SİGORTASIZLIK Harflerini İçeren 3 Harfli Kelimeler
SİGORTASIZLIK harflerini içeren 3 harfli 95 kelime bulunuyor. 3 harfli SİGORTASIZLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
GAZ10,
ARİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿārī)
- Çıplak
-
Arınmış, soyutlanmış
Bu görüş her türlü edebî şişirmelerden ari bir görüştür. - Yahya Kemal Beyatlı
- İran'dan geçerek Kuzey Hindistan'a yerleşen halk veya bu halktan olan kimse
Birleşik Kelimeler: Ari dil
ARK
-
İçinden su akıtmak için toprak kazılarak yapılan açık oluk, arık, dren, karık
Konduların ortasına ark yapıp göllenen suları dışarı akıttılar. - Lâtife Tekin
ART
-
Arka, geri
Ardında kapı koyu karanlık bir sonsuzluğa açılıyordu. - Tarık Buğra
- Bir şeyin öbür yüzü
-
Arkada bulunan
Art damak ünsüzü. Art teker.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ardı arası (veya arkası) kesilmemek (veya gelmemek)
- ardı kesilmemek
- ardına (veya arkasına) düşmek
- ardına kadar açık
- ardından atlı kovalamak
- ardından gitmek
- ardından sapan taşı yetişmez
- ardında yüz köpek havlamayan kurt, kurt sayılmaz
- ardını almak (veya getirmek)
- ardını bırakmamak
- ardını kesmek
- art eteğinde namaz kılmak
Birleşik Kelimeler: art alan, art arda, art avurt, art bölge, art damak, art düşünce, art elden, art niyet, art oda, art teker, art yetişim, art zamanlı, iğne ardı, ardı ardına, ardı sıra, artsız arasız
ATİ (Kelime Kökeni: Arapça ātī)
- Gelecek
AİT (Kelime Kökeni: Arapça ʿāʾid)
- İlgilendiren, ilişkin, ilişik, ilgili
Ata Sözleri ve Deyimler
- ait olmak
ALİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿālī)
-
Yüce, yüksek
Bu bizim en büyük, en şanlı, en ali bir günümüz, en mukaddes millî bayramımız. - Ömer Seyfettin
Birleşik Kelimeler: Babıali, zatıalileri, zatıaliniz
- `Kurnazca ve haince düzen` anlamında Ali Cengiz oyunu, `çok zorba` anlamında Ali kıran baş kesen, `bir kimse birinden aldığını ötekine, ötekinden aldığını bir başkasına vererek işini yürütmek` anlamında Ali'nin külahını Veli'ye, Veli'nin külahını Ali'ye giydirmek deyimlerinde geçen bir söz
ALT
-
Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı
Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor. - Ziya Osman Saba
-
Bir nesnenin tabanı
Ayağındaki altları nalçalı koca bahçıvan kunduraları ile ona yetişmesi imkânsızdı. - Osman Cemal Kaygılı
-
Oturulurken uyluk kemiklerinin yere gelen bölümü
Altına sandalye çekmek.
- Bir şeyin yere yakın bölümü
- Birine göre daha aşağı mevkide olan kimse, madun
-
Sınıflamalarda ikinci derecede olan
Alt sınıf. Alt cins. Alt takım.
