SATRANÇÇILIK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

SATRANÇÇILIK harflerini içeren 6 harfli 95 kelime bulunuyor. 6 harfli SATRANÇÇILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AÇIKÇI14, ÇIRÇIL14, AÇIKÇA13, ÇARKÇI13, SIRTÇI12, ARIKÇI11, AÇKILI11, AÇISAL11, ÇITLIK11, ÇIRNIK11, ÇIRALI11, ÇAKILI11, ÇATILI11, ISKAÇA11, ILIKÇA11, KIRÇIL11, KASINÇ11, SARNIÇ11, ARAKÇI10, ARAÇLI10, ALIKÇA10, ALAÇIK10, ÇINLAK10, ÇARKIT10, ÇARKLI10, ÇARLIK10, ÇATKIN10, IRAKÇA10, KANTÇI10, KALÇIN10, RANTÇI10, SARKAÇ10, TARÇIN10, TANKÇI10, ANITSI9, ASILTI9, ASKILI9, ASINTI9, ÇALKAR9, ÇATLAK9, KARTÇA9, SIRALI9, SARILI9, TRANÇA9, ARILIK8, ANITLI8, ANISAL8, ANIRTI8, ANILIK8, ANASIR8, ANASIL8, ATKILI8, ALINTI8, AKINTI8, IRAKLI8, IRKSAL8, KIRSAL8, KARSLI8, KARILI8, KASALI8, KINALI8, RASTIK8, SINAAT8, SARKIL8, SARALI8, SARKIT8, SALTIK8, SAKALI8, TIRINK8, TIKALI8, TANSIK8, TASARI8, TASALI8, TAKILI8, ARKALI7, ARSLAN7, ARANTI7, ANLATI7, ARALIK7, ARAKLI7, ATALIK7, ANALIK7, KARTLI7, KARALI7, KIRAAT7, KASTAR7, NATIKA7, SANTRA7, TIRNAK7, TARALI7, TASLAK7, TALKIN7, KANTAR6, KARTAL6, KATRAN6

KANTAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳinṭār)

[isim]

  • Ağırlık sıfırken yatay duran bir kaldıraç koluna dik olarak tutturulmuş bir ibrenin sapmasıyla kütleleri tartan araç
  • Tartılacak kütle alttaki çengele takıldığında sarmal bir yaya bağlı olan ve normal olarak sıfırı gösteren bir okun, yanlarda gösterilmiş ağırlık birimleri hizasına gelmesiyle kütle ağırlığını belirleyen bir tür tartı aleti, el kantarı
  • Baskül

[eskimiş]

  • 56,452 kilogram ağırlığında veya kırk dört okkalık bir ağırlık ve sığa birimi

    İki kantar kireç.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kantara çekmek (veya vurmak)
  • kantarın topunu kaçırmak

Birleşik Kelimeler: kantar ağası, kantar kabağı, kantar kolu, kantar topu, kantarı belinde, el kantarı

KARTAL

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kartalgillerden, genellikle kızıl siyah tüylü, çok güçlü, yuvasını yüksek kayalıklar üzerinde kuran, iri, yırtıcı bir tür kuş (Aquila)

    Kartal yükseldi yükseldi, kıyıdaki dağların üstünde küçüle küçüle göze görünmez oldu. - Necati Cumalı

Birleşik Kelimeler: kartal ağacı, kartalgözü, sakallı kartal, balık kartalı

[isim]

  • İstanbul iline bağlı ilçelerden biri

KATRAN (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṭrān)

[isim]

[kimya]

  • Organik maddelerden kuru damıtma yoluyla elde edilen, sıvı yağ kıvamında, kara renkte, ağır, is kokulu, suda erimeyen bir madde

    Köpek, balıkçının kumsalda bir çalı ateşi üzerinde kaynamakta olan bir teneke katranını devirmişti. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • katrandan olmaz şeker, olsa da cinsine çeker
  • katran gibi
  • katranı kaynatsan olur mu şeker?

