SİHİRLENME Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

SİHİRLENME harflerini içeren 5 harfli 65 kelime bulunuyor. 5 harfli SİHİRLENME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Sihirlenme ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Sihirlenme olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

MESİH11, SEMİH11, SEHİM11, HELİS10, HELME10, HEMEN10, HİMEN10, HİSLİ10, LEHİM10, MEHLE10, MEHİL10, MEHEL10, MERİH10, NESİH10, SİHİR10, SEHER10, HELEN9, NEHİR9, REHİN9, ESMER7, İSLİM7, İSMEN7, LEMİS7, MİLİS7, MİSİL7, MİSEL7, MESEN7, MESEL7, MERSİ7, MELES7, MERES7, NESİM7, NEMSE7, RESMİ7, RESİM7, SİNME7, SİLME7, SERİM7, SEMER7, SEMEN7, SELİM7, SERME7, ESİRE6, ERMİN6, ERİME6, ENLEM6, ENSER6, İRSEN6, İMREN6, NESİR6, NESİL6, NEMLİ6, RİMEL6, RESEN6, REMİL6, REMEL6, SİREN6, SİNLE6, SİNİR6, SEREN6, SENİR6, SELEN6, SERİN6, İLERİ5, NELER5

İLERİ

[isim]

  • Herhangi bir şeye göre daha ötede olan yer, geri karşıtı
  • Bir şeyin ulaşılacak yönü

    Yolun ilerisi düz.

  • Henüz gelmemiş zaman, gelecek, sonra

[sıfat]

  • Önde bulunan

    İleri karakol. İleri hat.

[sıfat]

  • Doğrusundan daha çok gösteren (saat)

    Saat beş dakika ileridir.

[sıfat]

[mecaz]

  • Benzerlerini geride bırakmış

    İleri fikirler.

[zarf]

  • Öne doğru, ileri doğru

    Masayı biraz ileri çekelim.

[ünlem]

  • `Amaca doğru durmadan yürü` anlamında kullanılan bir seslenme sözü

    Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri! - Atatürk

[spor]

  • Temel duruşta ayak uçlarının gösterdiği yön

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ileri (veya ileriye) gitmek
  • ileri almak
  • ileri atılmak (veya çıkmak)
  • ileri geçmek
  • ileri gelmek
  • ileri götürmek
  • ilerisine gitmek
  • ileri sürmek
  • ileri varmak
  • ileriyi görmek

Birleşik Kelimeler: ileri gelen, ileri geri, ileri görüş, ileri gözetleyici, ileri karakol, ileri teknoloji, ileri uç, ileri vites

NELER

  • çok ve çeşitli şeyler

    Bugün neler gördük.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ne âlem
  • ne âlemde?
  • ne alıp veremiyor?
  • ne arar (veya onda ... ne gezer)
  • ne arıyor
  • ne biçim?
  • ne buyrulur?
  • ne çare
  • ne çıkar
  • ne çiçektir, biliriz
  • ne dedim de
  • ne demek?
  • ne demek olsun
  • ne demeye
  • ne denir (veya dersin)
  • ne denli
  • ne de olsa
  • ne dese beğenirsin?
  • nedir ki
  • ne diye?
  • ne ekersen onu biçersin
  • ne fayda
  • ne gam
  • ne gezer
  • ne gibi?
  • ne gözle bakmak
  • ne güne duruyor?
  • ne günlere kaldık!
  • ne haber?
  • ne hacet
  • ne haddine!
  • ne hâlde?
  • ne hâli varsa görsün
  • ne hikmetse (veya hikmettir)
  • ne idiği belirsiz
  • ne imiş?
  • ne ise
  • ne istediğini bilmek
  • ne iyi!
  • ne kadar
  • ne kadar olsa
  • ne kadar varsa
  • ne lazım
  • neler de neler, maydanozlu köfteler
  • neler neler
  • ne mal olduğunu bilmek (veya anlamak)
  • ne mene
  • ne menem
  • ne mümkün
  • ne münasebet!
  • ne o?
  • ne olacak!
  • ne olduğunu bilememek
  • ne oldum delisi olmak
  • ne olur (veya olursun veya olursunuz)
  • ne olursa olsun
  • ne oluyor?
  • ne pahasına olursa olsun
  • ne söylüyorsun?
  • ne var ki
  • ne yaparsın (veya yapmalı) ki
  • ne yapıp yapıp
  • ne yaptığını bilmemek
  • ne yazar
  • ne yazık ki
  • neye uğradığını bilememek (veya anlamamak veya şaşırmak)
  • neyin nesi (kimin fesi)
  • neyleyim
  • neymiş
  • ne yüzle

ESİRE (Kelime Kökeni: Arapça esīre)

[isim]

[eskimiş]

  • Dişi tutsak
  • Cariye, dişi köle

ERMİN (Kelime Kökeni: Fransızca hermine)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kakım

ERİME

[isim]

  • Erimek işi

    Dışarıda karlar erimeye başlamış. - Ahmet Ümit

Birleşik Kelimeler: aşırı erime, kemik erimesi

ENLEM

[isim]

[coğrafya]

  • Yer yuvarlağı üzerinde herhangi bir noktadan geçen paralel ile Ekvator arasındaki yay parçasının açısal değeri, arz derecesi

Birleşik Kelimeler: enlem dairesi

İRSEN (Kelime Kökeni: Arapça irs̱en)

[zarf]

[eskimiş]

  • Kalıtım yoluyla

İMREN

[isim]

  • Görülen bir şeyi veya benzerini edinme isteği, gıpta

NESİR (Kelime Kökeni: Arapça nes̱r)

[isim]

[edebiyat]

  • Düzyazı

    Her millette olduğu gibi bizde de kelimeleri şiir canlandırmış, nesir sadece kullanmıştır. - Yahya Kemal Beyatlı

NESİL (Kelime Kökeni: Arapça nesl)

[isim]

[toplum bilimi]

  • Kuşak

    Her şeyde olduğu gibi her nesilden birkaç kişi bu umumi mazhariyetin üstüne çıkar. - Ahmet Hamdi Tanpınar

  • Hayvanlarda döl

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nesli tükenmek

Birleşik Kelimeler: nesilden nesile, aslı nesli

NEMLİ

[sıfat]

  • Nemi olan, az ıslak, rutubetli, kuru karşıtı

    Hafif bir rüzgâr dalgası nemli saçlarının arasından geçti. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Yaşlı (göz)

RİMEL (Kelime Kökeni: Fransızca rimmel)

[isim]

  • Kadınların kirpiklerini kıvırmak ve daha uzun göstermek için fırça ile sürdükleri yağlı sürme, maskara

    Nihayet kirpiklerine de birer fırça rimel dokundurdu, onları da dikleştirdi. - Peyami Safa

RESEN (Kelime Kökeni: Arapça reʾsen)

[zarf]

[eskimiş]

  • Kendi başına, kendiliğinden
  • Bağımsız olarak, kimseye bağlı olmaksızın

    Cumhurbaşkanının resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine ... yargı mercilerine başvurulamaz. - Anayasa

REMİL (Kelime Kökeni: Arapça reml)

[isim]

[eskimiş]

  • Kumda birtakım çizgiler çizerek fala bakma
  • Bu biçimde bakılan fal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • remil atmak (veya dökmek)

REMEL (Kelime Kökeni: Arapça remel)

[isim]

[edebiyat]

  • Aruz ölçülerinden biri

[müzik]

  • Klasik Türk müziğinde bir usul