SAĞDIÇ ile Oluşan Kelimeler (SAĞDIÇ Kelime Türetme)
SAĞDIÇ harflerinden oluşan 19 kelime bulunuyor. SAĞDIÇ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Sağdıç kelimesinin anlamı nedir? Sağdıç ile başlayan kelimeler. İçinde sağdıç olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
6 Harfli Kelimeler
SAĞDIÇ20
4 Harfli Kelimeler
ÇIĞA15, AĞSI13, SAĞI13, SIĞA13, SAÇI9
3 Harfli Kelimeler
ÇIĞ14, ÇAĞ13, DAĞ12, SIĞ12, AĞI11, SAĞ11, AÇI7, SAÇ7, ASI5
2 Harfli Kelimeler
AĞ9, AÇ5, AD4, AS3
AS
- Kakım
- İskambil, domino vb. oyunlarda bir işaretini taşıyan kâğıt veya taş, birli, bey
-
Bir işte başta gelen (kimse veya şey)
As oyuncu.
Birleşik Kelimeler: assolist, astasım, asteğmen, asyön
- Arsenik elementinin simgesi
AD
-
Bir kimseyi, bir şeyi anlatmaya, tanımlamaya, açıklamaya, bildirmeye yarayan söz, isim, nam
Görmediniz mi, adını söyleyince herkes put kesiliyor. - Ahmet Hamdi Tanpınar
- Herkesçe tanınmış veya işitilmiş olma durumu
- Canlı ve cansız varlıkları, duygu ve düşünceleri, çeşitli durumları bildiren kelime, isim
Ata Sözleri ve Deyimler
- ad almak
- ad çekmek
- adı (bile) olmamak
- adı batası (veya batasıca)
- adı batmak
- adı bile okunmamak
- adı çıkmak
- adı çıkmış dokuza, inmez sekize
- adı deliye çıkmak
- adı duyulmak
- adı geçmek
- adı gibi bilmek
- adı kaldırılmak
- adı kalmak
- adı karışmak
- adı kötüye çıkmak
- adını ...-ye çıkarmak
- adını ağzına abdestle almak
- adını ağzına almamak
- adını anmak
- adını bağışlamak
- adını çıkarmak
- adını kirletmek (veya lekelemek)
- adını koymak
- adını taşımak
- adını vermek
- adı olmak
- adı var
- ad koymak
- ad takmak
- ad vermek
- ad yapmak
Birleşik Kelimeler: ad aktarması, ad bilimi, ad cümlesi, ad çekimi, ad çekme, ad durumu, ad gövdesi, ad kökü, ad tabanı, ad tamlaması, addan türeme ad, addan türeme eylem, adı belirsiz, adı sanı, adı üstünde, adına, adıyla sanıyla, adlar dizgesi, adlı adıyla, bayramlık ad, birleşik ad, eylemden türeme ad, kısma ad, küçük ad, ön ad, özel ad, somut ad, soyut ad, takma ad, türemiş ad, yalın ad, aile adı, göbek adı, kod adı, soyadı, tanıtma adı, topluluk adı, yer adı, kendi adına
- Sayma
- Sayılma
Birleşik Kelimeler: addetmek, addolunmak
ASI
- Asma işi
- Afiş
Ata Sözleri ve Deyimler
- asıda olmak (veya kalmak)
AÇ
-
Yemek yemesi gereken, tok karşıtı
Aç ne yemez, tok ne demez. - Divanü Lügati't-Türk
-
Yiyecek bulamayan
Ben hem öksüzüm hem yetimim hem de tam 23 saattir açım. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Gözü doymaz, haris
Ne aç adam!
