SİLİKATLAMAK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler
SİLİKATLAMAK harflerini içeren 7 harfli 32 kelime bulunuyor. 7 harfli SİLİKATLAMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
AKSATMA9,
ATİKLİK
- Çabukluk, çeviklik
ALKALİK (Kelime Kökeni: Fransızca alcalique)
- İçinde alkali bulunan, kalevi, antiasit
LAKLAKA (Kelime Kökeni: Arapça laḳlaḳa)
- Gereksiz, anlamsız, boş söz
LAİKLİK
- Laik olma durumu, laisizm
-
Devlet ile din işlerinin ayrılığı, devletin, din ve vicdan özgürlüğünün gerçekleşmesi bakımından yansız olması, laisizm
Türkiye Cumhuriyeti, laikliği umdeleri arasına koymakla dini, tecavüzden, istismardan, menfaate, şerre alet etmekten kurtardı. - Orhan Seyfi Orhon
ASİLLİK
- Asil olma durumu, asalet
- Soylu olma durumu, soyluluk
ATLAMAK
-
Bir engeli sıçrayarak veya fırlayarak aşmak
Duvardan atlamak. Hendekten atlamak.
-
Yüksek bir yerden alçak bir yere, ayaküstü gelecek bir biçimde kendini bırakmak
Çukura atlamak.
-
Binmek
Atlasam bir vapura, şehre insem diyorum. - Sait Faik Abasıyanık
- Basında haberi zamanında verememek veya diğer gazetelerden öğrenmek
- Okuma, yazı yazma, sayı sayma vb. işlerde bazı bölümleri üstünkörü geçmek
-
Sınıfı okumadan geçmek
Birinci sınıfı atladı.
-
İnmek
Otomobilden atlayıp vapura doğru seğirten bir adama tutup sual sorulur mu? - Sait Faik Abasıyanık
- Yanılmak, aldanmak
- Bir işe sonucunu düşünmeden hemen girişmek
Ata Sözleri ve Deyimler
- atladı geçti Genç Osman!
Birleşik Kelimeler: atlaya zıplaya
ALLAMAK
- Kırmızı duruma getirmek
Ata Sözleri ve Deyimler
- allamak pullamak
ÂLİMLİK
- Bilginlik
ALTLAMA
- Altlamak işi
AKSİLİK
- Terslik, zıtlık, karşıtlık
- İnatçılık, huysuzluk
-
Bir işin yolunda gitmemesi durumu, elverişsizlik
Dönmeyi kararlaştırmış da olsa bir aksilik, mutlaka bir aksilik, benim saadetime engel olacaktı. - Tarık Buğra
Ata Sözleri ve Deyimler
- aksiliği tutmak
- aksiliği üstünde (olmak)
- aksilik çıkmak
- aksilik etmek
AKSAKAL
- Köyün veya mahallenin ihtiyar heyetinde olan kimse
- Bir meslekte yaşça, kıdemce ileride ve yetenek bakımından üstün niteliğe sahip olan kimse, duayen
- Ermiş, evliya
AKLAMAK
-
Suçsuz veya borçsuz olduğu yargısına vararak birini temize çıkarmak, tebriye etmek, ibra etmek
Bir kitabın çok satmasında o kitabı aklayıcı nedenler pek özel durumlara bağlıdır. - Necati Cumalı
İLTİSAK (Kelime Kökeni: Arapça iltiṣāḳ)
- Kavuşma, bitişme, birleşme
KALAMİT (Kelime Kökeni: Fransızca calamite)
- Amfibol cinsinden bir mineral türü
- İlk Çağ ağaç taşılı
KATLAMA
- Katlamak işi
- Mayasız hamurdan yapılan, peynirli veya peynirsiz pide, yufka