Birleşik Kelimeler: katran ağacı, katran çamı, katranköpüğü, katran ruhu, katran suyu, katran taşı, katran yağı

ARKALI

[sıfat]

  • Arkası olan

[mecaz]

  • Koruyanı, dayanağı olan, pistonlu, iltimaslı

    Kadronun dört yüzden yukarısı masabaşında bile oturmayan arkalıların. - Rıfat Ilgaz

ARSLAN

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Aslan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arslanın adı çıkmış, çakallar baş keser

ARANTI

[isim]

  • Aranılan çözüm

    Günlük sorunların dışındaki her arantıyı, her tartışmayı, her merakı küçümseyen bir toplum, siyasetin değişmeyen budalalıklarıyla didişme uğraşını kaybettiği anda kendi gerçek yüzüyle karşılaşırdı. - Ahmet Altan

ANLATI

[isim]

  • Ayrıntılarıyla anlatma

[edebiyat]

  • Roman, hikâye, masal vb. edebî türlerde bir olay dizisini anlatma biçimi, hikâyeleme, öyküleme, tahkiye

    Masal olsun roman olsun, ikisi de anlatı sanatıdır. - Necati Cumalı

ARALIK

[isim]

  • Ara

    İki masa arasında bir metre aralık var.

  • Uygun, elverişli durum, fırsat
  • Evin iki bölümü veya iki oda arasındaki dar geçit, geçenek, koridor
  • Yılın on ikinci ayı, ilk kânun, kânunuevvel
  • Tuvalet
  • Basımcılıkta harfler veya satırlar arasındaki açıklık, espas

[sıfat]

  • Yarı açık, tam kapanmamış

    İyice kararmış çarpık bir tahta kapı aralık duruyordu. - Çetin Altan

[ekonomi]

  • Borsada hisse senetlerinin alım satım emirlerinin verildiği süre

[fizik]

  • Bir sesi bir başka sesten, kalına veya inceye doğru ayıran uzaklık

[müzik]

  • İki nota arasındaki perde uzaklığı

[müzik]

  • Portenin paralel çizgileri arasındaki boşluk

    Portenin beş çizgisi arasında dört aralık vardır.

[spor]

  • Toplu beden eğitiminde art arda dizilenleri ayıran açıklık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aralık vermek

Birleşik Kelimeler: aralık korozyonu, aralık oyunu, bir aralık, dar aralık, o aralık, hava aralığı, tavan aralığı

[isim]

  • Iğdır iline bağlı ilçelerden biri

ARAKLI

[isim]

  • Trabzon iline bağlı ilçelerden biri

ATALIK

[isim]

  • Ataya yakışır davranış, babalık

ANALIK

[isim]

  • Anne olma durumu

    Yazarların analığa ve analarına yaklaşımları da çeşitlidir doğallıkla. - Adalet Ağaoğlu

  • Anne olma duygusu
  • Anne yerini tutan veya anne kadar yakınlık gösteren kadın
  • Anaca davranış

[halk ağzında]

  • Üvey ana

    Benim analığımın yetiştiği konak da çok çok büyükmüş. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • analık etmek
  • analık fenalık

Birleşik Kelimeler: sütanalık

KARTLI

[sıfat]

  • Kartı olan

Birleşik Kelimeler: kartlı telefon

KARALI

[sıfat]

  • Karası (II) olan
  • Üzeri kalemle karalanmış

Birleşik Kelimeler: aklı karalı

KIRAAT (Kelime Kökeni: Arapça ḳirāʾat)

[isim]

[eskimiş]

  • Okuma

    Orada da bu gece kıraatleri devam ediyordu. - Hüseyin Cahit Yalçın

[din bilgisi]

  • Kur'an'ı belli kural ve işaretlere göre okuma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıraat etmek

Birleşik Kelimeler: kıraathane

KASTAR

[isim]

[halk ağzında]

  • Pamuk ipliğini veya bezini bol ve soğuk su ile yıkayarak ağartma işi