-
Birkaç şeyden aşağıda olan
Yeleğinin alt düğmesi iliklenmemiş. - Haldun Taner
Ata Sözleri ve Deyimler
- alt değirmen güçlü akar
- alt etmek
- altı alay üstü kalay
- altı kaval, üstü şişhane (veya şeşhane)
- altına etmek (veya kaçırmak)
- altına imza atmak
- altına imza koymak
- altında kalmak
- altında kalmamak
- altından çapanoğlu çıkmak
- altından girip üstünden çıkmak
- altından kalkamamak
- altını çizmek
- altını değiştirmek
- altını ıslatmak
- altını kapatmak
- altını kısmak
- altını üstüne getirmek
- altı tutmak
- altı yaş olmak
- alt olmak
- alt perdeden konuşmak
- altta kalanın canı çıksın
- altta kalmak
- alttan almak
- alttan güreşmek
- altta yok üstte yok
Birleşik Kelimeler: alt alta, alt başlık, alt bölüm, alt cins, alt çene, alt deri, alt diş, alt dudak, alt familya, alt geçit, alt gerilim, alt güverte, alt hava yuvarı, alt ırk, alt karşıt, alt kat, alt katman, alt kavuşum, alt kurul, alt sınıf, alt şube, alt tabaka, alt takım, alt tarafı, alt tür, altüst, alt yanı, altyapı, alt yazı, alt yazıcı, altı üstü, alttan alta, ayakaltı, bardakaltı, başaltı, baş altı, bayrakaltı, bilinçaltı, dam altı, denizaltı, deniz altı, deri altı, dilaltı, dil altı bezleri, ev altı, gözaltı, göz altı, hasıraltı, kahvaltı, kapıaltı, kaymakaltı, koltuk altı, köprüaltı çocuğu, Kubbealtı, kulak altı bezi, merdiven altı, normalaltı, rüzgâraltı, silahaltı, su altı, şuuraltı, topaltı, toprak altı, üst deri altı, yastıkaltı, yemekaltı, yeraltı, yer altı, el altında, el altından
İTA (Kelime Kökeni: Arapça iʿṭāʾ)
- Verme, ödeme
Birleşik Kelimeler: ita amiri, ita emri, ahzüita, amiriita
İLK
- Zaman, sıra, yer ve önem bakımından ötekilerden önce gelen, son karşıtı
-
Herhangi bir şeyin en önde olanı, önce geleni
İnsanı insan yapan duyguların ilkidir aşk. - Necati Cumalı
-
Birinci olarak, en başta
İşte, önüme ilk çıkan kitapçıda, önüme ilk çıkan İngilizce kitaplara bakıyorum. - Adalet Ağaoğlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- ilk vuran okçudur
Birleşik Kelimeler: ilk adım, ilk ağızda, ilkbahar, ilk bakışta, İlk Çağ, ilk çeyrek, ilk devre, ilk dördün, ilk elden, ilk gençlik, ilk gösteri, ilk göz ağrısı, ilkgüz, ilk kânun, ilk mektep, ilkokul, ilköğrenim, ilköğretim, ilk önce, ilk örnek, ilk planda, ilk sezi, ilk tasarım, ilk teşrin, ilk yardım, ilk yarı, ilkyaz
İLA (Kelime Kökeni: Arapça ilā)
-
Belirtilen sayıların da dâhil edildiği aralığı anlatan söz
Bugün Ege'de rüzgâr üç ila beş kuvvetinde esecekmiş.
KİR
-
Herhangi bir şeyin veya vücudun üzerinde oluşan, biriken pislik, pasak
Yanaklarında yer yer kirle karışmış gözyaşı var. - Halide Edip Adıvar
- Utanılacak durum, leke, şaibe
Ata Sözleri ve Deyimler
- kir götürmek
- kir götürmek
- kiri kabarmak
- kir tutmak
Birleşik Kelimeler: kir pas, el kiri, etek kiri, yüz kiri
KİT
- Macun
KİL (Kelime Kökeni: Farsça gil)
- Islandığı zaman kolayca biçimlendirilebilen yumuşak ve yağlı toprak
Birleşik Kelimeler: kil taşı, arı kil, lekeci kili
KAL
- Bir alaşımdaki madenlerin erime derecesi farkından yararlanarak bunları birbirinden ayırma işlemi
Birleşik Kelimeler: kalhane
- Söz, lakırtı, laf
Ata Sözleri ve Deyimler
- kale almamak
KAR
-
Atmosferdeki su buharının yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne beyaz ve hafif billurlar biçiminde donarak düşen su buharı
Kıştı, yerler iki karış kar tutmuştu. - Tarık Buğra
Ata Sözleri ve Deyimler
- karda yürüyüp (veya gezip) izini belli etmemek
- kar gibi
- kar kuytuda, para pintide eğleşir
- kar ne kadar çok yağsa yaza kalmaz
- kar susuzluk kandırmaz
Birleşik Kelimeler: kar baykuşu, kar beyaz, kar çiçeği, kardelen, kar dikeni, kar fırtınası, kar helvası, kar ispinozu, kar kuşu, kar kuyusu, kar sapanı, kartopu, kar topu, karyağdı, kar yükü, kardan adam, buzul kar, kristal kar, sulu kar
- Alışveriş işlerinin sağladığı para kazancı
- İş
-
Yarar, fayda
Bundan benim hiçbir kârım yok.
- Üretim faktörlerinden biri olan girişimcinin üretimden aldığı pay
- Maliyet fiyatıyla satış fiyatı arasındaki fark
Ata Sözleri ve Deyimler
- kâr bırakmak
- kâr etmek
- kâr etmemek
- kâr getirmek
- kârını tamam etmek
- kârı olmamak
- kâr koymak
- kâr zararın kardeşidir (veya ortağıdır)
Birleşik Kelimeler: kâr haddi, kâr marjı, kâr merkezi, kâr payı, kâr paylaşımı, her hâlükârda, akıl kârı