SAYIŞ ile Oluşan Kelimeler (SAYIŞ Kelime Türetme)

SAYIŞ harflerinden oluşan 13 kelime bulunuyor. SAYIŞ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Sayış kelimesinin anlamı nedir? Sayış ile başlayan kelimeler. Sayış ile biten kelimeler. İçinde sayış olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

5 Harfli Kelimeler

SAYIŞ12

4 Harfli Kelimeler

SAYI8, YISA8

3 Harfli Kelimeler

YAŞ8, AŞI7, AYI6, SAY6, YAS6, ASI5

2 Harfli Kelimeler

5, AY4, YA4, AS3

AS

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kakım

[isim]

  • İskambil, domino vb. oyunlarda bir işaretini taşıyan kâğıt veya taş, birli, bey

[sıfat]

  • Bir işte başta gelen (kimse veya şey)

    As oyuncu.

Birleşik Kelimeler: assolist, astasım, asteğmen, asyön

[kimya]

  • Arsenik elementinin simgesi

AY

[ünlem]

  • Birdenbire duyulan acı, ağrı, şaşırma, ürkme veya sevinç anlatan bir söz

    Ay! Sen mi idin? Ay, ne güzel!

[isim]

  • Art arda gelen iki yeni ay arasında geçen süre
  • Yılın on iki bölümünden her biri, mah, meh

    Mart ayı. Nisan ayı. Mayıs ayı.

  • Bir ayın herhangi bir gününden ertesi ayın aynı gününe kadar geçen veya yaklaşık otuz gün olarak kabul edilen süre

    Bu iş ancak üç ayda biter. Temiz iş altı ayda çıkar.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ay ayakta çoban yatakta, ay yatakta çoban ayakta
  • ay aydın, hesap belli
  • ay gibi
  • ay harmanlanmak
  • ayı gördüm, yıldıza itibarım (veya minnetim) yok
  • ayı görmeden bayram etme
  • ay var yılı besler, yıl var ayı beslemez

Birleşik Kelimeler: ay balığı, ay balta, aybaşı, ay başı, aybeay, ay çekirdeği, ayçiçeği, ay çöreği, aydede, aydemir, ay dönümü, ayevi, ay gün takvimi, ay gün yılı, ay hâli, ay ışığı, ay karanlığı, ay modülü, ay örümceği, ay parçası, ay takvimi, ay yıldız, ay yılı, ayda yılda bir, aydan aya, ayrıksı ay, dolunay, dönencel ay, gücük ay, kamerî ay, küçük ay, mübarek ay, yarım ay, yeni ay, aşure ayı, bayram ayı, büyük mevlit ayı, büyük tövbe ayı, cicimayı, döl ayı, küçük mevlit ayı, küçük tövbe ayı, matem ayı, orak ayı, ayın on dördü, üç aylar, tövbe ayları

[isim]

[gök bilimi]

  • Dünya'nın uydusu olan gök cismi, kamer, mah, meh

Birleşik Kelimeler: Ay tutulması

YA (Kelime Kökeni: Arapça yā)

[ünlem]

  • `Ey, hey` anlamlarında bir seslenme sözü

    Yürü ya mübarek!

[edat]

  • Evet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ya Allah
  • ya Rabbi (veya Rab)
  • ya sabır
  • ya sabır çekmek
  • ya ya ya şa şa şa

Birleşik Kelimeler: yalelli

[bağlaç]

  • Şaşma, şaşkınlık bildiren bir söz

    Ya, bu adam kim?

  • Bir düşüncenin karşıtı düşünülürken kullanılan bir söz

    Yetişirim diyorsun, ya yetişemezsen?

  • Gereklik ve onay bildiren cümlelerde yargının onaylandığını bildiren bir söz

    Biz de gelelim mi? -Gelin ya.

  • Dilek ve geniş zaman kiplerinde yargıyı güçlendiren bir söz

    Bu, söylenecek söz mü? -Söylenir ya. Azıcık yardımcı olsa ya.

  • Bilinen, görülen, hatırlanıp anlatılan bir olay dolayısıyla da sorulan başka bir konu için kullanılan bir söz

    Sen geldin, ya Ahmet? Siz karnınızı doyurdunuz, ya ben ne yapayım?

