[isim]

[askerlik]

• Devletlerin diplomatik ilişkilerini keserek giriştikleri silahlı mücadele, harp, cenk, cidal

  Savaş yıllarıydı. Orta hâllilerin bile doğru dürüst yiyeceği yoktu. - Ayla Kutlu

• Uğraşma, kavga, mücadele

• Bir şeyi ortadan kaldırmak, yok etmek amacıyla girişilen mücadele

  Veremle savaş.

Ata Sözleri ve Deyimler

• savaş açmak (veya ilan etmek)
• savaş vermek

[sıfat]

• Savaşçı

[isim]

• Savaşmak işi, muharebe

[nesnesiz]

[-le]

[askerlik]

• Ordu ölçüsünde iki silahlı kuvvet karşı karşıya gelip çarpışmak, vuruşmak, muharebe etmek

  Bu acımasız dünyada artık acımasızca savaşacaklardı. - İhsan Oktay Anar

[mecaz]

• Bir şeyi ortadan kaldırmak, yok etmek amacıyla mücadeleye girişmek

  İkiyüzlülere, sureti haktan görünen sahte dindarlara karşı bütün gücümle savaşacağım. - Nazım Hikmet

[mecaz]

• Çaba sarf etmek

[isim]

• Herhangi bir amaca erişmek, bir güce karşı koyabilmek amacıyla bir kişi veya grubun sürekli çabası, mücadele

  Belki de kanıma bir savaşım tutkusu şırınga edilmiş, her zaman bir amacım var. - Adalet Ağaoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

• savaşım vermek

[sıfat]

[askerlik]

• Savaşan, savaş durumunda bulunan, muharip

• İyi veya çok savaşan, savaşkan, cengâver

[isim]

• Savaşa katılan kimse

[isim]

• Balıkesir iline bağlı ilçelerden biri

[isim]

• Savaşçı olma durumu

  Soylu ve çetin savaşçılık gururuna, bu eğiliş ağır geldi. - Falih Rıfkı Atay

[isim]

• Savaşım veren kimse, mücadeleci