SENDİKALAŞMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

SENDİKALAŞMAK harflerini içeren 6 harfli 83 kelime bulunuyor. 6 harfli SENDİKALAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ŞAMDAN12, DİŞLEK11, KANDAŞ11, ŞANDEL11, MAŞALA10, ŞAMANİ10, ŞEMAİL10, AŞKALE9, ADANMA9, ADAMAK9, DİNSEL9, DİNMEK9, DİLMEK9, DALAMA9, DALMAK9, DASNİK9, DEMLİK9, DİKMEN9, DİKMEK9, İNDEKS9, KASİDE9, KAŞANE9, KAŞELİ9, MANDAL9, MADENİ9, MENDİL9, NAKKAŞ9, SANDAL9, SADAKA9, SENDİK9, ŞENLİK9, ŞALAKİ9, AKASMA8, AKSAMA8, DAKİKA8, KİLDAN8, KANDİL8, KESMİK8, KASMAK8, LAMİSE8, MİSKAL8, MESAİL8, MANİSA8, MELİSA8, MENİSK8, MASLAK8, SİKMEK8, SİNMEK8, SİNEMA8, SİLMEK8, SİLKME8, SANMAK8, SAMANİ8, SALMAK8, ASALAK7, ANLAMA7, ANEMİK7, ANAMAL7, AKSİNE7, AKSEKİ7, AKLAMA7, ALEKSİ7, ELAMAN7, KLASİK7, KANMAK7, KAKNEM7, KANAMA7, KALKMA7, KALMAK7, KESKİN7, KEMANİ7, KEMLİK7, KASNAK7, MAAİLE7, MANİLA7, MAKİNE7, MANİKA7, MAKİNA7, MAKALE7, NAKİSA7, NEKAİS7, SELİKA7, KALKAN6

KALKAN

[isim]

  • Ok, kılıç vb.nden korunmak için savaşçıların kullandığı korunmalık
  • Toplum olaylarında güvenlik görevlilerinin çeşitli saldırı araçlarından kendilerini ve başkalarını korumak için kullandıkları, özel olarak yapılmış korumalık

[mecaz]

  • Koruyucu

    Akbabanın kanatlarından başka kalkanı yoktu galiba. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalkan etmek
  • kalkan olmak

Birleşik Kelimeler: kalkan bezi, kılıçkalkan

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Yan yüzergillerden, büyük, yassı, derisi düğme veya çivi denilen birtakım sivri kemiklerle örtülü, beyaz etli balık, kalkan balığı (Scophtalmus maximus)

Birleşik Kelimeler: kalkan balığı, kalkan böcekleri, çivisiz kalkan

ASALAK

[isim]

[biyoloji]

  • Bir canlıda sürekli veya geçici yaşayarak ona zarar veren başka canlı, parazit

[sıfat]

[mecaz]

  • Başkalarının sırtından geçinen (kimse), abacı, ekti, otlakçı, parazit, tufeyli

Birleşik Kelimeler: asalak bilimci, asalak bilimi, asalak bilimsel, asalaksavar, dış asalak, iç asalak, tam asalak, yarı asalak, yarım asalak, ağrıma asalakları

ANLAMA

[isim]

  • Anlamak işi, anlamaklık, kavrama, derk, fehim, intikal, tefehhüm, vukuf

    Lavabonun aynasında yorgun bir suratla kendini anlamaya çalışan bu adama bakıyorum. - Ahmet Ümit

[felsefe]

  • Bir olay veya önermenin daha önce bilinen bir kanunun veya formülün sonucu olduğunu görme

Birleşik Kelimeler: tam anlamıyla

ANEMİK (Kelime Kökeni: Fransızca anémique)

[sıfat]

[tıp]

  • Kansız

    Kafa işlerimizin anemik bir soluklukta oluşunda yemeğe düşkünlüğümüzün rolü sanıldığından daha fazladır. - Haldun Taner

ANAMAL

[isim]

[ticaret]

  • Sermaye

Birleşik Kelimeler: anamal birikimi, anamal sahibi

AKSİNE

[zarf]

  • Tersine

    Dikkatle dinlemiyordu bu haberleri. Aksine gittikçe artan bir güvensizlik duyuyordu söylenen sözlere. - Necati Cumalı

AKSEKİ

[isim]

  • Antalya iline bağlı ilçelerden biri

AKLAMA

[isim]

  • Aklamak işi, ibra

Birleşik Kelimeler: aklama belgesi

ALEKSİ (Kelime Kökeni: Fransızca alexie)

[isim]

[tıp]

  • Okuma yitimi

ELAMAN (Kelime Kökeni: Arapça elamān)

[ünlem]

  • Bezginlik ve sızlanma anlatan bir söz

    Dostlardan, yemişlerden, Hıristaki Pasajının güllerinden, zambaklarından elaman! - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • elaman çekmek
  • elaman demek

KLASİK (Kelime Kökeni: Fransızca classique)

  • Üzerinden çok zaman geçtiği hâlde değerini yitirmeyen, türünde örnek olarak görülen eser

    Klasikler bir kültür, bir gusto, bir seviye ölçütüdür. - Haldun Taner

  • XVII. yüzyıl Fransız dili, sanatı ve yazarları ile ilgili olan

    Racine bir Fransız klasik yazarıdır.

  • Alışılmış
  • Sanatta kuralcı
  • Kökleşik

    Klasik şiirin yıkıldığından beri şiiri, bin kişi bin türlü tarif ediyor. - Yahya Kemal Beyatlı

[isim]

  • Eski Yunan, Roma ve XVII. yüzyıl Fransız sanatıyla ilgili sanatçı veya eser

    Yunan klasikleri. Fransız klasikleri.

  • Eski Yunan ve Roma çağı dili ve sanatı ile ilgili olan

    Klasik eserlerin oynandığı bir millî tiyatroları yok. - Haldun Taner

KANMAK

[-e]

  • Söylenilen sözün, anlatılan konunun doğruluğuna inanmak
  • Tatlı sözlere aldanmak
  • Bir gereksinimini, bir isteğini yeteri kadar karşılamış olmak, doymak

    Siz bile bu şekil, renk, koku zenginliğine kanmış ve yorulmuş ruhunuzla... - Reşat Nuri Güntekin

  • Yetinmek, iktifa etmek

    Odalarının keçeleri üstüne serilmiş seccadelerde bazen namaz kılmakla kanmayarak çoraplarını çıkarır. - Ahmet Hamdi Tanpınar

KAKNEM

[sıfat]

  • Çirkin, huysuz

    Kız ne kadar kaknem veya malın gözü olursa olsun ... - Tarık Buğra

  • Kuru, sıska

KANAMA

[isim]

  • Kanamak işi, nezif

    Burun kanaması, diş kırılması, ötede beride ufak tefek sıyrıklar ve şişler... - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: beyin kanaması

KALKMA

[isim]

  • Kalkmak işi

    Sabahları erken kalkmayı sevmeyen, gece geç yatan gececi kişilerdensiniz. - Tomris Uyar