  • Bir düşüncede sıra ile yer alan ayrı cins ögelerden biri ötekilerden üstün görüldüğünde `hele, özellikle` anlamlarında kullanılan bir söz

    O çocuğun terbiyesine, zekâsına, çalışkanlığına diyecek yok, ya inceliği. Fırtına kırdı, döktü, yıktı, ya o ağaçlara verdiği zarar.

  • Cevap niteliğinde olan cümlenin sonuna getirildiğinde asıl yargının arkadan gelen cümle ile anlatılacağını belirten bir söz

    Fena oğlan değildir, değildir ya, yalnız bu sarhoşluğu var. - Memduh Şevket Esendal

  • Bazı çekimli zamanlardan sonra gelerek anlamı pekiştiren, kuvvetlendiren bir söz: Yediydin ya. Oturmuşum ya

Birleşik Kelimeler: ya da, yahut, veya

ASI

[isim]

  • Asma işi
  • Afiş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • asıda olmak (veya kalmak)

[isim]

  • Yemek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aşını, eşini, işini bil
  • aşı pişiren yağ olur, gelinin yüzü ağ olur
  • aş taşınca kepçeye paha olmaz
  • aş tuz ile, tuz oran ile

Birleşik Kelimeler: aş damı, aşerme, aşevi, aşhane, aş ocağı, alaca aş, katıklı aş, arabaşı

AYI

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Memelilerin etobur takımından, beş parmaklı, tabanlarına basarak yürüyen, yurdumuzda boz türü bulunan, iri gövdeli hayvan, kocaoğlan (Ursus arctos)

[ünlem]

  • Kaba saba olan insanlar için kullanılan bir seslenme sözü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayı gibi
  • ayının kırk türküsü var, kırkı da ahlat üstüne
  • ayı sevdiği yavrusunu hırpalar
  • ayıya kaval çalmak
  • ayı yavrusu ile oynuyor
  • ayıyı fırına atmışlar, yavrusunu ayağının altına almış
  • ayıyı vurmadan postunu satmak

Birleşik Kelimeler: ayıbacağı, ayı balığı, ayıboğan, ayı gülü, ayıkulağı, ayı üzümü, ayı yürüyüşü, bozayı, cicimayı, Büyükayı, Küçükayı, dağ ayısı, denizayısı, marsıvan ayısı

SAY

[isim]

[halk ağzında]

  • Düz, ince, yassı taş

    Yağmur yağar da ışılaşır sayları / Eli göçmüş de bozulaşır daylağı - Halk türküsü

[isim]

[eskimiş]

  • Çalışma, emek

[din bilgisi]

  • Hac ibadeti sırasında Safa ile Merve tepeleri arasında gidip gelme

YAS

[isim]

  • Ölüm veya bir felaketten doğan acı ve bu acıyı belirten davranışlar, matem

    En büyük bahtiyarlık yasını dindiremez / Baba, benim kalbime sensiz kimse giremez - Faruk Nafiz Çamlıbel

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yasa bürünmek (veya boğulmak veya gömülmek)
  • yas bağlamak
  • yas çekmek
  • yasını tutmak
  • yas tutmak

Birleşik Kelimeler: kara yas

AŞI

[isim]

[kimya]

  • Birtakım hastalıklara karşı bağışıklık sağlamak için vücuda verilen, o hastalığın mikrobuyla hazırlanmış eriyik
  • Bu eriyiğin uygulanması

    Çiçek aşısı. Kolera aşısı. Tifo aşısı.

  • Bir ağacın dalı veya gövdesi üzerine, aynı familyanın daha iyi bir türünden alınan dal, göz, tomurcuk vb. parçaları kaynaştırma işi
  • Bu yolla eklenen parça

[sıfat]

  • Aşılı (bitki)

    Sana yeni aşı güllerimi göstereceğim. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aşı olmak (veya vurulmak veya yapılmak)
  • aşı vurmak (veya yapmak)

Birleşik Kelimeler: aşı boyalı, aşı boyası, aşı kâğıdı, aşı taşı, çatal aşı, kakma aşı, karma aşı, yarma aşı, çiçek aşısı, göz aşısı, kalem aşısı, yaprak aşısı

SAYI

[isim]

[matematik]

  • Sayma, ölçme, tartma vb. işlerin sonunda bulunan birimlerin kaç olduğunu bildiren söz, adet

    Bir, beş, yüz, birer sayıdır.