-
Çok istekli, hevesli
Her zamanki gibi bilgiye aç, her zamanki gibi ağızları lafla, kafaları düşünceyle dolu çalçene yaratıklarız. - Ayla Kutlu
-
Karnı doymamış olarak
Ben aç yattım mı kötü kötü rüyalar görürüm nedense. - Orhan Kemal
Ata Sözleri ve Deyimler
- acından kimse ölmemiş
- acından ölmek
- aç açık kalmak
- aç aç ile yatınca arada dilenci doğar
- aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez
- aç at yol almaz, aç it av almaz
- aç ayı oynamaz
- aç bırakmak
- aç doymam, tok acıkmam sanır
- aç doyurmak
- aç elini kora sokar
- aç esner, âşık gerinir
- aç gezmektense tok ölmek yeğdir
- açın gözü ekmek teknesinde olur
- açın imanı olmaz
- açın karnı doyar, gözü doymaz
- açın koynunda ekmek durmaz
- açın kursağına çörek dayanmaz
- açın uykusu gelmez
- aç ile dost olayım diyen peşin karnını doyursun
- aç ile eceli gelen söyleşir
- aç kalmak
- aç köpek fırın deler
- aç kurt aslana saldırır
- aç kurt gibi
- aç kurt yavrusunu yer
- aç ne yemez, tok ne demez
- aç susuz kalmak
- aç tavuk kendini arpa ambarında sanır
- aç, yanından kaç
Birleşik Kelimeler: aç açına, aç biilaç, açgöz, aç karnına, gözü aç, karnı aç
AÇI
- Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarım doğrunun oluşturduğu geometrik biçim, zaviye
-
Görüş, bakım, yön, anlayış biçimi
Her oyunda, ele aldığım konu için yeni bir şekil, dramatik açıdan ve sahneleme açısından yeni bir üslup bulmaya çalışıyorum. - Nazım Hikmet
Birleşik Kelimeler: açıortay, açıölçer, açı ölçüm, bütünler açı, çevre açı, dar açı, dış açı, dış ters açı, dik açı, doğru açı, geniş açı, iç ters açı, komşu açı, merkez açı, ölü açı, sınır açı, tam açı, ters açı, tümler açı, yöndeş açılar, bakış açısı, görme açısı, görüş açısı, saat açısı, tepe açısı
SAÇ
-
Baş derisini kaplayan kıllar
Kendisini son kez gördüğümde babamın saçları nasıl beyazsa ilk kez gördüğümde de bembeyazdı. - Adalet Ağaoğlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- saç ağartmak
- saçı (veya saçları) değirmende ağartmamak
- saçı başı ağarmak
- saçı başı birbirine karışmak
- saçı bitmedik (veya bitmemiş) (yetim)
- saçına ak (veya kır) düşmek
- saçına başına bakmadan
- saçına kar yağmak
- saçın ak mı kara mı, önüne düşünce görürsün
- saçını başını yolmak
- saçını süpürge etmek
- saçı sakalı akar gibi
- saçı topuklarını dövmek
- saçı uzun aklı kısa
- saçları iki türlü olmak
- saç saça baş başa
- saç saça baş başa gelmek (veya dövüşmek)
- saç sakal ağartmak
- saç sakal birbirine karışmak
Birleşik Kelimeler: saçkıran, saç kremi, saç örgüsü, sırma saç, takma saç, arapsaçı, cinsaçı, şeytansaçı
SAÇI
- Gelinin başından aşağı saçılan çiçek, şeker, arpa, para vb. şeyler
- Düğün armağanı
Ata Sözleri ve Deyimler
- saçı kılmak (veya atmak)
AĞ
-
İplik, sicim, tel vb. ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü
Balık ağı. Tenis ağı.
- Örümcek vb. hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü
-
Ulaşım ve iletişim gibi alanlarda ülkenin her yerine yaygınlaştırılmış şebeke
Cumhuriyetin onuncu yılında ülkemiz demir ağlarla örülmüştü.
-
Tuzak
Onu, ağına düşmüş bir av gibi ne öldürdü ne ondurdu. - Samiha Ayverdi
- Oyun alanını ortadan ikiye bölen iple yapılmış örgü, file
- Çaprazlama örgü ile yapılan ve kale direkleri arkasına gerilen örgü, file
Ata Sözleri ve Deyimler
- ağ atmak (veya bırakmak)
- ağ çekmek
- ağına düşürmek
Birleşik Kelimeler: ağbenek, ağbeneklilik, ağ iğnesi, ağ ipliği, ağ kayığı, ağ kepçe, ağ kurdu, ağ kurşunu, ağ mantarlar, ağ tabaka, ağ tonoz, ağ torba, ağ yatak, dış ağ, genel ağ, iç ağ, serpme ağ, yerel ağ, alamana ağı, bilgisayar ağı, bilişim ağı, borda ağı, boru ağı, çektirme ağı, çevirme ağı, dalyan ağı, dip ağı, ıstakoz ağı, iletişim ağı, karides ağı, marya ağı, sürtme ağı, voli ağı
- Pantolon veya külotun apış arasına gelen yeri, apışlık
AĞI
- Zehir
Ata Sözleri ve Deyimler
- ağı gibi
Birleşik Kelimeler: ağı ağacı, ağı çiçeği, ağı otu, sarıağı
SAĞ
-
Vücutta kalbin bulunduğu tarafın karşısında olan, sol karşıtı
Sağ cebinde kocaman bir gazete tomarı görünüyordu. - Ömer Seyfettin
-
Bu taraftaki yön
Sağa dönmek. Sağdan yürümek.
