[isim]

[edebiyat]

• Şiir ve nesirde uyum sağlamak için söz başlarında ve ortalarında aynı ünsüzün veya aynı hecelerin tekrarlanması

[zarf]

• Dik olarak, dikçe

  Tıklım tıklım bir trende yokuş aşağı, hemen hemen diklemesine gidiyoruz. - Adalet Ağaoğlu

[isim]

[eskimiş]

[hukuk]

• Anayasa

[isim]

[eskimiş]

• Kasım

[isim]

• Eleme

[isim]

• Mıknatıslı olma özelliği, mıknatısiyet

[zarf]

• Yan olarak, yana yatmış biçimde, yan yan

  Bir ayağını öteki dizinin üstüne, top namlusu gibi yanlamasına koyardı. - Çetin Altan

[isim]

[biyoloji]

• Özümleme

[dil bilgisi]

• Benzeşme

[toplum bilimi]

• Farklı kökenden gelen azınlıkları veya etnik grupları, bunların kültür birikimlerini, kimliklerini baskın doku ve yapı içinde eriterek yok etme

[isim]

• Öğretim elemanı, öğretim üyesi

[isim]

• Bildirme, duyurma, ilan etme

• Bildiri

[hukuk]

• Mal bildirimi

[isim]

• Yok etme

  Sıtma eradikasyonu çalışmaları.

[zarf]

• Enayice

  Enayicesine bütün şehir insanlarının gözü önünde yapılan hırsızlığı bile bile... - Sait Faik Abasıyanık

[isim]

• Cermen dillerini konu olan bilim dalı

[isim]

• Konsolos olma durumu

• Konsolosun makamı veya görevi, şehbenderlik

  Bir konsolosluk demek bir millet temsilciliği demektir. - Sait Faik Abasıyanık

• Bu işin görüldüğü daire, konsoloshane

  Bütün konsolosluklar orada ve önleri bahçeli şirin villalar içinde. - Necip Fazıl Kısakürek

[isim]

• Ölçümleme

• Ölçülüleme