SİNDİRME Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
SİNDİRME harflerini içeren 5 harfli 25 kelime bulunuyor. 5 harfli SİNDİRME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Sindirme ile başlayan 5 harfli kelimeler. sindirme ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde Sindirme olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
DEMİR8,
ERMİN (Kelime Kökeni: Fransızca hermine)
- Kakım
İRSEN (Kelime Kökeni: Arapça irs̱en)
- Kalıtım yoluyla
İMREN
- Görülen bir şeyi veya benzerini edinme isteği, gıpta
NESİR (Kelime Kökeni: Arapça nes̱r)
-
Düzyazı
Her millette olduğu gibi bizde de kelimeleri şiir canlandırmış, nesir sadece kullanmıştır. - Yahya Kemal Beyatlı
SİREN (Kelime Kökeni: Fransızca sirène)
-
İtfaiye, cankurtaran ve polis araçlarında bulunan, tiz ses çıkaran uyarıcı alet
İtfaiyelerin çanları çalıyor, sirenleri ötüyordu. - Çetin Altan
- Üst tarafı kız, alt tarafı balık olduğuna inanılan deniz kızı
SİNİR
-
Duyu ve hareket uyarılarını beyinden organlara, organlardan beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet
Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu. - Reşat Nuri Güntekin
-
Rahatsız edici, hastalık derecesine varan aşırı duyarlılık
Bu kadının bir siniri var, kan görünce bayılır.
-
Herhangi bir şey, bir olay karşısında tepki gösterme duyarlığı ve kişinin ruhsal niteliği
Sende hiç sinir yok mu, bu kadar aldırmazlık olur mu?
Tren kalktıktan biraz sonra sinirlerdeki gerginlik geçer. - Reşat Nuri Güntekin
-
Hoşa gitmeyen, can sıkan
Ne sinir şey!
-
Kas kirişi ve zarı
Etin sinirlerini ayırmak.
Ata Sözleri ve Deyimler
- sinirine dokunmak
- siniri oynamak
- siniri tutmak
- sinir kesilmek
- sinirleri altüst olmak
- sinirleri ayakta olmak
- sinirleri boşanmak
- sinirleri bozulmak
- sinirleri gergin olmak
- sinirleri gerilmek
- sinirleri gevşemek (veya yatışmak)
- sinirlerine hâkim olmak
- sinirlerini bozmak
- sinirlerini germek
- sinir sahibi olmak
Birleşik Kelimeler: sinir argınlığı, sinir bilimi, sinir buhranı, sinir doku, sinir harbi, sinir hastalığı, sinir hastası, sinir ilacı, sinir kanatlılar, sinir küpü, sinir otları, sinir otu, sinir savaşı, sinir sistemi, sinir törpüsü, sinirleri kuvvetli, sinirleri zayıf
SENİR
- İki dağ arasındaki sırt
SERİN
-
Az soğuk, ılık ile soğuk arası
Kuşluk vaktinin sıcağına rağmen bina loş ve serin. - Refik Halit Karay
- Hoşa giden, hafif bir soğukluk veren
Ata Sözleri ve Deyimler
- serin gel!
- serin tutmak
Birleşik Kelimeler: serinkanlı
DİREN
- Dirgen
DERİN
-
Dibi yüzeyinden veya ağzından uzak olan
Genç kız onun kırık dişli ağzının içindeki derin karanlığa bakıyor. - Ömer Seyfettin
- Yüzeyden içeri inen
-
Kendi türünde çok gelişmiş, en ileri durumda olan
Mevlâna gibi derin ve vectli bir insanın elinde ise belki en mütekâmil şeklini almış bulunuyordu. - Asaf Halet Çelebi
-
Yoğun
Henüz kapkaranlıktı dışarısı ve derin bir sessizlik içindeydi ev. - Ayşe Kulin
-
Uzun süren
Bir iki derin nefesten sonra teneffüsünün ritmi düzeldi. - Peyami Safa
-
Ayrıntılı
Hangi limana varacağını bilmeyen gemiciye derin bir denizcilik bilgisinin faydası ne? - İsmet Özel
-
İçten gelen
Bir yandan da bundan derin bir utanç duyuyorum. - Adalet Ağaoğlu
-
Dip
Körfezdeki dalgın suya bir bak göreceksin / Geçmiş gecelerden biri durmakta derinde - Yahya Kemal Beyatlı
Ata Sözleri ve Deyimler
- derine inmek
Birleşik Kelimeler: derin derin, derin devlet, derin dondurucu, derin soğutma, derin soğutucu, derin uyku, uykusu derin
İSMEN (Kelime Kökeni: Arapça ismen)
-
Adını belirterek, adını söyleyerek, adını vererek
Memuriyetlerinin marufiyeti icabıyla birbirini ismen tanımamaları mümkün değildi. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
NESİM (Kelime Kökeni: Arapça nesīm)
-
Hafif yel, esinti
Berrak bir nesim ile ürperdi gölgeler / Yıldızlar eski demlere bir nağme besteler - Enis Behiç Koryürek
RESMÎ (Kelime Kökeni: Arapça resmī)
-
Devletin olan, devlete ait, devletle ilgili, özel karşıtı
Bulunduğumuz yer resmî bir dairenin bürosudur. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Devletin öngördüğü yöntemlere uygun olarak yapılan, formel
Resmî muamele. Resmî müracaat.
-
Samimi olmayan, teklifli, ciddi
Kâmuran hemen hemen resmî tavırla hafifçe eğildi. - Reşat Nuri Güntekin
Birleşik Kelimeler: resmî bayram, resmî dil, resmî elbise, resmî giysi, resmî nikâh, yarı resmî
RESİM (Kelime Kökeni: Arapça resm)
-
Varlıkların, doğadaki görünüşlerinin kalem, fırça gibi araçlarla kâğıt, bez vb. üzerinde yapılan biçimleri
Konulu resim parçaları kendiliğinden ve doğru olarak yan yana gelivermiş, hikâye ortaya çıkmıştı. - Tarık Buğra
-
Bunu yapmak için gerekli yöntemleri öğreten sanat
Türkiye'de resim bir müddetten beri soysuz bir sanat hâline gelmeye başladı. - Orhan Seyfi Orhon
-
Fotoğraf
Güzel İnebolu kızı, duvara yapıştırılan Gazi'nin resmine uzun uzun baktı. - Aka Gündüz
-
Bazı eşyadan ve işlerden alınan vergi veya harç
Osmanlı Devleti'nin birçok vergi ve resimleri bu yüzden doğrudan doğruya yabancı alacaklıların cebine gider. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
- Tören
- Açık gösterge, kesin sonuç
Ata Sözleri ve Deyimler
- resim almak
- resim çekmek (veya çıkarmak)
- resim gibi
Birleşik Kelimeler: resim yazı, resmetmek, resmigeçit, resmikabul, baskı resim, cam resim, canlı resim, çıplak resim, çizgi resim, dağlama resim, gölgeli resim, ıstampa resim, kazıma resim, net resim, nevresim, robot resim, saydam resim, temsilî resim, vesikalık resim, yakma resim, atölye resmi, demir resmi, duvar resmi, geçit resmi, işgaliye resmi, kabul resmi, mağara resmi, palamar resmi, tellaliye resmi
SİNME
-
Sinmek işi
En iyi korunma çaresi yeşil dal altlarına sinmeye kaldı! - Haldun Taner