  • Gazete, dergi vb. sürekli yayınların bir bütün oluşturan, değişik tarih, numara taşıyan baskılarından her biri, nüsha

    Derginin son sayısında yer alan yazıların tamamını okudum.

[spor]

  • Bir spor karşılaşmasında taraflardan her birinin başarı derecesini gösteren nicelik, skor

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sayı hesabıyla
  • sayım suyum yok
  • sayısını Allah bilir

Birleşik Kelimeler: sayı boncuğu, sayı farkı, sayı göstergesi, sayı levhası, sayı sıfatı, abstre sayı, artı sayı, asal sayı, banko sayı, çift sayı, doğal sayı, eksi sayı, gerçek sayı, karmaşık sayı, katsayı, kesirli sayı, negatif sayı, ondalık sayı, özel sayı, pozitif sayı, rasyonel sayı, sanal sayı, sınırlı sayı, sınırsız sayı, soyut sayı, tam sayı, tek sayı, toparlak sayı, tüm sayı, yeter sayı, yuvarlak sayı, atom sayısı, baskı sayısı, eleman sayısı, pi sayısı, servis sayısı, taşıma sayısı, topluluk sayısı, üye tam sayısı, ardışık sayılar, asıl sayılar, ortak ölçülmez sayılar, temel sayılar, sayma sayıları

YISA (Kelime Kökeni: İtalyanca issa)

[ünlem]

  • Birçok kişinin birlikte yaptığı işte birbirlerine gayret vermek için söylenen bir söz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yısa beraber!
  • yısa etmek

YAŞ

[isim]

  • Doğuştan beri geçen ve yıl birimi ile ölçülen zaman, sin (II)

    Yaş otuz beş, yolun yarısı eder. - Cahit Sıtkı Tarancı

  • Hayatın çeşitli evrelerinden her biri, çağ

    Kızımızı yetiştirdik bu yaşa getirdik. - Mahmut Yesari

  • Bir kurum, bir kuruluş, düzen vb.nin kurulduğundan bu yana geçen zaman

    Yetmiş beş yaşına basan Türkiye Cumhuriyeti.

[meteoroloji]

  • Bir gök cisminin oluşmaya başladığı günden bugüne kadar geçirdiği zaman süresi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... yaşını sürmek
  • yaşı benzemesin
  • yaşına başına bakmamak
  • yaşında
  • yaşından başından utanmamak (veya sıkılmamak)
  • yaşı ne başı ne?
  • yaşını başını almak
  • yaşını bitirmek (veya doldurmak)
  • yaşı yerde (veya toprakta) sayılası
  • yaş ilerlemek
  • yaş yetmiş, iş bitmiş

Birleşik Kelimeler: yaş baş, yaş dağılımı, yaş dönümü, yaş günü, yaş haddi, yaş sınırı, yirmi yaş dişi, olgunluk yaşı, zekâ yaşı

[sıfat]

  • Nemli, ıslak, kuru karşıtı
  • Kendi suyunu, canlılığını yitirmemiş, kurumamış, kurutulmamış, taze

[isim]

  • Gözyaşı

    Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

[argo]

  • Kötü

    Bugün işler yaş.

[argo]

  • Zor

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yaş akıtmak (veya dökmek)
  • yaşını içine akıtmak
  • yaş kesen baş keser
  • yaşlara boğulmak
  • yaş tahtaya (veya yere) basmamak
  • yaşta kalmış kavat pabucu gibi

Birleşik Kelimeler: yaş çayır, yaş kesim, yaş pasta, yaş sebze, yaş üzüm, gözyaşı

SAYIŞ

[isim]

  • Sayma işi

    Gemideki ganimetin her sayışta neden eksik çıktığı da böylece anlaşılmış oldu. - İhsan Oktay Anar