SESSİZLEŞMEK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

SESSİZLEŞMEK harflerini içeren 7 harfli 23 kelime bulunuyor. 7 harfli SESSİZLEŞMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

EMEKSİZ12, ELEMSİZ12, KESİŞME12, KESESİZ12, SEZİLME12, EZİLMEK11, EŞLEMEK11, EŞİLMEK11, EKLEŞME11, İZLEMEK11, İŞLEMEK11, KEŞLEME11, LEKESİZ11, MEŞELİK11, MEZELİK11, SESELİM10, SESLEME10, ESLEMEK9, EKSİLME9, İSLEMEK9, İSKEMLE9, KESİLME9, MESLEKİ9

ESLEMEK

[-i]

[halk ağzında]

  • Önem vermek, aldırış etmek

EKSİLME

[isim]

  • Eksilmek işi, azalma, tenakus

    Gökte yıldızların üçer beşer eksilmeye başlamasından anlaşılıyordu sabahın yaklaştığı. - Necati Cumalı

İSLEMEK

[-i]

  • İse tutup karartmak

İSKEMLE (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Arkalıksız sandalye

    İskemlelerin maroken minderlerinden kendime yatak yapıyordum. - Çetin Altan

  • Üstüne sigara tablası, çiçek vazosu vb. konulan küçük masa

KESİLME

[isim]

  • Kesilmek işi

MESLEKİ (Kelime Kökeni: Arapça meslekī)

[sıfat]

  • Mesleğe ilişkin, meslekle ilgili olan, mesleksel

SESLEME

[isim]

  • Seslemek işi

EZİLMEK

[nesnesiz]

  • Ezme işine konu olmak

    Altın tas içinde kınam ezildi / Gümüş tarak ile zülfüm düzüldü - Halk türküsü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ezilip büzülmek
  • ezilmeden yenilmek

Birleşik Kelimeler: ezile büzüle

EŞLEMEK

[-i]

  • Benzer iki şeyi bir araya getirmek

[sinema]

[televizyon]

  • Ses ile görüntü arasında gerekli bağı sağlamak

EŞİLMEK

[nesnesiz]

  • Eşme işine konu olmak

EKLEŞME

[isim]

  • Ekleşmek işi

İZLEMEK

[-i]

  • Birinin veya bir şeyin arkasından gitmek, takip etmek

    Babam kaşları çatılmış, başını sallayarak izliyor bizi. - Ahmet Ümit

  • Zaman, süre, sıra vb. bakımından gelmek, arkasından gelmek, arkasında olmak

    Geceyi gündüz izler.

  • Bir olayın gelişimini gözden geçirmek

    Bu ustaca düzeni Osmanlıların her işinde izleyebilirsiniz. - Salâh Birsel

  • Eğlenmek, görmek, öğrenmek için bakmak, seyretmek

    Televizyonu izlemek.

  • Belirli bir yönde gitmek

    Geç vakit hayvanla, Deliçay'ı izleyip gidiyordum. - Halide Edip Adıvar

  • Gözlemek, incelemek

    Çocuk kuşu gözleriyle izledi.

  • Belirli bir tutum, davranış veya düşünceyi benimsemek

    Bu üretim politikasını izleyeceğiz.

  • Bir şeye uymak, bağlı olmak

    Modayı izlemek.

  • Herhangi bir olayla ilgilenmek

    Çeşitli siyasi olaylar karşısındaki tepki ve düşüncelerini dolaylı da olsa izleyebiliyordum. - Haldun Taner

İŞLEMEK

[-i]

  • Bir şeye emek vererek onu daha elverişli bir duruma getirmek

[nesnesiz]

  • İnce ve süslü şeyler yapmak, nakışlamak

    Para için işlemediğini iddia eden bu fakir ihtiyar şüphesiz sanatının âşığıydı. - Memduh Şevket Esendal

[-e]

  • İçine girmek, etkilemek, nüfuz etmek

    O uzun ve derin bakış genç adamın ta yüreğine kadar işlemişti. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[-e]

  • Nakşetmek

    Al bayrağa narin eller işliyor zafer / Uzaklarda yaralanır kahraman nefer - Enis Behiç Koryürek

[nesnesiz]

  • İyi çalışmak, müşterisi bol olmak
  • Durağan durumdan hareketli duruma geçmek, çalışmak
  • Herhangi bir konuyu ele alarak incelemek, öğretmek
  • Düşüncelerini herhangi birine etki yaparak benimsetmek

    Ali Rıza Bey bu ilk çocuğu ile, bir çiçek meraklısı, bahçesiyle oynar gibi oynamış, onu ancak kendi hayalinde yaşayan mükemmel insan maddelerine göre işlemişti. - Reşat Nuri Güntekin

[-den]

  • İşlek, etkin durumda olmak

    Lütfügiller büyücek bahçelerinin ana yola açılan kapısından işlerlerdi. - Sait Faik Abasıyanık

[nesnesiz]

  • Çıban, olgunlaşma yolunda olmak

[nesnesiz]

  • Yara, kapanmamak

[nesnesiz]

  • Gidip gelmek

    Şimdi otomobillerin, otobüslerin işledikleri asfalt caddeden bir zamanlar ne kervan ne insan geçerdi. - Sermet Muhtar Alus

  • Hesapları, kayıtları düzenli olarak tutmak veya gereken yere aktarmak

    Tayın çizelgelerini düzenliyorum, ambar defterini işliyorum. - Erhan Bener

  • Herhangi bir ürünü satışa sunulmadan önce birtakım işlemlerden geçirmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • işleyen demir pas tutmaz (veya ışıldar)

Birleşik Kelimeler: özişler

KEŞLEME

[isim]

  • Keşlemek durumu

LEKESİZ

[sıfat]

  • Lekesi olmayan, tertemiz

    Ayşe'nin güneşli yanık ayakları, lekesiz pembe halıya gömülüyordu. - Cahit Uçuk

[mecaz]

  • Namuslu