİT (Kelime Kökeni: Fransızca malacihte)

[isim]

[kimya]

  • Yeşil renkli, yontulup parlatılabilen, doğal bakırlı, hidratlı karbonat, bakır taşı

SAATLİK

[sıfat]

  • Belli bir saat süresince yapılan veya olan

    Yedi saatlik evliler, şimdiden mi dünyadan el etek çekiyor? - Necip Fazıl Kısakürek

AKSATMA

[isim]

  • Aksatmak işi

AKLİYAT (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳliyyāt)

[isim]

[eskimiş]

  • Akıl yolu ile kazanılan bilgiler

LİYAKAT (Kelime Kökeni: Arapça liyāḳat)

[isim]

  • Bir kimsenin, kendisine iş verilmeye uygunluk, yaraşırlık durumu, değim

    Liyakat ve namusa dayanan zenginliğe düşman değilim. - Mehmet Kaplan

  • Kifayet

    Her birimiz kendi liyakatimize göre, üzerimize bir vazife almalıyız. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • liyakat göstermek

Birleşik Kelimeler: liyakat sahibi

LAMAİST (Kelime Kökeni: Fransızca lamaïst)

[sıfat]

  • Lamacı

MASTİKA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Sakız rakısı

    Elinde kesme kristal bir sürahi, kadeh boşaldıkça koşup mastika dolduruyor. - Attila İlhan

  • Sakız ağacından çıkarılan reçine

SAKLAMA

[isim]

  • Saklamak işi

    O kadar acıklı ki sorduğun sebep bizden / Biz bile saklamaya çalıştık kendimizden - Faruk Nafiz Çamlıbel

TASLAMA

[isim]

  • Taslamak işi

    Bu yüzden efendisine ev sahipliği taslamaya karar verdi. - İhsan Oktay Anar

YATALAK

[sıfat]

  • Felç, sakatlık vb. bir sebeple yataktan kalkamayan (kimse)

    Şu rezalete bakın, yatalak gibi uzanmışlar. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yatalak olmak

AYLAMAK

[-i]

[halk ağzında]

  • Beklemek

[nesnesiz]

  • Sürmek, devam etmek

[-de]

  • Ayı dolduran bir süre geçirmek, aylarca kalmak