SAYRILAREVİ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
SAYRILAREVİ harflerini içeren 5 harfli 37 kelime bulunuyor. 5 harfli SAYRILAREVİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
YAVSI15,
ESRAR (Kelime Kökeni: Arapça esrār)
-
Gizler, sırlar
Yüzüme, tekrar o eski, esrar dolu gözlerle bakıyor. - Yusuf Ziya Ortaç
Ata Sözleri ve Deyimler
- esrara dalmak
Birleşik Kelimeler: esrar kumkuması, esrar perdesi
- Hint kenevirinden çıkarılan ve kullanılacak miktara göre uyarıcı, sarhoş edici veya uyuşturucu etkileri olan bir madde
Ata Sözleri ve Deyimler
- esrar çekmek
Birleşik Kelimeler: esrar otu, esrar tekkesi
İRSAL (Kelime Kökeni: Arapça irsāl)
- Gönderme
İSALE (Kelime Kökeni: Arapça isāle)
- Akıtma
ARİYA (Kelime Kökeni: İtalyanca aria)
- Sancağı, yelkeni veya sereni direkten aşağı alma
ISRAR (Kelime Kökeni: Arapça iṣrār)
-
Direnme, ayak direme, üsteleme, üstünde durma
Ben hiçbir yerde yemeğe bu kadar ısrar görmedim. - Fikret Otyam
Ata Sözleri ve Deyimler
- ısrar etmek
RİYAL (Kelime Kökeni: İspanyolca real)
- Pesetanın dörtte biri değerinde İspanyol parası
- İran, Katar, Suudi Arabistan, Umman ve Yemen'de kullanılan para birimi
REAYA (Kelime Kökeni: Arapça reʿāyā)
- Bir hükümdarın yönetimi altındaki halk
-
Tanzimattan önce Osmanlı Devleti'nin Müslüman olmayan uyrukları
Buradaki Türkler de tek tük reayayı görmemezliğe gelebiliyorlardı. - Abdülhak Şinasi Hisar
- Hristiyan
YERLİ
-
Taşınamayan, başka yere götürülemeyen
Yerli dolap. Yerli sedir.
-
Yurt içinde yapılan veya bir yurdun kendine özgü niteliklerini taşıyan
Yerli halıları gördüm, koyu sıcak kırmızılarla diri maviler ağır basıyordu. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
-
Belli bir bölgede yetişen, otokton
Yerli muz. Yerli meyve.
- Bir yerin ilk sakini olan, otokton
-
Oturduğu bölgede doğup büyüyen, ataları da orada yaşamış olan
Daha önceki gidişinde kendini yerli halka sevdirmişti. - Eflâtun Cem Güney
- Amerika, Avustralya ve Afrika'nın uygarlıktan uzak, ilkel biçimde yaşayan kimi halklarına verilen ad
Birleşik Kelimeler: yerli dolap, yerli malı, yerli yerinde, yerli yerine, yerli yersiz, baba yerli
YARAR
-
Bir işten elde edilen iyi sonuç, fayda, avantaj
Al takke ver külah, kırsal kesimi çocuğunu okutmanın yararına inandırdık. - Attila İlhan
-
Çıkar
Kızılay yararına bir balo.
-
Yarayan, elverişli, uygun
Sanat yalnız insanları ıslah etmeye yarar bir vasıtadır. - Yahya Kemal Beyatlı
Ata Sözleri ve Deyimler
- yararı dokunmak
- yararı olmak
Birleşik Kelimeler: kamu yararı
AYSAR
- Ayın etkisiyle huyunun değiştiği sanılan (kimse)
- Değişken huylu, kararsız (kimse)
SİYER (Kelime Kökeni: Arapça siyer)
- Hz. Muhammed'in hayatını anlatan kitap
SALYA (Kelime Kökeni: Rumca)
- Ağızdan sızan tükürük
SARAY (Kelime Kökeni: Farsça serāy)
-
Hükümdarların veya devlet başkanlarının oturduğu büyük yapı
Sarayın içine girmiş olanlar bir bir süngülendiler. - Necip Fazıl Kısakürek
-
Kamu işlerinin yürütüldüğü büyük yapı
Emniyet Sarayı. Spor ve Sergi Sarayı.
-
Görkemli ve gösterişli yapı
Bu ev bir saray.
-
Devlet başkanı ve çevresi
Saraydan çağrılmış.
Birleşik Kelimeler: saray çiçeği, saray konut, saray lokması, saray menekşesi, saraypatı, kervansaray, adalet sarayı, belediye sarayı, kitap sarayı, kültür sarayı, satış sarayı
- Tekirdağ iline bağlı ilçelerden biri
- Van iline bağlı ilçelerden biri
SEYİR (Kelime Kökeni: Arapça seyr)
-
Gidiş, yürüyüş, ilerleyiş
Yaşayacak fazla zamanları olmayan bazı dâhiler, olgunluklarını hayatın normal seyrinden çok evvel tamamlamış oluyorlar. - Asaf Halet Çelebi
- Kara taşıtlarının belli bir güzergâhta ilerlemesi
- Özellikle gemilerin belli bir rotayı takip ederek yolculuk etmesi
- Bir yerden başka bir yere gitmek için yola çıkma
-
Eğlenmek için bakma, hoşlanarak bakma, temaşa
Tevfik, orta oyununa çıkınca seyrine en sık gidenlerden birisi Selim Paşa'nın karısı oldu. - Halide Edip Adıvar
-
Bakıp eğlenecek şey, eğlendirici durum
Bundan âlâ seyri nerede bulacak garipler? - Tarık Buğra
Ata Sözleri ve Deyimler
- seyre çıkmak
- seyre dalmak
Birleşik Kelimeler: seyredilmek, seyretmek, seyreylemek, seyrüsefer, kıyı seyri, sahil seyri
YASAL
- Yasanın, dinin ve kamu vicdanının doğru bulduğu, yasalara uygun, kanuni (I), meşru, legal