- Ekonomi ve siyasette gelenekçi (görüş)
- Boksta sağ yumrukla vuruş
Ata Sözleri ve Deyimler
- sağa kaymak
- sağa sola
- sağa sola bakmadan
- sağdan geri dönmek (veya etmek)
- sağ elinin verdiğini sol elin görmesin
- sağ eliyle sol kulağını göstermek
- sağ gösterip sol vurmak
- sağ gözünü sol gözünden sakınmak
- sağını solunu bilmemek
- sağı solu (belli) olmamak
- sağ yapmak
Birleşik Kelimeler: sağ açık, sağ bek, sağ çıkarma, sağ eğilimli, sağ haf, sağ iç, sağ kanat, sağkol, sağ kol, sağ şerit, ortanın sağı
- Sağlam, esen
-
Yaşamakta olan
Aliş sağ mı yoksa boğuldu mu? - Halikarnas Balıkçısı
-
Katkısız
Sağyağ.
Ata Sözleri ve Deyimler
- sağ kalmak
- sağ ol
- sağ olsun
Birleşik Kelimeler: sağbeğeni, sağduyu, sağ esen, sağgörü, sağistem, sağ para, sağ salim, sağ selamet, sağtöre, sağyağ
DAĞ
- Yer kabuğunun çıkıntılı, yüksek, eğimli yamaçlarıyla çevresine hâkim ve oldukça geniş bir alana yayılan bölümü
Ata Sözleri ve Deyimler
- dağ (veya dağlar) gibi (veya kadar)
- dağ (veya dağları) devirmek
- dağa çıkmak
- dağa kaldırmak
- dağ ardında olsun da yer altında olmasın
- dağda bağın var, yüreğinde dağın var
- dağda büyümüş
- dağda gez belde gez, insafı elden bırakma
- dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur
- dağ dağ üstüne olur, ev ev üstüne olmaz
- dağdan gelip bağdakini kovmak
- dağ doğura doğura bir fare doğurmuş
- dağlara düşmek
- dağlara taşlara
- dağların misafir aldığı mevsim
- dağların şenliği (veya gelin anası)
- dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar
- dağ yürümezse abdal yürür
Birleşik Kelimeler: dağ adamı, dağ alası, dağ anası, dağ armudu, dağ aslanı, dağ ayısı, dağbaşı, dağ başı, dağ bayır, dağ bilimi, dağ birliği, dağ çamı, dağ çayı, dağ çayırı, dağ çileği, dağ dalak otu, dağ elması, dağ eriği, dağ eteği, dağ evi, dağ gölü, dağ havası, dağ iklimi, dağ isketesi, dağ ispinozu, dağ kavağı, dağ keçisi, dağ kestanesi, dağ kırlangıcı, dağ kolu, dağ köyü, dağ lalesi, dağ merası, dağ nanesi, dağ oluşu, dağ otlağı, dağ reyhanı, dağ serçesi, dağ servisi, dağ sıçanı, dağ taş, dağ tavuğu, dağ topu, dağdan inme, dağlar anası, sıradağ, yanardağ, buz dağı, Hüt Dağı, Kafdağı
- Kızgın bir demirle vurulan damga, nişan
- İyileştirmek için vücudun hastalıklı bölümüne kızgın bir araçla yapılan yanık
- Büyük üzüntü, acı
Birleşik Kelimeler: gözdağı
SIĞ
-
Derinliği az, dibi yüzeyine yakın olan (göl, deniz, akarsu vb.)
Mercan adaları sığ bir kayalığın etrafını alırlar. - Sait Faik Abasıyanık
-
Ayrıntıya inemeyen, yeterli olmayan, yüzeyde kalan
Sığ düşünce.
AĞSI
- Ağ görünüşünde olan, ağ gibi örülmüş olan
SAĞI
- Kuş tersi, kuş gübresi
SIĞA
- Kapasite