[isim]

• Bir şeyin veya bir kimsenin herhangi bir yönden ileride karşılaşabileceği zararı gidermek için önceden ödenen prim karşılığında bu işle uğraşan kuruluşla yapılan iki taraflı bağlantı sözleşmesi

  İsveç'te çok sağlam bir sigorta sistemi var. - Haldun Taner

• Bu tür sözleşmeleri yapan şirket

• Özellikle elektrik devresinde, akım çok güçlü olduğunda eriyerek güvenliği sağlayan, kazayı önleyen nesne veya düzen

  Bir hatta giden sigorta yanarsa o hattın lambaları söner. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

• sigorta atmak
• sigorta etmek
• sigorta olmak
• sigortası atmak

[sıfat]

• Sigorta edilmiş

  Sigortalı işçi. Sigortalı araba.

[isim]

• Sosyal sigorta kapsamına alınmış işçi

[mecaz]

• Güven altına alınmış, sağlama bağlanmış

[isim]

• Sigortalamak işi

[-i]

• Sigorta yapmak

[teklifsiz konuşmada]

• Bir şeyi güven altına almak

[isim]

• Sigortalanmak işi

[isim]

• Belirli bir prim karşılığında, sigortalıya veya bir tazminattan yararlanacağı belirtilmiş olan kimseye, zarara uğraması durumunda belli bir para veya gelir ödemeyi üstlenen kimse

[nesnesiz]

• Sigortalama işi yapılmak

[isim]

• Sigortalı olma durumu

[sıfat]

• Sigorta edilmemiş

  Sigortasız işçi. Sigortasız araba.

[isim]

• Sosyal sigorta kapsamına alınmamış işçi

[mecaz]

• Güvence altına alınmamış, sağlama bağlanmamış

[isim]

• Sigortacının işi

[isim]

• Sigortasız olma durumu