SEÇİM ile Oluşan Kelimeler (SEÇİM Kelime Türetme)
SEÇİM harflerinden oluşan 21 kelime bulunuyor. SEÇİM kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Seçim kelimesinin anlamı nedir? Seçim ile başlayan kelimeler. İçinde seçim olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
5 Harfli Kelimeler
SEÇİM10
4 Harfli Kelimeler
ÇİSE8, İÇME8, SEÇİ8, ESİM6
3 Harfli Kelimeler
ÇİS7, ÇİM7, MEÇ7, MİS5, SİM5, SEM5
2 Harfli Kelimeler
ÇE5, İÇ5, EM3, ES3, İM3, İS3, ME3, Mİ3, SE3, Sİ3
EM
- İlaç, merhem
Ata Sözleri ve Deyimler
- eme seme yaramamak
- eme yaramak
ES
-
Notada duraklama zamanı ve bunu gösteren işaretin adı
Dörtlük es. Sekizlik es.
Ata Sözleri ve Deyimler
- es geçmek
- Aynştaynyum elementinin simgesi
İM
- İşaret
- Alamet
Birleşik Kelimeler: im bilimi, çizgi im, kesme imi
İS
-
Dumanın değdiği yerde bıraktığı kara leke
Uzandı, is çıkarmaya başlayan fitili kesti. - Memduh Şevket Esendal
- Yakıtın tam yanmamasından oluşan, dumanla yükselen kömürleşmiş tanecikler
- Sürme (II)
Ata Sözleri ve Deyimler
- ise tutmak
- isin yanına varan is, misin yanına varan mis kokar
ME
- Türk alfabesinin on altıncı harfinin adı, okunuşu
-
Koyun, kuzu vb. hayvanların çıkardığı ses
Kara koyun kuzular kuzulamaz / Me deme - Fazıl Hüsnü Dağlarca
Mİ (Kelime Kökeni: İtalyanca mi)
- Gam dizisinde re ile fa arasındaki ses ve bu sesi gösteren nota işareti
SE
- Türk alfabesinin yirmi ikinci harfinin adı, okunuşu
- Üç
Birleşik Kelimeler: ciharıse
- Selenyum elementinin simgesi
Sİ (Kelime Kökeni: İtalyanca si)
- Gam dizisinde la ile do arasındaki ses
- Bu sesi gösteren nota işareti
- Silisyum elementinin simgesi
MİS (Kelime Kökeni: Arapça misk)
-
Güzel
Lokantaların vitrinlerinde, mis kokularla dönerler pişiyordu. - Çetin Altan
Ata Sözleri ve Deyimler
- mis gibi
Birleşik Kelimeler: mis sabunu, mis üzümü
- Evlenmemiş kadın
SİM (Kelime Kökeni: Farsça sīm)
- Gümüş
- Genellikle işlemelerde kullanılan, gümüş görünüşünde ve parlaklığında olan iplik vb
- Gümüş gibi parlayan
- İşaret
SEM (Kelime Kökeni: Arapça semm)
- Zehir
- İşitme
ÇE
- Türk alfabesinin dördüncü harfinin adı, okunuşu
İÇ
-
Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı
Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir. - Çetin Altan
- Oyuk şeylerin boşluğu
-
Cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta
Tahtanın içi çürümüş.
- Nesnelerin veya kimselerin arasında bulunan nesne veya kimse, ara
-
Ten ile dış giysiler arası
Boynumda kalın yün atkı, içimde çift kat fanila, gene de titriyorum. - Erhan Bener
-
Kabuğu olan veya dışı kabuk durumunda bulunan yiyeceklerde kabuğun sardığı bölüm
Ekmek içi. Ceviz içi.
- Pirinç, soğan ve baharatla hazırlanan, dolmalarda kullanılan karışım
-
Mide, bağırsak, karın
İçi bulanmak. İçi sürmek.
-
Akıl, gönül, irade gibi insanın manevi varlığını oluşturan şeylerden herhangi biri
İçimizdeki sevinçleri, kederleri paylaşacak insan nerede? - Sait Faik Abasıyanık
-
Bir ülke, şehir, topluluk vb.nde olan veya yapılan
Yurt içi ulaşım. Şehir içi haberleşme. Aile içi ilişkiler.
- Değişik yemeklerde kullanılmak üzere et ile sebzelerin ince kıyımının karıştırılması ve yoğrulmasıyla meydana getirilen karışım
-
Somut kavramlarda iki veya ikiden çok şeyde merkeze daha yakın olan
İç kapının perdesi yanlara doğru açıldı. - Peyami Safa
-
İnsanın manevi varlığıyla ilgili olan
İç dünyamız.
