SEYRELTİKLİK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

SEYRELTİKLİK harflerini içeren 6 harfli 44 kelime bulunuyor. 6 harfli SEYRELTİKLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

SEYRET9, SEYREK9, YERSEL9, ERİYİK8, ETRİYE8, EYERLİ8, ELİYLE8, İYELİK8, LEYLEK8, YELTEK8, YELELİ8, ERTESİ7, ERİKSİ7, EKSERİ7, EKSTRE7, İSKETE7, İSKELE7, İSTERİ7, KİLİSE7, KERKES7, KESELİ7, KESRET7, KESTEL7, LİSELİ7, RİSKLİ7, STERİL7, SERİLİ7, SEKTER7, SEKİLİ7, TEKSİR7, TELEKS7, ETKİLİ6, İKİTEK6, İLETKİ6, KİRTİL6, KİRKİT6, KRİKET6, KRİTİK6, KERTİK6, KELKİT6, KELLİK6, LEKELİ6, TERLİK6, TEKLİK6

ETKİLİ

[sıfat]

  • Etkisi olan, kuvvetli, tesirli, müessir, patetik

    Hayli etkili bir yer altı çalışması yapılıyormuş. - Attila İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • etkili olmak

Birleşik Kelimeler: etkili madde

İKİTEK

[isim]

[spor]

  • Kürek yarışlarında sancak ve iskelesinde ayrı ayrı oturaklarda ve sadece birer küreği olan tekne

İLETKİ

[isim]

[matematik]

  • Bir açıyı ölçmeye ve başka bir yerde aynı açıyı çizmeye yarayan, yarım çember biçimindeki araç, açıölçer, mastara, minkale

KİRTİL

[isim]

[denizcilik]

  • Büyük kabuklu deniz hayvanlarını avlamakta kullanılan, ince dallardan örülmüş sepet

KİRKİT

[isim]

[halk ağzında]

  • Dokumacılıkta atkı ipliğini sıkıştırmak için kullanılan, demirden veya ağaçtan yapılmış dişli araç

    Kirkit, bıçak sesleri hep bir anda kesildi. - Ömer Bedrettin Uşaklı

KRİKET (Kelime Kökeni: Fransızca cricket)

[isim]

[spor]

  • On birer kişilik iki takım arasında, küçük ve ağır bir topu, ucu kıvrılmış sopalarla vurarak karşı kaleye sokmak amacıyla oynanan bir oyun

KRİTİK (Kelime Kökeni: Fransızca critique)

[sıfat]

  • Ciddi

[isim]

  • Eleştiri

    Ressam, boyacının kritiğini doğru bulmuş ve pırıltıları düzeltmiş. - Nazım Hikmet

[mecaz]

  • Nazik

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kritik etmek

KERTİK

[isim]

  • Kertilmiş yer, gedik, çentik

[sıfat]

  • Kertilmiş olan

Birleşik Kelimeler: beşik kertiği

KELKİT

[isim]

  • Gümüşhane iline bağlı ilçelerden biri

KELLİK

[isim]

  • Kel olma durumu

    Tepelerindeki kellik, yavaş yavaş çıkan tüylerle kapanıyor. - Ömer Seyfettin

  • Vücudun kıllı yerlerinde üreyen bir tür mantarın, kılların dökülmesine yol açtığı bulaşıcı bir hastalık
  • Çıplak, bitkisiz yer

LEKELİ

[sıfat]

  • Herhangi bir sebeple üzerinde leke oluşmuş, lekesi olan

    Armutların en fenası, en kavruk, en lekeli ve en hamı bile asildir. - Refik Halit Karay

[mecaz]

  • Kötü tanınmış, lekelenmiş

Birleşik Kelimeler: lekeli humma

TERLİK

[isim]

  • Genellikle ev içinde giyilen, deri, naylon vb. şeylerden yapılan, arkası açık, hafif ve türlü biçimlerde ayak giysisi

    Bu sıcak mevsimde tozlu ve yün terliklerini sürüyerek gidiyor. - Refik Halit Karay

[halk ağzında]

  • Beyaz patiskadan dikilen veya yünden örülen takke, başlık

    Kenarları dört parmak yağ bağlamış fesinin eski terlikten hiç farkı kalmamış. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Birleşik Kelimeler: mercan terliği

TEKLİK

[isim]

  • Tek, bir olma durumu

[dil bilgisi]

  • Kelimelerde bir varlığı veya çekimli fiillerde bir kişiyi bildiren biçim, tekil, müfret, çoğul, çokluk karşıtı: öğrenci-y-im, ev-i-m, gel-di-m vb

[argo]

  • Lira

    Seni satmam çocuğum / Dört yüz bin tekliğe - Sait Faik Abasıyanık

ERTESİ

[sıfat]

  • Bir günün, haftanın, ayın, mevsimin, yılın ardından gelen (gün, hafta, ay, mevsim, yıl), ferdası

    Yine ömründe bir kez bile tiyatroya gitmemiş olan babamı ertesi hafta annem hazırladı. - Adalet Ağaoğlu

Birleşik Kelimeler: ertesi gün hapı, ertesi sabah hapı

ERİKSİ

[sıfat]

  • Eriği andıran, eriğe benzeyen, erik gibi