SAYDIRMA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

SAYDIRMA harflerini içeren 5 harfli 22 kelime bulunuyor. 5 harfli SAYDIRMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Saydırma ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Saydırma olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

MAYIS10, SAYIM10, AYRIM9, ADAMI9, SADIR9, SAYRI9, SAYMA9, YARDA9, YARIM9, YASMA9, AYSAR8, DRAMA8, DAMAR8, MISRA8, MARDA8, MARYA8, SIRMA8, SARIM8, SARAY8, YARMA8, IRAMA7, SARMA7

IRAMA

[isim]

  • Iramak işi

SARMA

[isim]

  • Sarmak işi

    Evlerindeki düzensizliğin, yozlaşmanın ve erinçsizliğin her yanı sarmasının yaratıcısı annesiydi. - Muzaffer Uyguner

  • Saran, içine alan şey, zarf

[askerlik]

  • Çevirme
  • Lahana, pazı ve üzüm yaprağının hazırlanan içle sarılmasıyla yapılan etli veya zeytinyağlı yemek

[madencilik]

  • Bir ayakta alınan, paralel veya dik olarak dikmelerin üzerine yerleştirilen direk

[sıfat]

  • Sarılarak yapılan

    Sarma yay.

Birleşik Kelimeler: sarma kafiye, ciğer sarma, kilit sarma, zeytinyağlı sarma, lahana sarması, tavuk sarması, yaprak sarması

AYSAR

[sıfat]

  • Ayın etkisiyle huyunun değiştiği sanılan (kimse)
  • Değişken huylu, kararsız (kimse)

DRAMA (Kelime Kökeni: Latince)

[isim]

  • Dram

DAMAR

[isim]

[anatomi]

  • Canlı varlıklarda kanın veya besleyici sıvıların dolaştığı kanal

    Alnında ve şakaklarında şişen damarlar ağrıyordu. - Peyami Safa

  • Mermerde, bazı taşlarda ve tahta kesitlerinde renk ayrılığı gösteren dalgalı çizgi
  • Başka türden katmanların arasında bulunan sıvı, maden veya mineral katmanı

    Zengin bir altın damarı.

[mecaz]

  • Soy, yaradılış

[mecaz]

  • Huy

    Cimrilik damarı. Şairlik damarı.

[bitki bilimi]

  • İçinde ongun besi suyunun dolaştığı odunsu dokudan boru

[hayvan bilimi]

  • Böceklerde kanat zarını dik tutmaya yarayan organ

Ata Sözleri ve Deyimler

  • damardan girmek
  • damarı (veya damarları) kabarmak
  • damarı kurusun!
  • damarına (veya damarlarına) işlemek
  • damarına basmak
  • damarına çekmek
  • damarına girmek
  • damarını bulmak
  • damarı tutmak

Birleşik Kelimeler: damar aktarma, damar damar, damardaraltan, damargenişleten, damar görüntüleme, damar sertliği, damar tabaka, damar tıkanıklığı, atardamar, halkalı damar, kılcal damar, orta damar, toplardamar, damarı bozuk, bilek damarı, can damarı, cin damarı, gazel damarı, korku damarı, maden damarı, su damarı, şah damarı, iletken damarlar

MISRA (Kelime Kökeni: Arapça miṣrāʿ)

[isim]

[edebiyat]

  • Dize

MARDA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Iskarta mal

MARYA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Beş yaşından büyük veya damızlık dışı bırakılmış dişi koyun
  • Dişi hayvan
  • Bir tür küçük balık

Birleşik Kelimeler: marya ağı

SIRMA

[isim]

  • Altın yaldızlı veya yaldızsız ince gümüş tel

    Açık gri etrafı iki parmak kalınlığında sarı sırma işlemeli, gayet zarif bir kumaş. - Refik Halit Karay

[sıfat]

  • Bu telden yapılmış veya bu tel gibi olan

    Altın yaldızlı ve siyah çiçekli aynalar duvarlara sırma kordonlarla asılıdır. - Salâh Birsel

  • Rütbe gösteren şerit

Birleşik Kelimeler: sırma saç

SARIM

[isim]

  • Sarma işi
  • Bir şeyi bir kez saracak miktar

[fizik]

  • Elektromıknatıslarda makara biçiminde sarılan iletken telin her bir halkası

SARAY (Kelime Kökeni: Farsça serāy)

[isim]

  • Hükümdarların veya devlet başkanlarının oturduğu büyük yapı

    Sarayın içine girmiş olanlar bir bir süngülendiler. - Necip Fazıl Kısakürek

  • Kamu işlerinin yürütüldüğü büyük yapı

    Emniyet Sarayı. Spor ve Sergi Sarayı.