- Muhteva
Ata Sözleri ve Deyimler
- iç (veya içini) dökmek
- iç açmak
- iç bağlamak
- iç çekmek
- iç etmek
- iç geçirmek
- iç gıcıklamak
- içi açılmak
- içi alaylı, dışı kalaylı
- içi almamak
- içi bayılmak
- içi beni yakar, dışı eli (veya seni) yakar
- içi boşalmak
- içi bulanmak
- içi burkulmak
- içi cız etmek
- içi çekmek
- içi daralmak
- içi dayanmamak
- içi dışı bir (olmak)
- içi dışına çıkmak
- içi erimek
- içi ezilmek
- içi ezim ezim ezilmek
- içi geçmek
- içi gitmek
- içi götürmemek
- içi hop etmek
- içi ısınmak
- içi içine geçmek
- içi içine sığmamak
- içi içini yemek
- içi kabul etmemek
- içi kağşamak
- içi kalkmak (veya kabarmak)
- içi kan ağlamak
- içi kapanmak
- içi kararmak
- içi kazınmak (veya kıyılmak)
- içinde duymak
- içinde kaybolmak
- içinden bir şeyler kopmak
- içinden çıkmak
- içinden geçirmek
- içinden geçmek
- içinden gelmek
- içinden gülmek
- içinden kan gitmek
- içinden konuşmak
- içinden okumak
- içinden olmak
- içinden yanmak
- içinde yüzmek
- içine almak
- içine ateş atmak
- içine ateş düşmek
- içine atmak
- içine baygınlıklar çökmek
- içine çekilmek (veya kapanmak)
- içine çekmek
- içine daralma gelmek
- içine dert olmak
- içine doğmak
- içine dokunmak
- içine etmek (veya sıçmak)
- içine fenalık gelmek (veya basmak)
- içine hüzün çökmek
- içine işlemek
- içine kurt düşmek
- içine kuşku çökmek
- içine oturmak
- içine sinmek
- içine sokacağı gelmek
- içine su serpilmek
- içine tükürmek
- içini açmak
- içini bayıltmak (veya kıymak)
- içini boşaltmak
- içini burkmak
- içini çekmek
- içini çürütmek
- içini dondurmak
- içini ezmek
- içini ısıtmak
- içini karartmak
- içini kemirmek
- içini kurt yemek (veya kemirmek)
- içinin ateşi küllenmek
- içinin yağı erimek
- içini okumak
- içini parçalamak (veya parça parça etmek)
- içini sarmak
- içini sıkmak
- içini sızlatmak
- içini yakmak
- içini yemek
- içi paralanmak (veya parçalanmak)
- içi rahat etmek
- içi sıkılmak
- içi sızlamak
- içi sürmek
- içi titremek
- içi vık vık (veya fık fık veya pır pır) etmek
- içi yağ bağlamak
- içi yanmak
- iç tutmak
Birleşik Kelimeler: iç acısı, iç ağ, iç ağa, iç asalak, iç bakla, iç barış, iç başkalaşım, iç bellek, iç borç, iç borçlanma, iç bölge, iç bulantısı, iç burukluğu, içbükey, iç cep, iç cümle, iç çamaşırı, iç çokgen, iç denetçi, iç denetim, içdenetir, iç denge, iç deniz, iç deri, iç donu, iç dünya, iç ek, iç etek, iç evlilik, iç gezegen, iç göbek, iç göç, içgöreç, içgörü, iç görüm, içgösterir, içgüdü, iç güveyi, iç güveyisi, iç harp, iç hastalıkları, iç hat, iç ısı, iç ısıtıcı, iç içe, iç işleri, iç itim, iç itmek, iç kafiye, iç kapak, iç kavuz, iç kulak, iç kuyu, iç lastik, iç merkez, iç mimar, iç mimari, iç odun, iç oğlanı, iç pazar, iç pilav, iç plazma, iç politika, iç saha, iç salgı, iç savaş, iç ses, iç spiker, iç su, iç sürme, içtepi, iç ters açı, iç turizm, iç tümce, iç türeme, iç tüzük, iç uyak, içyağı, iç yarıçap, içyüz, iç yüz, iç zar, içe bakış, içe dönük, içe kapanık, içe yöneliklik, içi boş, içi çıfıt çarşısı, içi dar, içi fesat, içi geniş, içi tez, için için, içler acısı, sağ iç, sol iç, avuç içi, badem içi, bakla içi, ceviz içi, çevrim içi, ders içi, fındık içi, fıstık içi, hafta içi, hizmet içi eğitim, kavuniçi, meslek içi eğitim, meyve içi, rahim içi araç, yurt içi
ESİM
- Yelin esişi
ÇİS
-
Bazı bitkilerden sızan ve katılaşarak sarımtırak bir cisim durumuna gelen bir tür şekerli öz su
Çis, hekimlikte müshil olarak kullanılır.