SENDİKASIZLIK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

SENDİKASIZLIK harflerini içeren 5 harfli 134 kelime bulunuyor. 5 harfli SENDİKASIZLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ADSIZ12, ISSIZ12, ANDIZ11, DALIZ11, ANSIZ10, AZILI10, DİZEL10, DİZEK10, DENİZ10, KIZIL10, KIZIK10, SINDI10, SIZAK10, SAKIZ10, SAZLI10, ZİNDE10, AZLIK9, DALSI9, ESKİZ9, EKSİZ9, ENSİZ9, KIZAK9, KIZAN9, KAZIK9, KAZIL9, NAKIZ9, NAZLI9, SADIK9, SEKİZ9, ZANLI9, ASİDE8, ASILI8, ANDIK8, ALİZE8, DİKSE8, DILAK8, EZANİ8, EDALI8, ENKAZ8, ISLIK8, İNZAL8, İZALE8, İZLEK8, KISKI8, KISSA8, KISIK8, KISAS8, KADIN8, LADES8, NAZİL8, NAZİK8, SISKA8, SINIK8, SADİK8, SAKSI8, ANİDE7, ASLIK7, ASKLI7, AKİDE7, DEKAN7, DELİK7, DAKİK7, DİLEK7, DİKEN7, DİNEK7, DİKEL7, DENLİ7, ESANS7, ESASİ7, ISLAK7, İDEAL7, KISKA7, KASNI7, KASIK7, KASİS7, KASLI7, KAİDE7, KINLI7, KINIK7, KILIK7, KENDİ7, LADİN7, LADİK7, LADEN7, NAKIS7, NAKDİ7, NASIL7, SINAİ7, SALIK7, SANIK7, SANLI7, SAKLI7, SAKIN7, SELİS7, SESLİ7, SEANS7, SEKSİ7, ANLIK6, ASLEN6, AKLIK6, ESKİL6, EKSİN6, EKSİK6, İSALE6, İSKAN6, KANIK6, KANLI6, KALIN6, KALIK6, KESİN6, KESKİ6, KESİK6, LİSAN6, LANSE6, LASKİ6, NESİL6, SKİNK6, SİNLE6, SİNEK6, SİKKE6, SALİK6, SANKİ6, SAKİN6, SAKİL6, SEKİL6, ALENİ5, AKLEN5, KİKLA5, KELİK5, LİKEN5, LAKİN5, NİKEL5, NAKLİ5, NAKİL5

ALENİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿalenī)

[sıfat]

  • Açık, ortada, meydanda, herkesin içinde yapılan

    Siz bugüne kadar zevcenizin vicdansızca ve aleni hıyanetine, edepsizliğine tahammül ettiniz. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Birleşik Kelimeler: aleni tadat

AKLEN (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳlen)

[zarf]

[eskimiş]

  • Akıl gereğince, akıl yönünden

KİKLA

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Lapinagillerden, güzel renkli, 50 santimetre uzunluğunda bir balık (Labrus berggylta)

KELİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Eski ayakkabı

LİKEN (Kelime Kökeni: Yunanca)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Bir mantarla bir su yosununun ortak yaşamasıyla ortaya çıkan bitkilerin genel adı

[tıp]

  • Kaşındırıcı bir deri hastalığı

Birleşik Kelimeler: liken bilimi

LAKİN (Kelime Kökeni: Arapça lākin)

[bağlaç]

  • Ama

    Halis bir şiir fena okunabilir lakin sahte bir şiir iyi okunamaz. - Yahya Kemal Beyatlı

  • Ancak

NİKEL (Kelime Kökeni: Fransızca nickel)

[isim]

[kimya]

  • Atom numarası 28, atom ağırlığı 58,71, yoğunluğu 8,9 olan, gümüş parlaklığında, demir sertliğinde, kolay işlenebilen ve kolayca tel durumuna getirilebilen bir element (simgesi Ni)

Birleşik Kelimeler: nikel kaplama

NAKLÎ (Kelime Kökeni: Arapça naḳlī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Taşıma ile ilgili olan
  • Nakle dayanan, anlatılan, söylenen (gerçek)

Birleşik Kelimeler: naklî mazi

NAKİL (Kelime Kökeni: Arapça naḳl)

[isim]

  • Bir yerden alıp başka bir yere iletme, aktarma, taşıma, geçirme, aktarım
  • Göç, taşınma

    İşte, nakil masrafı da avucumda, diyerek otuz lirayı saydı. - Sermet Muhtar Alus

  • Anlatma, söyleme, hikâye etme
  • Bir görevden başka bir göreve atanma, tayin
  • Yazı veya resmin aynısını başka bir şeyin üzerine yapma, kopya etme
  • Başka dilden bir eseri kendi diline çevirme, tercüme etme

Birleşik Kelimeler: nakil aracı, nakil vasıtası, nakledilmek, nakletmek, naklettirmek, bitki nakli, kan nakli, organ nakli

[sıfat]

[eskimiş]

  • Taşıyan, aktaran, geçiren
  • Anlatan, hikâye eden

[fizik]

  • İletken

ANLIK

[sıfat]

  • Kısa süren, bir an içinde olan, enstantane

    Beni hatırlatıyor, benimle olmayı anlık bir duygu hâlinde olsa da istiyor muydu? - Tarık Buğra

  • Bir anda oluşan, gelişen, spontane

[isim]

[ruh bilimi]

  • Duyu ve iradeden ayrı olarak düşünülen bilme yetisi

[isim]

[ruh bilimi]

  • Anlama gücü, usa vurma, yargılama, müdrike, entelekt

Birleşik Kelimeler: bir anlık

ASLEN (Kelime Kökeni: Arapça aṣlen)

[zarf]

  • Kök veya soy bakımından

AKLIK

[isim]

  • Ak olma durumu

    Ocaktan aklığını yitirmiş bir bezle döndü, yeni gelenin masasını sildi. - Rıfat Ilgaz

  • Kadınların makyaj için yüzlerine sürdükleri beyaz bir sıvı, düzgün

Birleşik Kelimeler: yüz aklığı

ESKİL

[isim]

  • Aksaray iline bağlı ilçelerden biri

EKSİN

[isim]

[kimya]

  • Anyon

EKSİK

[sıfat]

  • Bir bölümü olmayan, noksan, natamam

    Bu kitap eksik, baş tarafı yok.

  • Mükemmel olmayan, kusurlu, muallel, sakat
  • Az

[isim]

  • İhtiyaç duyulan şey

    Aynı zamanda, eski dönem edebiyatımızın sohbet ve mülakat türlerinde boşluk olan eksiğini tamamlıyordu. - Ahmet Kabaklı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eksik çıkmak
  • eksik doğmak
  • eksik etmemek
  • eksik gelmek
  • eksik olma!
  • eksik olmamak
  • eksik olmasın
  • eksik olsun

Birleşik Kelimeler: eksik artık, eksik etek, eksik gedik, tahtası eksik, yuları eksik