[mecaz]

  • Görkemli ve gösterişli yapı

    Bu ev bir saray.

[eskimiş]

  • Devlet başkanı ve çevresi

    Saraydan çağrılmış.

Birleşik Kelimeler: saray çiçeği, saray konut, saray lokması, saray menekşesi, saraypatı, kervansaray, adalet sarayı, belediye sarayı, kitap sarayı, kültür sarayı, satış sarayı

[isim]

  • Tekirdağ iline bağlı ilçelerden biri
  • Van iline bağlı ilçelerden biri

YARMA

[isim]

  • Yarmak işi
  • Engebeli bir yerde, herhangi bir yolu geçirmek için açılmış yer

    Demir yolu birçok yarmalardan geçer.

  • Gelişigüzel kırılmış buğday, dövme

    Yarma arpa. Yarma burçak.

  • Gelişigüzel kırılmış buğdaydan yapılan bir çorba türü

[sıfat]

  • Kolay yarılan ve çekirdeğinden ayrılan

    Yarma şeftali.

[sıfat]

[argo]

  • Kaba saba, görgüsüz (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yarma gibi

Birleşik Kelimeler: yarma aşı, yarma buğday, yarma çorbası, yarma kereste, yarma kütüğü, yarma saldırısı, yarma şeftali, yarma taarruzu, çam yarması

AYRIM

[isim]

  • Ayırma işi, tefrik

    Kuvvetler ayrımı.

  • Bir kimse veya nesnenin bir başkasıyla karıştırılmamasını sağlayan ayrılık, benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark

    Bu arada silinen ayrımlar ve ayrımcıklar, bulanıklığı iyiden iyiye artırıyor. - Tomris Uyar

  • Alt bölüm

[mantık]

  • Cinsleri ve türleri birbirinden ayıran ana karakter, fark
  • Ayrılma noktası

    Yol ayrımı.

[sinema]

[televizyon]

  • Bir veya daha çok sahne içinde geliştirilip olayın tamamlanmış bir parçasını veren film bölüğü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayrımında olmak
  • ayrım yapmak

Birleşik Kelimeler: ince ayrım, ırk ayrımı, sönüm ayrımı, yol ayrımı

ADAMI

  • bir işi en iyi yapan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • adama benzemek (veya dönmek)
  • adam adama gerek olur
  • adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil
  • adam adamdan korkmaz, utanır
  • adam adamı bir kez aldatır
  • adam almamak
  • adam beğenmemek
  • adamdan saymak
  • adam değilim
  • adam etmek
  • adam gibi
  • adamın adı çıkacağına canı çıksın
  • adamına göre
  • adamın iyisi işbaşında (veya alışverişte) belli olur
  • adamın kötüsü olmaz, meğer züğürt ola
  • adamın yere bakanından, suyun yavaş akanından kork
  • adam içine çıkmak
  • adam içine karışmak
  • adam kullanmak
  • adam olacak çocuk bokundan belli olur
  • adam olana bir söz yeter
  • adam olana çok bile
  • adam olmak
  • adam sanmak
  • adam sen de!
  • adam sırasına geçmek (veya girmek)
  • adam yerine (veya hesabına) koymak

SADIR (Kelime Kökeni: Arapça ṣadr)

[isim]

  • Göğüs, sine
  • Yürek, kalp

[tarih]

  • Kazaskerlere verilen unvan

[tarih]

  • Sadrazam

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sadra şifa vermek

[sıfat]

[eskimiş]

  • Çıkan, görünen

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sâdır olmak