SERMAYEDAR Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
SERMAYEDAR harflerini içeren 5 harfli 35 kelime bulunuyor. 5 harfli SERMAYEDAR kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
MEDYA10,
ESRAR (Kelime Kökeni: Arapça esrār)
-
Gizler, sırlar
Yüzüme, tekrar o eski, esrar dolu gözlerle bakıyor. - Yusuf Ziya Ortaç
Ata Sözleri ve Deyimler
- esrara dalmak
Birleşik Kelimeler: esrar kumkuması, esrar perdesi
- Hint kenevirinden çıkarılan ve kullanılacak miktara göre uyarıcı, sarhoş edici veya uyuşturucu etkileri olan bir madde
Ata Sözleri ve Deyimler
- esrar çekmek
Birleşik Kelimeler: esrar otu, esrar tekkesi
EMARE (Kelime Kökeni: Arapça emāre)
-
Belirti, iz, ipucu
Fakat hepsinin yüzünde korku ve endişe emarelerini ayan beyan görmüştüm. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
ESMER (Kelime Kökeni: Arapça esmer)
- Siyaha çalan buğday rengi
-
Kurşuni renk
Sazlı köyü ayaklandığı zaman gökyüzü daha esmerdi ve ayaz insanın yüzünü ısırıyordu. - Tarık Buğra
-
Bu renkte olan
Esmer yüzünün hafifçe kızardığını, gözlerinin garip bir ışıkla yanmaya başladığını görüyoruz. - Esat Mahmut Karakurt
-
Teni ve saçları karaya çalan, koyu buğday rengi olan (kimse), yağız
Bir düğün dansında ayaklarının pırıltısını seyrettiği esmer kızla evlendi. - Halikarnas Balıkçısı
Ata Sözleri ve Deyimler
- esmere al bağla, karşısına geç ağla
Birleşik Kelimeler: esmer amber, esmer buğday, esmer küf, esmer küfler, esmer su yosunları, esmer şeker, esmer un, barut esmeri
ESAME (Kelime Kökeni: Arapça esāmī)
- Adlar, isimler
Ata Sözleri ve Deyimler
- esamesi okunmamak
MERES
- Köpeğin yaşı
RADAR (Kelime Kökeni: İngilizce radar)
- Radyo dalgalarının yankısını alarak cisimlerin yerini ve uzaklığını bulabilen, genellikle uçak ve gemilerde kullanılan cihaz
- Trafik polisleri tarafından kullanılan, taşıtların hızını saptamaya yarayan aygıt
-
İçgüdü, seziş
Büyük yurt sevgisinin yüce boyutlarını analık radarı ile pek iyi sezebilmektedir. - Haldun Taner
REAYA (Kelime Kökeni: Arapça reʿāyā)
- Bir hükümdarın yönetimi altındaki halk
-
Tanzimattan önce Osmanlı Devleti'nin Müslüman olmayan uyrukları
Buradaki Türkler de tek tük reayayı görmemezliğe gelebiliyorlardı. - Abdülhak Şinasi Hisar
- Hristiyan
SARMA
-
Sarmak işi
Evlerindeki düzensizliğin, yozlaşmanın ve erinçsizliğin her yanı sarmasının yaratıcısı annesiydi. - Muzaffer Uyguner
- Saran, içine alan şey, zarf
- Çevirme
- Lahana, pazı ve üzüm yaprağının hazırlanan içle sarılmasıyla yapılan etli veya zeytinyağlı yemek
- Bir ayakta alınan, paralel veya dik olarak dikmelerin üzerine yerleştirilen direk
-
Sarılarak yapılan
Sarma yay.
Birleşik Kelimeler: sarma kafiye, ciğer sarma, kilit sarma, zeytinyağlı sarma, lahana sarması, tavuk sarması, yaprak sarması
SEMER (Kelime Kökeni: Rumca)
-
At, eşek, katır vb. hayvanların sırtına yerleştirilen, üzerine yük bağlanan veya binilen, iskeleti ağaçtan araç
Semere asılı bir sepeti çözüp ağacın uygun bir dalına astı. - Necati Cumalı
- Hamalların yük taşırken kullandığı deriden sırt yastığı, arkalık
- Yukaç
Ata Sözleri ve Deyimler
- semeri devirmek
- semer vurmak
Birleşik Kelimeler: hamal semeri
SERME
- Sermek işi
- Sac ekmeği
YARAR
-
Bir işten elde edilen iyi sonuç, fayda, avantaj
Al takke ver külah, kırsal kesimi çocuğunu okutmanın yararına inandırdık. - Attila İlhan
-
Çıkar
Kızılay yararına bir balo.
-
Yarayan, elverişli, uygun
Sanat yalnız insanları ıslah etmeye yarar bir vasıtadır. - Yahya Kemal Beyatlı
Ata Sözleri ve Deyimler
- yararı dokunmak
- yararı olmak
Birleşik Kelimeler: kamu yararı
AYSAR
- Ayın etkisiyle huyunun değiştiği sanılan (kimse)
- Değişken huylu, kararsız (kimse)
ADRES (Kelime Kökeni: Fransızca adresse)
-
Bir kimsenin oturduğu yer, bulunak
Mektuplar gelir adreslerine / Şenyuva Apartmanı bodrum katı - Orhan Veli Kanık
- Kurum veya kuruluşun bulunduğu yer
- Bir kimsenin sık olarak gittiği yer
-
Hedef gösterilen yer
Mühim hadiselerin yanı sıra, acil durumların da şaşmaz adresiydi Celâl. - Elif Şafak
Ata Sözleri ve Deyimler
- adres bırakmak (veya vermek)
- adres göstermek
Birleşik Kelimeler: adres defteri, adres kartı, adres kitabı, adres makinesi, adres rehberi
ADESE (Kelime Kökeni: Arapça ʿadese)
-
Mercek
Yaşamayı tatsız, dünyayı mahdut gösteren bu adese bana babamdan mı yadigâr kalmıştı? - Kemal Bilbaşar
- Kovucuk
AMADE (Kelime Kökeni: Farsça āmāde)
- Hazır