SERENAT Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
SERENAT harflerini içeren 4 harfli 29 kelime bulunuyor. 4 harfli SERENAT kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ESER5,
EREN
-
Ermiş
Bu adam vaktinin en büyük erenlerindendi. - Ömer Seyfettin
- Olağanüstü sezgileriyle birtakım gerçekleri gördüğüne inanılan kimse
Ata Sözleri ve Deyimler
- erenlerin sağı solu (belli) olmaz
Birleşik Kelimeler: alperen
ERAT (Kelime Kökeni: Türkçe er + at)
- Er, onbaşı ve çavuşlara verilen genel ad
- Erler
ETEN
- Etene
- Yemişlerin yenilen bölümü
ETER (Kelime Kökeni: Fransızca éther)
- Oksijenli asitlerin alkollerle birleşmesinden oluşan sıvılar
- Hekimlikte kullanılan, çok uçucu, renksiz ve kendine özgü kokusu olan bir sıvı, lokman ruhu
- Bir tür organik yağ çözücü
NERE
-
Hangi yer?
Buranın nere olduğunu biliyor musunuz? Bu, nerenin resmi?
- Hangi taraf?
-
Hangi organ?
Nereniz ağrıyor?
Ata Sözleri ve Deyimler
- ... nere ... nere
RANT (Kelime Kökeni: Fransızca rente)
-
Getirim
Fırlayan arsa rantları, oy ticareti hissesi olarak paylaşıldı. - Aydın Boysan
RATE (Kelime Kökeni: Fransızca raté)
-
Başarısız
Bunlar hâlâ kokmuş ve rate bir romantizmi önümüze sürüyorlar. - Asaf Halet Çelebi
-
Yaşlı, verimsiz, geçimsiz (kimse)
Kaldı ki dikkat edilince görülür ki, bunlar gençliklerinde de olumlu bir şeyler verememiş olan ratelerdir. - Haldun Taner
- Büyük fare
TREN (Kelime Kökeni: Fransızca train)
-
Demir yolunda yolcu ve yük taşımakta kullanılan, bir veya birkaç lokomotif tarafından çekilen vagonlar dizisi, katar, şimendifer
O gece Eskişehir'den son kalkan trenle Ankara'ya dönüyordu. - Ruşen Eşref Ünaydın
Ata Sözleri ve Deyimler
- treni kaçırmak
Birleşik Kelimeler: tren kazası, buharlı tren, elektrikli tren, kara tren, karma tren, motorlu tren, banliyö treni, posta treni, yer altı treni, yolcu treni, yük treni
TANE (Kelime Kökeni: Farsça dāne)
- Herhangi bir sayıda olan şey, adet
-
Bazı bitkilerin tohumu
İşçiler buğdayı savurmakta ve taneyi samandan ayırmaktadır. - Necip Fazıl Kısakürek
-
Çekirdekli küçük meyve
Üzüm tanesi. Nar tanesi.
Ata Sözleri ve Deyimler
- tane bağlamak
Birleşik Kelimeler: tane tane, bir tane, buğdaysı tane
TERE (Kelime Kökeni: Farsça tere)
- Turpgillerden, yaprakları salata olarak yenen baharlı bir bitki (Lepidium sativum)
Birleşik Kelimeler: çayır teresi, su teresi, yaban teresi
ESER (Kelime Kökeni: Arapça es̱er)
-
Emek sonucu ortaya konan ürün, yapıt
Boğaziçi doğrudan doğruya Türklerin eseridir. - Yahya Kemal Beyatlı
-
Yayın, kitap, yapıt
Bütün özlediğim eserlerle bir kütüphane yapabilsem artık yapılacak bir iş kalmayacak. - Halit Ziya Uşaklıgil
-
İz, işaret, im
Yüzünde biraz önceki elemden, kızgınlıktan, çaresizlikten eser yoktu. - Ayşe Kulin
-
Soyut kavramlarda belirti
Acaba, bir yolunu bulup bir talih eseri olarak gidemez miydik? - Azra Erhat
Ata Sözleri ve Deyimler
- eser kalmamak
Birleşik Kelimeler: eser miktarda, esericedit, başeser, edebî eser, neveser, şaheser, tarihî eser, yazma eser, sanat eseri, saz eseri, tesadüf eseri, eski eserler
ESEN
- Ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı, sıhhatli, salim
Ata Sözleri ve Deyimler
- esen kalmak
Birleşik Kelimeler: sağ esen
ESNA (Kelime Kökeni: Arapça es̱nāʾ)
-
Bir işin yapıldığı an, sıra
O esnada irice bir karaltı belirdi tam arkasında. - Elif Şafak
ESRE
- Arap harfli metinlerde bir ünsüzün ı, i seslerinden biriyle okunacağını gösteren işaret, kesre
ENSE
-
Boynun arkası
Kendine geldiğinde ensesinde müthiş bir ağrı vardı. - Ayşe Kulin
-
Art, arka
Saydığın üç iskelenin ensesindeki İsmail Ağa'nın dükkânı, en emin emanetçi idi. - Sermet Muhtar Alus
Ata Sözleri ve Deyimler
- ense kulak yerinde olmak
- ensesinde boza pişirmek
- ensesine binmek
- ensesine yapışmak
- ense yapmak
- enseyi karartmak
Birleşik Kelimeler: ense çukuru, ense kökü, ensesi kalın, elense