[isim]

• Serinlenmek durumu

[nesnesiz]

• Hava serin bir duruma gelmek, hafifçe soğumak, serinleşmek

  Havanın üşütecek kadar serinlemiş olmasına göre sabah yakın. - Reşat Nuri Güntekin

• Hafif soğukluk duymak

  Gülleri koklardın, kuşları dinlerdin / Rüzgâr esmezse terasta serinlerdin - Halit Fahri Ozansoy

[mecaz]

• Biraz avunarak ferahlamak

  Canım şurada bir tek atalım, serinleriz, konuşuruz, dediler. - Refik Halit Karay

[sıfat]

[mecaz]

• Soğukkanlı

  Serinkanlı olanlar hırslı olamayacak kadar uyuşuk ve tembeldirler. - Ahmet Ümit

[zarf]

• Soğukkanlı bir biçimde

  Mesele biraz serinkanlı düşünülürse pek fazla büyütmeye de değmezdi. - Kerim Korcan

[isim]

• Serinletmek işi

[nesnesiz]

• Sert bir tavır almak, sertleşmek

  Mahalleliden biri sana sataşırsa öyle bize yaptığın gibi sertlenip bıçkınlaşma. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[isim]

• Serseri olma durumu

• Serserice davranış

  Kurtulmuş olduğu serserilik hayatı o dakikadan itibaren yine başlamıştı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Ata Sözleri ve Deyimler

• serserilik yapmak (veya etmek)

[nesnesiz]

• Seki durumuna getirilmek, teraslanmak

[isim]

• Sarhoşluk

  O sermestliğin nasıl bir mahmurlukla bittiğini bir yana bırakalım. - Yahya Kemal Beyatlı

[zarf]

[eskimiş]

• Sarhoşça

[isim]

• Semerletmek işi

[isim]

• Semerlenmek işi

[-i]

• Semer vurmak

[isim]

• Selamlanmak işi

[-i]

• Bir kimseyle karşılaşıldığında, birinin yanına gidildiğinde veya yanından uzaklaşıldığında kendisine sözle veya işaretle bir nezaket gösterisi yapmak, selam vermek, esenlemek

  Onu ve onun gibi ateş altında, duman içinde memleketi için ölmeye atılanları birden selamlıyorum. - Halide Edip Adıvar

[isim]

• Serbest olma durumu

  Ben, artık bütün hareket serbestliğimi kaybedip kendimi bürokrasi denilen mengenenin paslı silindirine kaptırmıştım. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[ekonomi]

• İthalatı serbest bırakma, ithalata konulmuş miktar sınırlamalarını kaldırma, liberalizm, liberasyon