[isim]

• `Bir işi istediği duruma getirmek için her türlü kurnazca çareye başvurmak` anlamıyla allem etmek, kallem etmek sözünde geçer

  Nitekim allem ettiler, kallem ettiler, beni buradan mahrum etmek için her şeyi yaptılar. - Necip Fazıl Kısakürek

[isim]

• Gündelikle çalışan işçi

  Tuğla harmanındaki ameleler etrafı aradılar. - Sait Faik Abasıyanık

[isim]

• Elemek işi, eliminasyon

[spor]

• Çeyrek sona katılacak sporcu ve takımları ayırmak için düzenlenen seçme yarışı

[isim]

• Mikroskopla yapılan incelemede bazen lamların üstüne kapatılan dört köşe, küçük ve ince cam parçası

[biyoloji]

• Çok ince tabaka

[isim]

[eskimiş]

• Can sıkıntısı, usanç

  Melalimizi avutmak için bin türlü eğlence, bin türlü zevk icat ettik. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

• Üzüntü, hüzün, dert

Ata Sözleri ve Deyimler

• melal duymak

[isim]

[halk ağzında]

• Mantık

[isim]

[eskimiş]

• Adlar, isimler

Ata Sözleri ve Deyimler

• esamesi okunmamak

[isim]

• Yerin derinliklerinde bulunan, billurlaşmış arı karbon

• Mücevher olarak kullanılan, saydam, değerli taş

  Bazı nadir inciler, elmaslar vardır ki onların biri yalnız saltanat tacı olabilir. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

[sıfat]

• Bu taşlarla yapılmış

  Elim değmişken elmas kılıcımla canını cehenneme yollayayım. - Turan Oflazoğlu

• Elmastıraş

Ata Sözleri ve Deyimler

• elmas gibi

[isim]

• Benzer, eş, denk

  Tarihte o ana kadar emsali görülmedik bir ticari kepazelik devri açılmıştı. - Ercüment Ekrem Talu

• Yaşıt

• Örnek

[eskimiş]

[matematik]

• Katsayı

Ata Sözleri ve Deyimler

• emsal olmak
• emsal oluşturmak
• emsal vermek

[isim]

[eskimiş]

• Örnek alınacak söz

  Büyükannemin sık sık kullandığı bir mesel belleğimde beliriyor. - Haldun Taner

• Atasözü

• Eğitici hikâye veya masal

Ata Sözleri ve Deyimler

• mesel olmak

[isim]

[halk ağzında]

• Beli çökük at

[isim]

• Şeker üretiminde, billurlaşan şeker alındıktan sonra kalan şekerli posa

[isim]

• Bir kimseyle karşılaşıldığında, birinin yanına gidildiğinde veya yanından uzaklaşıldığında kendisine söz ve işaretle bir nezaket gösterisi yapma, esenleme, merhaba

Ata Sözleri ve Deyimler

• selam (veya selama) durmak
• selam (veya selamı) almak
• selam çakmak
• selam etmek
• selam olsun
• selam para, kelam para
• selam söylemek
• selam verdik, borçlu çıktık
• selam vermek
• selam yollamak (veya salmak)

[sıfat]

[din bilgisi]

• Dinin kurallarına aykırı olmayan, dinî bakımdan yasaklanmamış olan, haram karşıtı

• Kurallara, geleneklere uygun

[zarf]

• Kurallara, geleneklere uygun olarak

  Helal kazanılmış para.

[isim]

[mecaz]

• Nikâhlı eş

Ata Sözleri ve Deyimler

• helal etmek
• helal olmak
• helal olsun
• helal süt emmek

[isim]

[eskimiş]

• Bozma, bozukluk

Ata Sözleri ve Deyimler

• halel gelmek
• halel getirmek
• halel vermek