SELAMLAYIŞ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

SELAMLAYIŞ harflerini içeren 5 harfli 26 kelime bulunuyor. 5 harfli SELAMLAYIŞ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

SAYIŞ12, YAŞAM11, YAŞLI11, MAYIS10, SAYIM10, ALMAŞ9, SALAŞ9, SAYMA9, YILMA9, YALIM9, YASLI9, YASMA9, MALYA8, SALYA8, YASAL8, ELMAS7, EMSAL7, MELAS7, MASAL7, SALMA7, SALLI7, SALAM7, SELAM7, ALLEM6, LAMEL6, MELAL6

ALLEM

[isim]

  • `Bir işi istediği duruma getirmek için her türlü kurnazca çareye başvurmak` anlamıyla allem etmek, kallem etmek sözünde geçer

    Nitekim allem ettiler, kallem ettiler, beni buradan mahrum etmek için her şeyi yaptılar. - Necip Fazıl Kısakürek

LAMEL (Kelime Kökeni: Fransızca lamelle)

[isim]

  • Mikroskopla yapılan incelemede bazen lamların üstüne kapatılan dört köşe, küçük ve ince cam parçası

[biyoloji]

  • Çok ince tabaka

MELAL (Kelime Kökeni: Arapça melāl)

[isim]

[eskimiş]

  • Can sıkıntısı, usanç

    Melalimizi avutmak için bin türlü eğlence, bin türlü zevk icat ettik. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Üzüntü, hüzün, dert

Ata Sözleri ve Deyimler

  • melal duymak

ELMAS (Kelime Kökeni: Arapça elmās)

[isim]

  • Yerin derinliklerinde bulunan, billurlaşmış arı karbon
  • Mücevher olarak kullanılan, saydam, değerli taş

    Bazı nadir inciler, elmaslar vardır ki onların biri yalnız saltanat tacı olabilir. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

[sıfat]

  • Bu taşlarla yapılmış

    Elim değmişken elmas kılıcımla canını cehenneme yollayayım. - Turan Oflazoğlu

  • Elmastıraş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • elmas gibi

Birleşik Kelimeler: elmastıraş, kara elmas, camcı elması

EMSAL (Kelime Kökeni: Arapça ems̱āl)

[isim]

  • Benzer, eş, denk

    Tarihte o ana kadar emsali görülmedik bir ticari kepazelik devri açılmıştı. - Ercüment Ekrem Talu

  • Yaşıt
  • Örnek

[eskimiş]

[matematik]

  • Katsayı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emsal olmak
  • emsal oluşturmak
  • emsal vermek

MELAS (Kelime Kökeni: Fransızca mélasse)

[isim]

  • Şeker üretiminde, billurlaşan şeker alındıktan sonra kalan şekerli posa

MASAL (Kelime Kökeni: Arapça mes̱el)

[isim]

  • Genellikle halkın yarattığı, hayale dayanan, sözlü gelenekte yaşayan, çoğunlukla insanlar, hayvanlar ile cadı, cin, dev, peri vb. varlıkların başından geçen olağanüstü olayları anlatan edebî tür

    Masal olsun roman olsun, ikisi de anlatı sanatıdır. - Necati Cumalı

[mecaz]

  • Boşuna söylenmiş söz

    Müttefikler karşı hücuma geçtikten sonra, milleti aynı masalla uyutmak olanaksızlaştı. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • masal gibi
  • masal okumak (veya anlatmak)

Birleşik Kelimeler: masal âlemi, kocakarı masalı, kurt masalı, peri masalı

SALMA

[isim]

  • Salmak işi
  • Pirinçle pişirilen bir yemek türü

    Midye salması.

[halk ağzında]

  • Genellikle köylerde işlerin görülmesi için ihtiyar heyetinin kararıyla her evden toplanması gereken para
  • Bazı yerel giysilerde kolun yeninden sarkan kumaş parçası
  • Kuşların üretilmesine ayrılan oda

[sıfat]

  • Başıboş gezen (hayvan)

    Salma sığır.

[sıfat]

  • Sürekli akan (su)

[tarih]

  • Osmanlı Devleti'nde kol gezen kolluk eri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • salma gezmek (veya dolaşmak)
  • salma salmak

Birleşik Kelimeler: salma omurga, salma tomruk

SALLI

[sıfat]

  • Büyük ve geniş, sal gibi yayvan

    Sallı bir yapı.

SALAM (Kelime Kökeni: İtalyanca salame)

[isim]

  • Sığır, hindi vb. etinden yapılan, genellikle dilimlenerek soğuk yenen bir yiyecek

Birleşik Kelimeler: Macar salamı

SELAM (Kelime Kökeni: Arapça selām)

[isim]

  • Bir kimseyle karşılaşıldığında, birinin yanına gidildiğinde veya yanından uzaklaşıldığında kendisine söz ve işaretle bir nezaket gösterisi yapma, esenleme, merhaba

Ata Sözleri ve Deyimler

  • selam (veya selama) durmak
  • selam (veya selamı) almak
  • selam çakmak
  • selam etmek
  • selam olsun
  • selam para, kelam para
  • selam söylemek
  • selam verdik, borçlu çıktık
  • selam vermek
  • selam yollamak (veya salmak)

Birleşik Kelimeler: selam otu, selam sabah, selamünaleyküm, aleykümselam, kandilli selam, sellemehüsselam, yerden selam

MALYA

[isim]

  • Deniz dibinde otlara takılmış oltayı kurtarmaya ve deniz derinliklerinden ağ, halat, sicim vb. şeyleri çıkarmaya yarayan dört tırnaklı demir

SALYA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Ağızdan sızan tükürük

YASAL

[sıfat]

[hukuk]

  • Yasanın, dinin ve kamu vicdanının doğru bulduğu, yasalara uygun, kanuni (I), meşru, legal

ALMAŞ

[isim]

  • İki veya daha çok şeyin sıra ile değiştirilerek kullanılması veya kendiliğinden değişerek çalışması, keşikleme, münavebe

[mantık]

  • Birinin doğru olması ötekinin yanlışlığını gerektiren iki önermenin oluşturduğu sistem